KARTPOSTALDAKİ RESİM

39 2 0
                                    

 Merhabalar :) iyi okumalar... 

Tayin istemiştim, artık bana Ankara'da doktorluk yapmak zor geliyordu nedense.Tayinim ise İstanbul'a , arkadaşımın yanına çıkmıştı. Akşamdan hazırladığım bavulumu alarak evden çıktım. Dün hastanedeki arkadaşlarımla helallik alıp, onlarla biraz vakit geçirdik'den sonra eve gelip eşyalarımı toplamıştım.Yolda yürürken rastladığım Maviş teyze,bir o kadar'da sevdiğim bembeyaz saçları olan koyu kahverengi gözlü, Maviş teyze beni durdurdu ve 

"nereye gidiyorsun Aslım? " dedikten sonra uzunca elimdeki bavula baktı ve ardından saçlarımı pamuk gibi olan elleri ile saçımı okşadı anladı tabi bir şeyler olduğunu sonra sarıldı bana uzunca kokladı saçlarımı, ağlamaya başlamıştı ve ben elimdeki bavulun kulpunu sımsıkı kavramıştım. 

Her zamanki saçlarımı kokladığında dediği gibi "Saçların bugün daha güzel kokmuş aslım." diyerek'ten sarılmayı bıraktı ve iki omzumu kavrayarak gülümsedi.  

Ağlamayacaktım gözüme biriken yaşları akmasın diye kırpmadım gözlerimi yoksa ağlamaktan daha durmazdım. 

"İstanbul'a tayin istedim Maviş teyzem hakkını helal et." dedim. Kafasını salladı tekrar gülümsedi "Helal olsun Aslım." dedi ve evine doğru yürümeye başladı.

Yürüyerek otogara gittim ve otobüs biletini o zaman aldım. Koltuk numaram 06,Tutturduk gene Ankara'nın plakasını. Bileti aldığım amca "Tam zamanında gelmişsin kızım, çok beklemezsin yarım saat içerisinde gelir otobüs buyur otur ayakta kalma." Diye gülümseyerek koltukları işaret etti. Koltuklara oturmamıştım sırtımı duvara yaslamış idim. Telefonuma mesaj gelmişti o ara

"Aslı seni çok... özledim. Hemencecik gel sana neler yapacağım bir bilsen." diyerek Merve'den gelmişti.Mesaja cevap vermemiştim,sadece sırıtmış idim. Yarım saat su gibi akıp gitmişti öyle ya Ailemi kayıp ettiğim trafik kazasından sonrada zaman o kadar hızlı geçmişti. Otobüs geldiğinde ise mutluluktan kalbim hızla çarpmaya başlamıştı,uzun zamandır bir yere yolculuk yapmıyordum o yüzdendir belki. 

Önce yaşlı teyzeler ve amcalara yol verdim ardından ben de otobüse geçip koltuğumu aramaya başladım elimdeki bavul ile.Tam da istediğim gibi cam kenarına denk gelmişti koltuğumun numarası. Bavulu tavanda bulunan raflardan birine koyup oturmuştum bir yandan yan tarafıma erkek oturmasın diye dua ediyordum. Otobüsün kalkmasına beş dakika vardı ve yanıma on iki veya on üç yaşlarında bir çocuk bana selam verdikten sonra yanıma oturdu. En azından içim rahattı.

Merak etmeye başlamıştım bu güzel yüzlü çocuğun nereye gittiğini daha fazla dayanamadan sormaya başladım. "Yaşın seyahat etmek için küçük değil mi biraz? niçin gidiyorsun? " Anlamamış bir şekilde yüzüme baktı ve İngilizce bana "seni anlamıyorum." dedi. Bende ona İngilizce olarak " Yaşın seyahat etmek için küçüğe benziyor? " diye sordum.  Cevap vermeden önüne baktı ben de onu sıkmamak için bir daha sormadım. Anlaşılan evden kaçıyordu, ama neden? 

"Evden kaçtın değil mi? "

Yüzüme baktı ve ağlamaya başladı sessizce mavi boncuk gözleri ağlayınca ne'de güzel olmuştu.Ellerini ovuşturdu ve ardından kafasını önüne eğerek sessizliğini korumaya devam etti. Daha bir şey sormayacak idim. Anlaşılan pek iyi bir durum değildi onun yaşadıkları. Uzun yolculuk  başlamıştı başımı cama yaslayıp yolu seyir etmeye başladım, sıkıcıydı her ne kadar gezmeyi seven bir kişi olsam bile uzun yolculuklardan çok sıkılan bir insandım. 

Kulaklığımı uzun paltomun cebinden çıkardım ve telefonuma taktım ardından "moonlight sonata/sleep away" açarak gözlerimi yumdum,kazayı hatırladım doktorların anlattığı kadarıyla henüz sekiz yaşımdaymışım pek hatırlamıyorum sekiz yaşımdaki olan anılarımı. Karşıdan gelen sarhoş bir adamın hızlı bir darbe ile bizim arabanın önüne çarptığını söylediler. küçükmüşüm işte bilmiyorum ya "Annen ile baban iş görüşmesine çok uzaklara gittiler." diyorlardı. 

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 12, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

BIRAKMA BENİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin