Rutin bir sabah kahvaltısından sonra Baekhyun ve Kyungsoo üzerlerini değiştirip evden çıktılar. Dün gece Kyungsoo Baekhyun'la uyumuş, omzunu gözyaşlarıyla ıslatmıştı. Daha sonra Baekhyun her zamanki neşesiyle moralini biraz olsun düzeltmişti ve Kyungsoo'nun içindeki his etkisini azaltmıştı.
"Daha iyi misin Kyungsoo?"
"Evet, hala biraz kötü hissediyorum ama kesinlikle dünden daha iyiyim."
"Korkmana gerek yok Kyungie~ Ben seni kesinlikle koruyacağım. Bu kasların insan üzerinde nasıl bir etki yarattığını bilemezsin.~"
Baekhyun'un ağzından çıkan saçma sözler Kyungsoo'nun gülmesine neden oldu. Kyungsoo'dan biraz daha yapılı ve uzun olsa da Baekhyun'da kasın 'k'si yoktu.
"Ya, ne kasından bahsediyorsun sen? Karnındaki şey kastan çok göbeğe benziyor sanki."
"ÖLDÜN SEN KYUNGSOO!"
--------------
Uzun bir kovalama sonucunda okula varmışlardı ve hoca gelmeden önce dersle ilgili son kontrollerini yapıyorlardı. Kyungsoo ve Baekhyun'u zeki yapan şey de buydu. Diğer öğrencilerden kimisi makyaj yaparken, kimisi fotoğraf çekiniyordu veya bunlara benzer gereksiz şeyler yapıyorlardı. Sınıftan bir çocuk sürekli Kyungsoo'ya bakıyordu ve arkadaşlarına bir şeyler anlatarak gruptakilerle beraber gülüyordu. Bu Baekhyun'un gözünden kaçmamıştı ve bir şey dememek için kendini zor tutuyordu.
"Hey Kyungsoo!"
Kyungsoo ismini duymasıyla kafasını gömdüğü ders kitaplarından kaldırdı ve ona kimin seslendiğini görmek için büyük gözlerini sınıfta dolaştırdı.
"Okuldan sonra beraber takılmaya ne dersin, bebeğim?"
Kyungsoo onunla konuşan kişinin Sungyeol olduğunu farketti ve cevap vermeden tekrar önüne döndü. Bela istemiyordu ve Sungyeol kesinlikle bir belaydı.
Kyungsoo'nun cevap vermeden önüne dönmesi Sungyeol'u sinirlendirmişti ve grubun başı olarak arkadaşlarının önünde rezil olmayı hiç istemiyordu. Bu yüzden ağır hareketlerle sırasından kalktı ve Kyungsoo'nun yanına gidip sıraya yaslandı. Baekhyun hâla kendini tutuyordu. Durduk yere kavga çıkarmak bursu için çok kötü bir durum olurdu. Bu yüzden sessizce bakmaya devam etti.
"Neden cevap vermiyorsun, tatlım? Şirin dudaklarını aralayıp birkaç kelime söylemek çok zor olmamalı, hm?
"İstemiyorum."
Arkadaşlarının gülmeye başlaması Sungyeol'u iyice sinirlendiriyordu ve bu küçük sürtük ona hiç yardımcı olmuyordu.
"Neden? Senin için yeterince iyi değil miyim yoksa? Kızlardan hoşlanıyor olamazsın çünkü lanet bir ibne old-"
"Sakın devamını getirme lanet herif. Yoksa etlerini lime lime eder, sokak köpeklerine mama yaparım."
Baekhyun'un bu ani çıkışı Kyungsoo'yla beraber diğerlerini de şaşırttı ve ani bir sessizlik oldu.
"Vay vay vay~ Bizim küçük Baekkie'miz konuşmayı da biliyormuş."
"Bana öyle seslenme!"
"Ne oldu, Minik sevgilinle konuşmam seni rahatsız mı etti? Söylesene, onunla olmak nasıl hissettiriyor? Eminim ki beyaz teni sana zevk veriyordur."
Bu Baekhyun için son damla oldu ve Sungyeol'un suratına bir yumruk indirdi.
"ONUN HAKKINDA BÖYLE KONUŞAMAZSIN ADİ HERİF!"
Arkadaşları Sungyeol'u yerden kaldırırken o hala bir şeyler geveliyordu.
"Bu yumruğun hesabını vereceksiniz ibneler. Arkanızı kollayın."