Telefonu cebine sokuşturup merdivenlere koşmuştu. "Gel, ajansa gidiyoruz"
"Ne oldu? Harry? Sana sesleniyorum! Harry!!" Merdivenleri düşmeden inmeye çalışırken korkuyordum. Ne söylemişti ki Josh? Ne olmuştu?
"Arabada anlatacağım" Anahtarını alıp kapıyı çekerken daha fazla ısrarcı olmamaya karar verdim.
•
"Ne demek ayrılıyorsunuz? Daha bir ay oldu?"
Sinirle bağırdığımda -neden sinirle bağırdığımı bilmiyordum- geniş dekolteli ve ultra kontürlü kadın bana doğru eğildi.
"Bayan Gomez, azarlanan kısım siz olmalısınız, biz değil! Burada amacımız olumlu, destekleyici, büyük bir kitle oluşturmak, sizi takip edecek, maddi kazanç getirecek bir kitle. Rezilliğinizi twitterda tt yapacak bir kitle değil! Daha fazlasına gerek yok, ciddi olmayan bir ilişki havası vereceğiz, geçti gitti diyeceksiniz, bu kadar!"
Kadının takma kirpiklerini sökme isteğimi basıtırp Harry'e döndüm. Arabada bana ayrılmamızı istediklerini söylemişti ve şirkete geldiğimizden beri konuşmuyordu. Şimdi de masaya gözleri dikmiş elindeki kalemi sıkıyordu.
Ne düşünüyordu? Ben neden ayrılmak istemiyordum? O istiyor muydu? Aptallaşmamalıydım, sessiz kaldığına göre, tabiki istiyordu! Ne sanmıştım ki?
Ondan umudumu kesip Theresa'ya döndüm. Bir şey yapmalıydı. Boşu boşuna mı girmiştik bu işe? O kadar baş ağrısı 'bir ay düştük-kalktık' ilişkisi için miydi?
İstemiyordum, hayranlarımın aklında böyle bir ilişkide bulunmuş olarak kalmak istemiyordum. Hem Harry ile görüşmeyecek miydik bundan sonra? Yani, görüşmeyelim, banane tabii de, bilmiyorum.
Theresa bana 'asla telefonlarımı açmayıp kafana göre iş yaparsan böyle olur' bakışları atıyordu. Buradan çıkınca bir de ondan azar işitecektim.
"Şimdi siz, bizim ilişkimizin dağınıklığından dolayı kötü bir izlenim kazandığımızı söylüyorsunuz değil mi?"
Sonunda tekrar sesini duyduğuma sevindim.
Harry ciddi bakışlarını sabahtan beri bize nutuk çeken ve ayrılmamız gerektiğini düşünen çakma sarışına çevirdiğinde kadın cevapladı. "Aynen öyle Bay Styles"
"O zaman insanlara düzenli bir ilişkimiz olduğunu gösterelim. Ciddi düşündüğümüzü yani?"
Bu sefer ben Harry'e sordum. "Nasıl yani?"
"Beraber eve çıkalım?"
•
"Hayatımda gördüğüm en ayarsız, dengesiz, kontrolsüz, aptal, sorumsuz, beyinsiz, tekrar aptal- Bebeğim sence yastık kılıfları mat mı olmalı parlak mı?"
İçeriye giren mağaza görevlisi cümlemi yarıda kesmeme sebep olmuştu.
Tahmin edin neden buradayız?
Çünküüü, evimiz için mobilya seçiyoruz. Ne tatlı değil mi? Dünyada evimi paylaşmaya katlanacağım son insanla eve çıkacağım.
Tamam Harry bazen beni hipnotize edebiliyor ve aramızda aniden anlamlandıramadığım şeyler alevlenebiliyor, ama bu eve çıkmamız gerektiğini değil, birbirimizi mümkün olduğunca az görmemiz gerektiğini gösteriyor.
Ama biz artık her gün birbirimizi görecektik. Ne güzeeel...
Bu daha çok sinir bozukluğu, hormon ve duygu dengesizliği, ayrıca daha çok anlamlandırılması güç anlar demekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Famous || Harlena
Fanfiction"Ama Harry, anlaşmada ikimiz arasında herhangi bir duygusal bağ olamayacağı yazıyor" #5 - harrystyles