Dört Deli Dört Bakış

62 6 6
                                    

Rüyalar neden bölündükten sonra devam etmiyo ki. Ben şimdi vasat hayal dünyamla tüm aksiyonu bozacağım. ''Belis uyan la osuruk kokuyo odan pencereden uzaklaşamıyorum.'' tabi canım tabi ben de öyle diyordum.Hep bunlar yüzünden gitti rüyam. Hangi akla hizmet aynı çatı altına girdiysem bunlarla. ''Mimiklere bakın lan. Rüya mı görüyo acaba? Resmen yüzüyle konuşuyo .Bakın bakın burada kesin pişmanlığını anlatıyo.'' al işte kaçtı uykum. ''Üçünüz de iki dakika için de odamdan çıkmazsanız kıyamet bölümüne giriş yaparsınız.'' kapının kapanma sesi ve işte huzur. Sessizlik ne güzel şey ya. Yaradana kurban.Uyku biter, dostluk biter, ömür biter, enerji biter, huzur biter ama okul asla bitmez. Phöff. Pikeyi kucağımdan atarken oturma pozisyonuna geçmiştim. Güle güle uyku, merhaba pazartesi. Ayaklarımı soğuk parkelere koyarken çoktan ayılmıştım. Zor uyansam da gözlerim açıldığı gibi dinç olurdum.Hiç öyle duvara tavana bakma yok ben de, keşke olsa canım çekti. Canım mı çekti mi? İçime Tontişim kaçtı sanırım. Havlumu ve iç çamaşırlarımı almak için dolabımın karşısına geçtim. Şimdi siz Cenk ile takılın ben bir banyoya giriyim.

CENK'TEN

Bir Belis tehditinden sonra odama gelmiş dolabın karşısına geçmiştim. Henüz eşyalarımı taşımamıştım ama Belis beni benden iyi tanıdığı için bana ve tarzıma uygun kıyafetlerle doldurmuştu dolabı. Tek yapmam gereken ilk güne uygun bir şeyler giymek. Sanırım on- on beş dakikam buna gidecekti. Hayatımda uğraşırım dediğim nadir şeylerden biri de kıyafet seçmek. Kapının açılma sesi ile bakışlarımı o tarafa çevirdim. Gereksiz ama şu dakikalar için gerekli tek insan:Ece. Ne yalana söyliyim tarz kızdı ve benden daha çabuk kombinlediği bir gerçekti. Yoksa biliyorsunuz kendi işimi kendim görürüm. ''Geç kalacağız yine. Nedir sen ve Belisten çektiğim be. Birazcık ben ve Tolga gibi olun başka bir şey istemiyorum.''nidir sin vi Bilistin çiktiğim bi.Birizcik bin vi Tilgi gibi ilin bişki bir şiy istimiyirim. Hadi Tolga okey de sen kim köpek?Hala annem gibi azarlarken bir yandan da kahverengi tonlarında bir kombin hazırlamıştı bile. En azından eli iş görüyodu. Elindekileri süzerken bir şey hatırlamış gibi ayakkabı dolabına gitti. Beyaz ayakkabılarımı da koyup bana kısık gözlerle bakmıştı. Mal la bu kız. ''Tamam çık da giyiniyim.'' şaşırınca kaşlarımı çattım. ''Önemli değil ya.'' sanki ben seç dedim.''Benim isteğim üzerine yaptığın bir şey değil o yüzden boş yapmada çık. Geç kalacağız.'' arkamı dönerken kapının çarpılma sesiyle irkildim. Sorunlu.

Ben daha iyisini çıkartırdım ortaya ama bu da iş görür

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ben daha iyisini çıkartırdım ortaya ama bu da iş görür. Son kez saçımla oynadıktan sonra tam çıkacaktım ki geri dönüp parfümümü sıktım.Odam kokumla dolarken kokuyu içime çektim.Kapıyı açıp çıkarken karşımda Belisimi görmüştüm. Bu kızsa o Ece malı ne? Kimin kardeşi be en az benim kadar kusursuz o beni süzerken ben de onu süzüyordum.

 Bu kızsa o Ece malı ne? Kimin kardeşi be en az benim kadar kusursuz o beni süzerken ben de onu süzüyordum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Sıradan ama güzel olmuş, garip. Havalı bir şekilde göz kırpıp gülmüştüm. Oda mavi gözlerinin ışığı ile gülmüştü.Ulan gözlere bak be. ''Pişt fıstık Tolga görmesin yer seni.'' bu dediğime gülerken yanağıma öpücüğünü kondurmuştu bile.Ben de yanağını sıkmıştım. Bu bizim gün içindeki birbirimize hitaben yaptığımız ilk eylem. Konuşmak dışında tabi.Küçükken iki sevgiliden görmüştük o da sevgili yapacağım diye tutturunca sevgili yapmama koşuluyla bu görevi kabullenmiştim. ''Sen beni korursun prensim.'' tam bir kedi ya bu. Tut öldüresiye sev. Kolumun altına alırken onu bir yandan da asansöre doğru yürüyordum.''Yani şimdi Tolga'nın kilosunu ve boksunu göz önüne alırsam.Tolga'ya bir gidişim oldu bidi dinişim ildi çik gizil ildi yimrik kizindim moduna anında girerim. Anlıyosun dimi?'' taklidimden sonra kahkahası durmamıştı ve şuan anırmaya gidiyo. Vazgeçtim bu da kız değildi. Ben ıslık çala çala asansöre binerken Belis karnını tutarak binmişti.''Aç aç güldürdün karnım ağrıdı .''Duymamazlıktan gel Cenk belki susar. Sustu vay canısı. Kapı açılınca mutfağa yol almıştım. Sevgili yapsam böyle bir ev almam burda mutfak fantezisi olmaz olsa olsa geniş oda fantezisi olur.Aslında bu da kulağa fena gelmiyordu. Tolga'nın sahte Ağrı Dağı'na bakarken bir yandan da ne çalsam kafasındaydım. Ben bunları düşünürken siz bir Tolga'ya gidin.

