Dev Örümcek

308 20 28
                                    

"Şimdi ölüm zamanı. Şimdi öldürme zamanı." Bir tıslama sesi ve büyük bir sessizlik... Ardından bir kaç kızın çığlığı.

"Ne oldu profesör Mcgonagal?" Dumbledore yarım ay şeklindeki gözlüklerinin ardından Mcgonagal'a bakıyordu. Mcgonagal oldukça endişeliydi.

"Bir saldırı oldu. Kızlar tuvaletinde Myrtle adında bir kız öldürülmüş." Dumbledore kaşlarını kaldırdı.

"Minerva, korkarım ki artık öğrencilerimize Hogwarts'ın onlar için güvenli olmadığını söylemek zorundayız." Mcgonagal Dumbledore'a bir şeyler söylemek için ağızını açtı. Fakat sözü Tom'un sözleri tarafından kesildi.

"Profesör Dumbledore neler oluyor?" Dumbledore Tom'a döndü.

"Bir saldırı oldu Tom, bir kız öldürülmüş. Korkarım ki saldırının suçlusu ortaya çıkana kadar okul kapatılmak zorunda." Tom olduğu yerde kalakaldı. Okul kapatılamazdı. Eğer okul kapanırsa o lanet muggle yetimhanesine dönerdi. Hayır, oraya dönmeyecekti. Saldırıyı yapan da kendisi olduğuna göre saldırganı bulamazdı. Dumbledore'un sesi onu düşüncelerinden sıyırı.

"Söylemek istediğin bir şey var mı Tom?"

"Hayır efendim." Dumbledore ona kuşkulu bir bakış atınca arkasını döndü ve yürümeye başladı. Ne yapmalıydı? Ortak salona yöneldi. Portrenin önüne ne zaman geldiğini hatırlamıyordu. Parolayı söyledi.

"Ptolemis Testesteron" Portre öne doğru savrulunca ortak salona girip ateşin yanına oturdu. Bu işten nasıl kurtulacaktı? Duvardaki saate baktı. Dersin başlamasına yarım saat vardı. Ortak salondan çıktı. Dışarıda bir grup Hufflepuflının konuşmalarını duydu.

"John saldırganı bulduğunu söylüyor. Ama daha fazla kanıta ihtiyacı olduğu için kim olduğunu söylemiyor." Bu sözler Tom'u endişelendirmel yerine hafifçe gülümsetti. O beceriksizin bunu yapabileceğine ihtimal vermiyordu. Madem okulu kapatılmaktan kurtulamıyordu, o halde okul kapatılmadan önce olabildiğince çok muggle'ı öldürecekti. Kızlar tuvaletinin önünde durdu. Etrafta kimsenin olup olmadığına baktı ve içeri girdi. Tuvaletin ortasındaki çeşmeye çatal dilinde bir kaç kelime söyledi. Çeşme yana doğru açıldı. Beliren deliğe girdi. Önüne çıkan yolu takip etti. Yol sırlar odasına açılıyordu. Granit mührün önünde durdu ve çatal dilinde konuştu.

"Açıl" Mührün üstündeki kabartma yılanlar teker teker geri çekildi ve mührün arkasından büyük bir yılan başı göründü. Yılan yavaşça sürünerek dışarı çıktı. Tom dev yılanın başını yavaşça okşadı. Odanın bir kenarına oturup başını ellerinin arasına aldı. Bir süre sonra yılana geri dönmesini fısıldadı ve derse yetişebilmek için odanın çıkışına doğru koşmaya başladı. Çeşmeyi kaldırıp dışarı çıktı. Etrafına bakındı. Kimse yoktu. Tuvalet kapısını hafifçe araladı ve etrafta birilerinin olup olmadığına baktı. Kimsenin olmadığını anlayınca kapıyı hafifçe araladı. Tuvaletin dışında da gimseyi göremeyince dışarı çıktı. Aniden duyduğu bir ayak sesiyle irkildi ve asasını çekti. Fakat ses birden kesilmişti. Bundan şüphelenip etrafına bakınmay başladı. Hayal gördüğünü düşünüp bitkibilim dersinin yapıldığı seralara doğru gitmeye başladı. Ders Revenclaw'laydı. Derse aklını veremiyordu. Okul kapanmamalıydı. Fakat kendini veya basiliskini tehlikeye atmadan okulu kapanmaktan kurtaramazdı. Önündeki bitkiyle uğraşmaya döndü. Yaprağın üstündeki örümceği eliyle silkeledi. Bir dakika, örümcek. Örümcek. ÖRÜMCEK! Bakışları Hagrid'e kaydı. Dersten sonra güzlice onu takip etmeye başladı. Aklına parlak bir fikir gelmişti. Hagrid'in onunla ilgilenmeye gideceğini biliyordu. Onu takip etti. Boş bir sınıfa girdi Hagrid. Tom asasını çekti. Aradan beş dakika kadar geçmişti. Kapıyı tekmeleyerek içeri daldı. Hagrid daha asasını doğrultamadan bağırdı Tom

"Expelliarmus" Mavi bir ışın çıkıp Hagrid'in asasını elinden uçurdu. Buz gibi bir sesle konuştu.

"Çekil o sandığın önünden Hagrid." Hagrid korkmuş bir şekilde başını iki yana salladı. Tom devam etti.

"O yaratık bir kızı öldürdü."

"Hayır, Aragog kimseyi incitmez, hayır."

"Canavarlar evcilleştirilemez Hagrid. Şimdi çekil!" Son sözlerini bağırarak söylemişti. Asasını Hagrid'in arkasındaki sandığa doğrulttu. Asadan çıkan kırmızı kıvılcımlar sandığa çarpınca sandık açıldı. İçinden kedi kadar bir örümcek fırladı ve Tom'un altından geçip kapıya yöneldi. Tom ani bir hareketle asasını örümceğe doğrulttu. Tam büyülü sözleri söylemişti ki iki büyük el bileğine yapıştı.

"Bırak beni Hagrid." Hagrid'i itti ve örümceğin az önce olduğu yere parlak bir ışık kümesi gönderdi. Fakat ıskalamıştı. Asasını hemen Hagrid'e doğrulttu.

"Okuldan atılacaksın Hagrid." Kapı açıldı ve içeri Profesör Mcgonagal ile Profesör Slughorn girdi. Tom ve Hagrid'in bu halini görünce

"Tom, evladım burada neler oluyor?" Tom'un gözleri sinsi bir ışıkla parladı.

"Saldırıları yapan Hagrid'in canavarıydı. Dev örümceği... Fakat Hagrid örümceği yakalamamı engelledi efendim. Üzgünüm..." Profesör Mcgonagal inanamayarak Hagrid'e baktı.

"Hayır, Aragog kimseyi öldürmez."

"O, koca ucune Hagrid ağlıyor mu. Hahahhahah." Bellatrix'in sesi şatonun çıkışında yankılandı. Büyük bir kalabalık toplanmıştı. Kalabalığın önünde Hagrid ellerinde bavuluyla bekliyordu. Slytherinler onun haline gülerken, diğer binadaki öğrencilerin yüzü ise asıktı. Lucius Tom'un omzunu sovazladı.

"Harikaydın Tom." Tom soğukça gülümsedi.

"Biliyorum" Geri dönüp kalabalığı yararak şatoya döndü. Sırlar odasına tekrar girip basiliski mühürlemeliydi. Sırlar odasına tekrar indi. Basiliske son kez baktı ve çatal dilinde konuştu.

"İçeri gir" Yılan itaat edip mührün arkasına girdi. Asasını mühre doğrulttu. Mühürdeki yılanlar başlarını ileri uzatarak kapıyı kilitledi. Tam arkasını dönmüştü ki iki silüetin odanın girişinde beklediğini duydu.

"Size onun yaptığını söylemiştim Profesör"

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 02, 2014 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Slytherin'in varisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin