0.4 We're friends

1.5K 99 67
                                    

"Ne demek bilmiyorum ya?!" Kemerimi takarken bana söylenen Harry'e karşı tırnaklarımı kemiriyordum.

"Bağırma bana!" dedikten sonra ağlamaya başlamam kesinlikle durumu kötüşeştirmişti. Tam bir hamile gibi duruyordum dışarıdan bakılınca! O gün galada gözlerimin kararması ve bayılacak gibi olmam, az önce kustuğum gerçeği ve şuan ağlamam...

Ve işin kötüsü emin olamıyordum hamile olup olmadığından. Harry ile anlaşmayı imzaladıktan sonraki hafta kızlarla mini-bar tarzı bir yere gitmiştik ve sadece biraz eğlenmek istemiştim. Sonrası malum şekilde bitmişti...

Neydi o sarışının adı ya... David? Hayır David değildi. Dave, evet buydu!

"Dave!" dedim bulmanın verdiği mutlulukla, sanki adını bulmam bir boka yarayacakmış gibi.

"Dave ne?" diye sordu Harry. "Hah, neyi soruyorum ki! Sikeyim Gomez, bana torpidodaki prezervatiflerin hesabını soruyorsun ama ne bok yediğin belli değil! Bilmiyorum ne demek? Nasıl bilmezsin!?"

Elimle gözümdeki yaşları sildim. "Hala bağırıyorsun"

"Yok, kaçamazsın öyle ağlayarak." Arabanın aynasına bakarak akan makyajımı düzelttim. "Tamam, daha hiçbir şey bilmiyoruz. Üstüme gelme. Hem, eğer hamileysem bile bu seni ilgilendirmez"

Sahte bir kahkaha attı. "Haklısın, sonuçta 1 yıllık zorunlu ilişkimiz boyunca babası olmadığım bir çocuğa sanki babası benmişim gibi annesinin hamilelik sürecinde bakıcılık yapacağım ve bu ilişki bittiğinde basına nasıl bir açıklama yapmam gerektiğini düşünerek kafayı yiyeceğim. Beni ilgilendirmiyor, doğru."

Kollarımı önümde bağladım ve cevap vermeyip dışarıyı izlemeye başladım. Gerçekten şuan bu olmamalıydı. Evet anne olmak mükemmel bir şey falan olabilirdi ama tanımadığım, adını bile zor hatırladığım bir adamın bebeğini kariyerimin en aktif zamanında doğuramazdım.

Ani bir frenle durduğumuzda Harry anında arabadan inmişti. Sola dönüp baktığımda eczaneye geldiğimizi fark ettim. Test alıyor olmalıydı!

Arabaya geri bindiğinde onu sinirlendirmemek için konuşmamayı tercih ettim çünkü zaten sinirden kızarmıştı. Poşeti benim kucağıma bıraktığında içini açıp baktım.

İçinde bir sürü test vardı. "Neden bu kadar çok aldın?"

"Bunu atlatsak bile seninle 1 yıl geçireceğiz, hazırlıklı olmam gerek!" Sinirle poşeti arka koltuklara bırakırken artık sabrımı taşırmıştı.

"Bana sürtükmüşüm gibi davranmayı keser misin?! Sana hamileyim demedim, bilmiyorum dedim. Olabilir, ben 25 yaşındayım ve bir özel hayatım var. Senin işin kolay tabi, erkek olmak varmış ya! Temiz iş!"

Saçmalıyordum ama haklıydım. Kızı beceriyor ve sabahları kalkıp gidiyordu. Sonrasında doğum kontrol ilacı almasına gerek kalmıyordu! Ama ben onca işin arasında bunu unutunca böyle ufak felaketler yaşanabiliyordu işte...

Eve kadar bir şey söylemedi. Onun evine gelmiştik. Beni beklemeden önden indi ve arkadan poşeti alıp apartmana girdi. Peşinden girerken telefonum çalınca asansörde onu cevaplamakla meşgüldüm.

"Efendim Theresa? Ne? Hayır, sen nereden biliyorsun? Offf, tamam, tamam anlatacağım."

Harry suratsız bir ifadeyle bana bakıyordu. "Eczacı 'Harry Styles az önce benden hamilelik testi aldı' diye tweet atmış ve eczanedeki güvenlik kamerasından aldığı ekran fotoğrafını kanıt olarak yüklemiş"

Famous || HarlenaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin