9- Gerçekler, sevenler ve birleşenler. / "mat" 2

3.9K 351 182
                                    


11 yıl önce

Chanyeol, geldiği falcının adresini kontrol etti; ardından tozlanmış kapıyı iterek hafif yamalı adımlarını içeriye uzattı. Kapı arkasından kapandı, etrafta yayılmaya henüz başlamış ses uzun bedeni ürpertti. Chanyeol yapma girişiminde bulunduğu şeyden dolayı korkuyordu. Bunu sadece büyüdüğünde daha iyi ve daha kolay şeylere sahip olmak için yaptığı bilinciyle yapıyordu ki henüz sadece on yedi yaşındaydı. Büyücü bilmez, fal dinlemezdi. Bir arkadaşının tavsiyesine uyup üzerindeki kara büyüleri tespit ettirmek için falcıya gitmeyi kabul etmişti. Falcı ona her şeyi söyleyecek, kara büyüye sahipse, bozması için tanıdığı büyücülere gönderecekti. Chanyeol çoktan bu fikre alışmıştı. Sürüdüğü yamalı adımlarını durdurdu ve bir küre altına konmuş masayı görünce yanındaki sandalyeye oturdu. Aslında cidden böyle şeylere inanmazdı. Ama etrafta ruh gibi gezen arkadaşı falcıya gidip düzelince kendisi de bir baktırmadan ölmek istememişti.

Gergin bakışları ellerini, ayaklarını, ayakkabılarını, küreyi ve yaşlı kadının gözlerini teğet geçince durdu. Yaşlı kadına baktı ve hızlıca ayağa kalkıp gerginlikten terleyen ellerini kotuna sildi. Kadının bakışları onu delik deşik ediyor, bir saniye üzerinden ayrılmadan onu seyrediyordu. Chanyeol, kadının uzun yeşil bir etek, siyah boğazlı kazak ve taktığı altın rengi büyük hacimli kolyeyle garip durduğunu inkar etmedi.

Gerginliğine gerginlik kattı, garipliğine serenat bile yapardı; ama selam vermeyi unutmadı.

"Merhaba, ben Park Chanyeol."

Yaşlı kadın ürker gibi gözüktü bir an. Keskin bakışlarını bir saniye olsun üstünden ayırmıyor, yerine konuşmaları gelene dek öylece bakıyordu. "Hoş geldin." Kadın Chanyeol'un karşısındaki masaya otururken onun üzerindeki enerjiyi hissetmişti. Oyalanmadı, durmadı, duraksamadan lafa daldı. Chanyeol'un kara gözlerini, yakışıklı yüzünü ve ihtişamlı duruşuna yakışan kalın ses tonunu sevdi. Bu yüzden de ona bir kıyak yapmak istedi. Dudakları kıvrıldı, ardından devam etti.

"Zor bir hayatın yok, paran var, ailenle iyisin, okulunda çok başarılısın, etrafında kızlar var ve hepsi sana bayılıyor, mutlusun, keyiflisin, buraya neden geldin bilemeyeceğim." Durdu ve Chanyeol'un şaşkınca onu izleyen yüzüne dalarak güldü. "Ama görmek istediklerim senin görmek istemediklerinin başında iken nasıl anlaşırız?" Kafa karıştırıcı sözlerini kendine saklamaktansa Chanyeol'un kulaklarına vurmak ona göre çok daha iyiydi belli ki. Çünkü kadın bir saniye bile diyeceğini esirgemiyor, ağzına geleni söylemekten cidden çekinmiyordu. Chanyeol anlayamadı.

"Nasıl yani?" sordu ve meraklı gözlerini kadının suratında gezindirdi. Yanağının hemen yanındaki ben dikkatini çektiğinde falcı kadın kollarını göğüsünde birleştirerek güldü. "Cevabı basit; ancak sana hemen söyleyecek değilim. Önce bir şeye açıklık getirmeliyiz."  Ellerini kürede gezindirdi ve buğulanan küreye tırnağıyla hafifçe vurarak kuru gülleri masaya serdi. Chanyeol vazgeçmeyecekti, falcı bunu biliyordu. Teklifini yaptı, denedi ve onu bu şekilde elde edebileceğini düşündü.

"Demek şarkıcı, ünlü olmak istiyorsun?" Gülüşü dudaklarında kalan Chanyeol kocaman gözleriyle ağzını kapadı ve hızla kafa salladı. "Nereden biliyorsunuz? Yoksa cidden görüyor musunuz?" Falcıya sorduğu saçma soru. yandaki kadının kahkaha atmasına sebep okurken falcı göz devirerek devam etti. "Sana bunu verebilirim. Herkesin konuştuğu biri olabilirsin. Herkes seni sever, herkes özler." Falcının dudaklarına yapışmış çirkin gülüş Chanyeol'u korkuttu. O esnada falcı devam etti.

Échecs (M) | ChanBaek √Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin