Neden yalan söylerim?

8 1 0
                                    

İçimde bir boşluk var. Tanımlayamadığım, ismini koyamadığım. O boşluğu doldurmaya çalışmakla geçti hayatım. Önce bir kadın oldu bu, sonra arkadaşlar fakat o boşluk hep orada kaldı. Dolduramadım bir türlü, yeterli veya gerekli metaryelim yoktu belki de. Bir de kurguyu denemeye karar verdim. Yalan söylemeyi, o boşluğun orada olmadığına inanmaya çalıştım. Aralarında en güzeli de buydu sanırım. Çünkü inanmak akla sahip olmaktır. İnanç, yalnızca aklın egemen olduğu bir fikir değil akla egemen olan bir fikirdir. Aklıma egemen olmasını istedim ben de. Belki yeterince inanırsam o boşluk da inançla dolar diye düşündüm, yanılmışım. Dolmadı. Fakat bende bıraktığı bir iz vardı bu sürecin. Bu iz yalan söylemekti. Bazen, bazen yalan söylemeyi seviyorum. Nedeni hakkında en ufak bir fikre sahip değilim, ama seviyorum. Bazen yabancıları bazen de etrafımdaki insanlara yalanları dizerim. Onlara yalan isimler yalan anılardan bahsederim, nedendir bilmem ama seviyorum. Söylediklerimde gerçeklik yok, geçmişimde doğru yok. Durdurmaya çalıştım ama artık çok geçti. Yalanlarım tarafından bana prangalar takılmıştı bile. Anladım ki özgür değildim. Hiçbirimiz değildik. Yaptıklarımızda özgür değiliz çünkü zihnimizin istediği şeyi biz belirlemiyoruz. Özgür olduğumuzu düşünerek rüya görüyoruz, kandırılıyoruz. Belki rüya görmek güzeldir diye düşünebilirsiniz fakat bunun da beraberinde getirdiği bir bedel var. Çok fazla rüya görmenin bedeli kabus görme olasılığının artmasıdır.Uyandığımızda, gerçek hayatın da kabus olduğunu göreceğiz. Yalanlarım da aynı işlemler ve etaplardan geçiyor. Eninde sonunda insanlar anlıyor, uyanıyor ya da benim hatalarımdan kaynaklanan sorunlardan dolayı kabusa dönüyor her şey.  Bu kabuslar bize, bana işkence ediyor, canımı acıtıyordu. Benim de bugünkü halimi almamda bu işkence önemli bir parametre olarak yerini almış durumda. Zira işkence gören bir insan eninde sonunda işkence uygulayan bir insan dönüşecektir. Her kelime ile insanlara, sevdiklerime işkence ettim. Ağzımdan çıkan her cümle bir fotoğraf karesi gibi, çünkü bir fotoğraf sır içinde sırdan ibarettir. Ne kadar çok söylerse o kadar az bilirsin. Yalanlarla, kelimelerle düşüncelerimi maskelemeye çalışıyorum hep.  Çünkü çok eksiğim var ve bunu gizlemek için her şeyi denedim ve denemeye de devam edeceğim. Utanmak istemiyorum çünkü. Utancın kaynağı bizdeki bir eksiklik değil o eksikliğin başkaları tarafından görülmesidir. Ya insanları kandırmam ya da eksikliklerimi saklamam gerekirdi. İkisi de aynı kapıyı aralıyor. Fakat en kötüsü utanç da değil. En kötüsü kimsenin anlamaya çalışmamasıdır. Kimse gerçekle yüzleşmek istemiyor çünkü. Kimse güç sarfetmek istemiyor. Çünkü kötülük yapanı kınamak kadar kolay bir şey yok ve nedenini anlamak kadar zor bir şey yok. İnsanlar da böyledir; kolayı isterler hep. Güzel olanı en az enerji ile çabalamadan elde etmek isterler. Kimse ölmek istemez fakat herkes cennete gitmek ister. Bu kadar karanlığın da bir getirisi var, şayet hayatta hiçbir şey işlevsiz değildir. Sadece doğru şartlar gerekir. Işığın bile gerçek işlevini ve değerini zifiri karanlığı tattıktan sonra anlarız. Yalan söylemenin beni güçlü kıldığını zannederdim. Tıpkı diğer tüm insanlar gibi bir şeye dayanmanın bizi her zaman güçlü kıldığına inandım. Ama bazen de bizi güçlü kılan bırakmaktır. Ben de sırtımı yalan söylemeye dayadım, belki de bırakmanın zamanı gelmiştir...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 26, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Hayatın Gerçekliğindeki ÖzHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin