Liar Liar | Verkwan

neun

Uyudun mu?

Hayır henüz değil.

Ah, bir an fazla geç kaldığımı düşündüm.

Hayır.
Uykum yok çok.

Dökül bakalım.
Neyin var?

Dediğim gibi, önemli bir şey değil.
Beni düğüne davet etti.

Ne?
Ne yaptı?
Tanrım...
Sen ondan böylesin.
Seni ilk defa bu kadar moralsiz görmem normalmiş.

Ona kızmıyorum.
Sonuçta ben itiraf bile etmeden beni kırdığını nasıl fark edebilir?
Ama...
Ben çok kötü bir şey yaptım.

Ne yaptın?

Tam da ona hislerimi açıyordum.
Hatta bir kısmını açtım.
Sonra zor toparladım.

Nasıl?
Ne dedin?
Anladı mı peki?

Muhtemelen.
Ona, onu ilk gördüğümde içimin kıpır kıpır olduğunu söyledim.
Güldü, sonra araya bir konu girdi.
Bana davetiye verdi.
Bir sessizlikten sonra
Nerede kalmıştık dedim, konuyu geri açtım.
Neyse ki sonradan bunun arkadaşlıktan öteye gitmeyeceğini fark ettim deyip çevirdim.

Neyse en azından kurtarmışsın.

Ama yaptığım şey bu değildi.
Bana evlenip evlenmeyeceğimi sordu.
Çocukluk ettim galiba...
Evleneceğim dedim.
Kısa zaman sonra ben de sana davetiyemi veririm dedim.
Ama tahmin et bende ne yok?

Evlenecek insan :c

Kahretsin Hansol ben niye bu kadar aptalım?

Bence değilsin.
Yapılabilecek bir şey.
Kıskanmışsın sonuçta.

Neyse muhtemelen benimle bir daha görüşmez.

Yani, eğer öyle olursa iyi olur.
Hem seni yaralamaz
Hem de...
Sen de yalanını devam ettirmek zorunda kalmazsın.

Buna yalan demesek?
Kötü hissettiriyor.

Tamam o zaman...
Senin söylediğin---
Şey olsun..
Blöf yapmak?
Peh, Seungkwan.
Toz pembe bir yalan işte.
Bunun yanlış bir yanı yok.
Her insan hayatında toz pembe yalanlar söyler.
Hem de çok kez.

Ama sevdiği insanı kıskandığı için açık olmayan kısmetine rağmen evleneceği toz pembe yalanını söylemez herhalde.

Söyleyenler çok.
Kendini kötü hissetmeyi bırak.
Ve toparlan.
Hayat birinde takılı kalmak için fazla kısa.
Önüne bakmalısın.

Haklısın...
Hem de çok haklısın.
Teşekkür ederim, gerçekten.

Her zaman, Seungkwan.