Famous || Harlena

0.2 Just in your wildest dreams

paragrafların arasında yorum bekliyorum <3

"Hadi Selena, kaldır kıçını! Dunkirk'in New York Galasına 7 saat var ve ne giyeceğiniz bile belli değil! Gelmiş canım gitmek istemiyor diyorsun. Bak bakalım kimse canına ne istediğini sormuş mu?"

Yastığı kafama bastırıp atabildiğim kadar yüksek bir çığlık attım. Harry Gereksiz Styles'ın filminin galası vardı ve sorun bakalım o özürlünün filmi zerre kadar umrumda mıydı?

Değildi.

Kalkıp üzerime eşofmanlarımı geçirdim ve saçımı tepeden topuz yapıp kapıya çıktım. "Hazırım" dedim Theresa'ya tatlı tatlı gülümseyerek. "Tam bir rezilsin" dedi benim özensiz kılığımı süzen Theresa. Haklı olabilirdi ama... banane?

Kapıdaki siyah dolmuşa bindiğimizde ayaklarımı Theresa'nın sırtına koyacak şekilde geniş koltuklara yattım. Hiçbir şey umrumda değildi. Canım pizza istiyordu.

Theresa bu hallerime alışkın olduğu için pek sorun yaşamıyorduk. İçerideki led ışıkları incelerken aklıma Harry Styles'ın ne kadar gerizekalı olduğu geldi.

O gün beni öptükten sonra kameraların bizi çektiğini ve kavga ediyor gibi görünmek istemediğimiz için yaptığını söylemişti. Ama sorun şu ki asla hiçbir sitede öpüşürken ki veya benim ona bağırırkenki fotoğraflarım yoktu. Yani beni canı istediği için öpmüştü. Veya susturup olay çıkarmamı önlemek için.

Ona karşılık vermediğim için pişman değildim ama keşke beni biraz daha uzun öpseydi diye de düşünmedim değil...

Hiçbir şey olmamış gibi davranmaya karar vermiştim dün kendi kendime jakuzimde yaptığım sempozyum sonucunda.

Zaten o da büyük ihtimalle arabadaki prezervatifleri atmak yerine israf olmasın niyetiyle tüketmişti o gece... Bir haftadır da konuşmuyorduk. Sonuçta medyaya istediğini vermiştik o gün beraber görüntülenerek.

"Kalk bebeğim geldik" diyerek götüme şaplak atan Theresa'nın memelerini ayakkabılarımla iteleyerek kalktım ve dolmuştan indim. Şükürler olsun ki kameralar yoktu, özel bir yerdeydik sanırım.

"Ajasın mı?" dedim Theresa'ya merakla, binaya girerken. "Hayır, Styles kiralamış, Gucci ile beraber çalışmak için." Sessizce güldüm. Tam bir kasıntıydı.

Birkaç katı merdivenle çıktıktan sonra odalardan birine girdik. Geniş bir odaydı ve 3 farklı odaya açılan kapıları vardı. İnsanlar koşturuyordu. Sağdakinde üstünde ölçü alınan Harry'i görünce o odaya gittim.

"Selam" Duvara yaslanıp onu süzdüm. Vay canına. Üstündeki takım oldukça güzel duruyordu ama kendisi tam bir bok torbasıydı.

"Sen ne dedin?" Yüzünü buruşturarak söylediğinde elimle ağzımı kapattım. "Ben sesli mi düşündüm?"

Theresa bana gülerken Harry fena halde bozulmuştu. Banane, yalan değildi. Bok torbası...

"Benim giyeceklerimi de mi sen seçtin? Yoksa stilistimi arayayım mı?"

"Seçenekler yan odada, bak beğenirsen onları denersin, sana göre ayarlarlar ve giyersin. İstersen de çağır stilistini ama benim takımıma uyumlu bir şeyler seçin."

Emredersiniz ya! Bu soğukluğu sinirlerimi bozmuştu. Sanki kameraları bahane edip onu öpen bendim! Beyinsiz!

"İçinden düşün!" Sert sesiyle ona döndüm.