Gözlerim bağlı değil bu sefer; ancak sanki biliyormuşçasına bakmıyorum ona. Şimdi göreceğim, diyorum. Kafamı çevirip ona bakıyorum. Ama görebildiğim tek şey dudaklarına yasladığı bucaksız sigara oluyor. Gerçeğe denki bir saniye olan süre aslında iki saat.
Lanet olası iki saattir aynı sigarayı içiyor.
Bu bir rüya, diyorum. Rüya kafası.
"Anladık sigara içiyorsun ama ben de bu rüyayı bir an önce atlamak istiyorum."
Dediğim şeyle elindeki sigarayı yatak başlığına bastırıp söndürüyor. Ardından dirseğini yastığına yaslayarak yüzünü eline koyuyor. Gözleri bana bakıyor ama ben gözlerine bakmıyorum. Beni izliyor, heyecanlanıyorum istemsizce. Onun gibi yakışıklı birisi beni izlediği için belki de...
"Senin uykunu oyalıyorum resmen. Ama seni sadece rüyalarında izleyebiliyorum ne yapayım?"
Kafamı çok fazla karıştırıyor. Hızlıca ona cevap veriyorum.
"Ne yapacaksan yap da geçelim şu rüyayı bir an önce." Mırıldandıktan sonra kollarımı göğüsümde birleştirip bekliyorum. Tüm vücudum bana dokunmasını istiyor; ancak aklım hala sağlam ve sadece seviyeyi geçme düşüncesinde. Kaşları çatılıyor. Neden birden sinirlendiğini anlamıyorum.
"Bütün seviyeleri geçip benden kurtulmak mı istiyorsun Baekhyun?"
Adımı söylemesiyle titriyorum. Heyecanlı bakışlarım eşliğinde süzerken onu, parmakları boynuma değiyor. "Sana ilk rüyalarında seni alacağımı söyledim. Oynadığım her oyunu ben kazanırım. Seni kazanacağım ve sen bana ait olmanın tadını çıkaracaksın."
Bu sefer benim kaşlarım çatılıyor.
Ama birden kendimi tavana bağlı halde bulunca kocaman açılmış gözlerimle çığlık atıyorum.
Ayaklarım yere değiyor ama kollarım yukarıdaki bir cisimle bağlanmış, midem kasılıyor. Çırılçıplak bedenimin etrafında tur atan bir adam var. O da çıplak. Ellerindeki göz bandını yavaşça gözlerime bağladıktan sonra kolları belimi kavrıyor. "Bu işe bulaşmamın, seni de bulaştırmamın bir nedeni var. Ulaşamayacağım uzaklıktasın ve ulaşsam da bende olamayacaksın." Devam ediyor.
"Seni seviyorum, seni cidden seviyorum."
Ani itirafı kanımı donduruyor.
"Hu-... Ah!" Şaşkınca ona bakmak isterken belimdeki kollarını çekip kalçama vurmasıyla çığlık atıyorum. "Aman tanrım.." Kalçamda ağır öpücükleri dolanıyor. Nefes nefese kalmama engel olamıyorum. Bana dokunmayı biliyor. Tanrı aşkına o bana dokunmayı çok iyi biliyor.
"Beni tanıyorsun Baekhyun. İllaki görmüş olmalısın, neden tanımadığını anlayamıyorum."
Kalçalarımı okşayan elleri çekildiğinde dudaklarımda nefesini hissediyorum. "Çok güzel kokuyorsun." Burnum büzüşüyor. "Sen sigara kokuyorsun." Bana inat nefesini daha çok veriyor.
Sıcacık oluyorum.
Ardından dudakları aklımın alamayacağı şekilde öpüyor dudaklarımı. Ne hareket edebiliyorum ne de itebiliyorum. Öyle güzel dokunuyor ki ağlamak istiyor canım. Şaşkınım. Elleri kalçalarımdan kaldırarak bacaklarımı beline dolamamı sağlıyor. Kollarımı boynuna dolayamazken bu yüzden sinirlenip dudaklarını ısırıyorum. Sanki anlıyor ne istediğimi.
Dudaklarını dudaklarımdan çektikten sonra iki parmağını ağzımın içine sokup geriye itiyor. Ben öğürecekken çektiği parmaklarını çıkardığı gibi deliğimin girişine götürüyor. Kalçamda tek eli kalırken diğer eliyle kelepçelerin zincirini çözdüğünde kollarımı sıkıca boynuna dolayarak dudaklarına yapışıyorum. Tek eli göz bandımı hızlıca çözüyor. Her şey hızlı hızlı gerçekleşiyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Échecs (M) | ChanBaek √
FanfictionChanyeol, Baekhyun'un rüyalarına girer. -Mortalsoo !!Yetişkin içerik!!