Tolgahan'dan

Ve adım sesleri. Bunun anlamı Cenk evladıma yaklaşacak. Bence yapmamalı tam sekiz saat aç kaldım çünkü. Arkamda hissettiğim varlıkla anne aslan gibi evladımı sakladım. Her şeyimi paylaşırım ama yemeğimi sadece Belis'imle paylaşırım bunun sebebi de Belis'in karışmış yiyecekleri yememesi anca abur-cuburlarımı yiyordu ondan da yarım avucu kadar alıyodu. Ne kadar zararsız kız..Ecem de azıcık Belis'im gibi ama Cenk o tam bir aç. Sofrada azılı düşmanım biçız. Bana kısık gözlerle bakarken tam karşıma oturmuştu. Bunun anlamı yenilgiyi kabul etti. ''Adam olacaksın Cenk kardeş.'' bu halime göz devirince salamımla, kaşarımla, zeytinimle, peynirimle, patatesimle, yumurtamla, dometimsimle ve salatamımla yaptığım hamburgere dişlerimi geçirdim.Cank bana aç aç bakarken ben yavaş yavaş yiyordum.Kendimi belgeselde gibi hissettim.''Seninle uğraşırdım ama Belis izin vermedi sen ona şükret Tontiş.'' Belis'ime öpücük atarken Cenk'e de omuz silkiyordum.Tontişe bilerek baskı yapmıştı sinirleneceğim sanıyo her halde salak. Ayrıca istediğim sürece yemek alabiliyo benden haberi yok. Önümde ki salamı önüne fırlattım.''Al oğluşum bir yerlerin şişmesin.'' bu dediğime kızlar gülerken Cenk düşman bakışları atıyodu.Yavrumu havaya kaldırıp şerefe dercesine tavır aldığımda Cenk buralı olmadı. Ben yemekler alemine ee sonuçta kahvaltı önemli. Hadi siz gidin Ece'ye pizzalarım.


ECE'DEN

Tolga ve Cenk'in kavgalarını izlerken kahvaltımı yapmaya devam ettim. Arada bakışlarım Cenk'e kayarken kendimi Belis'e odaklamaya çalıştım.Lanet olsun kahverengi çok yakışmıştı. Neden ben giydirdim ki onu, hayır yani zorum neydi? Bir şey bulamasaydı siyah giyinirdi.Gerçi siyah ona daha çok yakışıyodu. Zaten ben onu siyahlar içinde görünce aşık olmamış mıydım? Güzel Cenk. Aniden herkes ayaklanınca dalgınlığa geldiğimi yine fark ettim.Ayağa kalkıp onlara yardım etmeye başladım. Tabaklarımı alırken arkamda ki kişiye çarpmıştım. Sakarlığım en büyük düşmanımdı.Arkama döndüğüm de Cenk'i gördüm. Ya da değildi. Bir yabancıymışım gibi bana bakmadan Belis'e dönmüştü. Neydi bu nefretinin sebebi? Neydi Belis'te olan. Yıllarımı ona verdim belki Belis gibi olursam sever dedim. Oldum, olabileceğim kadar Belis oldum.Sonuç mu?Hiç. Koca bir hiç. Ne bir Belis çakması ne de bir Ece onun kollarının arasında oldu.O bana kördü, sağırdı ve hissiz.Ben ona yanıyordum.O elinde su ile yangınımın karşısına geçip lıkır lıkır içiyordu. Sakladığı sırlarını, halini tavrını, sebebini nedenini, hepsini ya hepsini biliyordum. Hayatını ezbere bildiğim adamın yabancısıydım ben. O mavilerin içinde ki siyahtı, bense siyahların içindeki mavi. O yalandı bir o kadar da gerçek.Niyeydi harcadığım üç senem? Bunlara mıydı? Ben ona değilde bunlara sahiptim. Ben benliğimi unutmuşum bir hiçlik için.Bir gün ya yıkılacaktım ya da tutunacaktım. Cenk'e Cenk'ime güzel Cenk'ime. Asansöre kokusu yayılmıştı ya da ben çok odaklanmıştım da sadece onun kokusunu alıyordum. Rüzgar da kokusunu taşımıştı şimdi burnum da bir misafir. Ne kusursuz bir misafir. Arabasına binip gaza basarken ben daha yeni kapıyı açıyordum. O çevremdeyken ya hızlı görürdüm işimi ya da uyuşuk. Söz konusu o iken ya siyahtım ya beyaz.

Saklanmayan EbeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin