Merdivenlerden ayak sesleri geliyordu. Sanki yarı uyanıktım. Kalbim tekliyor. Kapıdan girdi.
Ayağa kalktım. Sarıldık. Zaman kavramının o an intihar etmesi için neler vermezdim.
O anın içinde sıkışıp kalmak bir ömür boyunca. O sarıldığım şeyin kollarında ölüp gitmek huzur içinde. Nefesini boynumda hissediyordum.
Başımı kaldırıp gözlerine baktığımda hiç gitmeyeceğini hiç bitmeyeyeceğini bilmek istiyordum.
Sonra yüksek bir binadan yere çakılır gibi oldum. Gözlerimi açtığımda odamdaydım. Etrafa bakındım karanlıktı her yer .
Bunun rüya olması çok anlamsızdı. Yanımda olması gerekirdi. Matt'in yerini alacak kimsem yok. Çünkü o giderse ben hayal kurmaktan nefret ederdim.
O artık sadece tanıdığım kişi değil. Şimdi rüyam devam etsin diye tekrar uyumak istiyorum hala etkisindeyim.
Herkes gibi bende biliyorum devam etmeyecek bir rüya.
Zaten gerçekte de rüya gibi.Hiç uyanmak istemediğim bir rüya
