LANET OLASICA DÜNYA SENDEN NEFRET EDİYORUM.
Bu gün ki isyanımın sebebi yine lanet olası aptal babamdı artık canıma tak etmişti. O pislik adam beni zorla evlendirmeye çalışıyor. Bu sürekli yaptığı bir şey zaten, o ne zaman bunu yapmaya kalksa biz kavga ederdik ve o aptal vaz geçerdi ama yine kaybeden ben olurdum çünkü bu yüzden sürekli şiddet görüyorum, fakat artık cidden sabrım kalmadı. 17 yaşında bir kız olarak 40 yaşında bir adam ile zorla evlendirilmektense evden kaçmak daha mantıklı geldi. Bu yüzden bir plan hazırladım ve onu uygulamaya karar verdim.
Saat gece yarısını sabırla beklerken odamda durmuş planımı düşünüyordum. Aptal üvey annem içeri girip yanıma geldi " telefonumu senin yanına bırakacağım alarm falan kur sabah erken kalk hazırlan bu sefer baban ciddi vericez seni biz" dedi ve telefonu eski masanın üzerine koyup gitti.saat gece ikiye yaklaşırken artık uyuduklarını düşünmüştüm odalarının önüne gittiğimde içerden konuşma sesleri geldiğini fark ettim ne konuştuklarını merak ederek kapıyı dinlemeye başladım.
"Şu kızdan yarın kurtuluyoruz değilmi faruk?"
"Evet evet"
"Kızın parası ile yeni ev alırız dimi yeni eşyalar...?"
"Evet ayşe artık sus ve yat ben de vicdanımı dindirmeye çalışayım!"
"O kız için cidden üzülüyormusun faruk?"
"Evet ayşe o önceki eşimden bana kalan tek şeydi sırf sen mutlu ol diye yapıyorum bunu şimdi sus ve uyu!"
Duyduklarım ile gözyaşlarıma hakim olamamıştım o aptal üvey annem için beni satan bir babam vardı fakat o kadın halen memnun olmuyordu ve babamın benim için üzülmesine bile karışıyordu. Elimle yanaklarımı ıslatan yaşları silip tekrar odama gittim ve bir çanta alıp içine kışlık 2-3 elbise ve 2-3 tane pantolonu içine koydum. Telefonu alıp saate baktım saat iki çeyrekti. Sessizce üvey annemin kabanını alıp üzerime geçirdim. Evde onun kabanından başka kaban yoktu babam her gün kabanı olmadan dışarı çıkıyordu. Gecenin bu saatinde soğuktan donmak istemediğim için o aptalın hem telefonu hem de kabanını aldım.
Sessizce parmak uçlarımda yürüyüp evin kapısına kadar gittim kapıya geldiğimde sessizce kapıyı açtım ve evden çıktım. Lanet olsun telefonun şarj aletini almayı unutmuştum ve anahtarım da yoktu. Neyseki odamın camı kırıktı, evin arkasına dolanıp odamın camının önüne geldim. Camın kırık kısmından elimi sokup camı açtım. Cam baya eski olduğundan gıcırtı yapıyordu. Bu yüzden onlar uyanmadan hemen girip şarj aletini alıp çıkmam gerekiyordu. Sessizce çantayı yere koyup içeri girdim. Mutfakta olduğunu düşündüğüm şarj aletini aramaya başladım. Aramaya ilk olarak mutfaktan başladım tam da tahmin ettiğim gibi masanın yanındaki prize takılı duruyordu. Hemen prizden çıkartıp cebime attım. Ve koşar adımlar ile odamın camından geri çıktım.
Saat üçe yaklaşırken evden oldukça uzaklaşmıştım. Nereye gideceğim ve ne yapacağım hakkında hiç bir fikrim yoktu. Plan yaparken bunlara dikkat etmemiştim ama şu an o evde olduğumdan daha güvende olduğumu biliyordum. Aklıma birşey gelmeyince parka gidip sabaha kadar orda oturmaya karar verdim ve parka doğru yürümeye başladım. Gece gece parka gitmek hiç güvenli olmasa da oraya gidip havanın aydınlanmasını beklemekten başka bir seçeneğim yoktu. Parka vardığımda parkta kimse varmı diye kontrol ettim ve parkta kimse yoktu. Ben de gidip bir bankın başına oturdum. Ve beklemeye başladım.
Evden kaçtım, bu lanet olası köyde nereye gidebilirim ki ? Cebimde beş kuruş yok ve ben hangi akla hizmet kaçtığımı bilmiyorum, ama buna mecburdum! Şimdi ne yapacağımı da bilmiyorum. Burdan şehre yürüsem başıma bir şey gelir mi acaba? Gelirse eğer kendimi koruyabilirmiyim ki? Doğru yolu bulabilirmiyim? Kendime güvenim her ne kadar tam olsa da içimde hala bir korku var. Bir başkasından yardım istesem nasıl güvenebilirim ki?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BU BENİM HAYATIM #wattys2019
Teen FictionBir kız çocuğu evden kaçacak kadar çaresiz ve cesur olabilirmiydi? Bu yolun ona ne getireceğini bilmeden üstelik...