Deniz kız kardeşinin yüzüncü sorusunu göz ardı etti. Konuşmayacakt, kararlıydı. Yatağın üzerindeki montu giyip anne ve babası eve uğradığı zamanlarda kaldıkları odaya girdi. Büyük dolabın kapağını sürükleyerek açtı ve gizli bölmedeki kasayı açığa çıkardı.
"Deniz ne yapıyorsun sen?" Kasanın içinde ne olduğunu bilen Ezgi Deniz'i uyarırcasına sordu.
"Karışma Ezgi."
Deniz alışık olduğu şifreyi girdi ve tık sesiyle kapak açıldı. Deniz paraların arasında duran silaha uzandı.
"Deniz!"
"Ne var Ezgi ne var?"
Ezgi, Deniz'in güçlü bağırmasına rağmen geri adım atmadı. Eskiden babaları onlara nasıl silah kullanacaklarını gösterirdi. Çünkü babalarına göre bulunduğu sektörde ailesinin güvenliğini sağlamak kolay olmuyordu. Bu yüzden onlar kendilerini koruyamayı öğrenmek zorundaydılar.
"Ne yapıyorsun sen, delirdin mi?" Ezgi, Deniz'in elindeki silaha uzanmaya çalıştı ama beceremedi. "Deniz bırak şunu lütfen."
"Ezgi çekil önümden. Karışma işime."
Deniz kız kardeşinden kolaylıkla kurtuldu ve silahi pantolonunun beline yerleştirdi. Kız kardeşini olduğu odaya kilitleyerek evden çıktı. Hiç kimse ona zorluk çıkarsın istemiyordu. Izin de vermeyecekti. Birine zarar verecek değildi. Bir işi vardı sadece onu halledecekti. Ve silah da o işi halletmesine yardımcı olacaktı.
Ezgi'nin kapıyı yumruklamalarini gözardı ederek çelik kapıyı kilitledi ve evin önündeki arabasına doğru ilerledi. Babasının dün bir anlaşma için İzmir'e döneceğini biliyordu. Şirkette olacaktı. Orada herkes onu tanıyordu. Bu da onun belindeki silahla elini kolunu sallayarak şirkete girmesine yardımcı olacaktı.
Geri döndüğünde kız kardeşinden güzel bir ayar yiyeceğini biliyordu ama değecekti. Üstelik onun gönlünü alması gerekiyordu. Sadece bu konunun Ezgi'ye gitmemesini diledi. Hem kız kardeşine hem sevdiği kıza. Onların da üzülmesini istemiyordu.
Kısa bir araba yolculuğunun ardından şirkete varmıştı. Caddenin karşısına park edip sakince arabadan indi. Bu sakin haliyle birinin karşısına gidip az sonra babasının kafasına silah dayanacağını birine söylese asla inanmazdı.
"Hoşgeldiniz Deniz Bey."
Güvenliğe gülümseyip asansöre yöneldi. Hazırda bekleyen asansöre binip altıncı kata bastı. Aynaya yandan bir bakış attı. Bu kadar sakin olması normal miydi? Üçüncü katta binen kız Deniz'ı gördüğünde heyecandan neredeyse elindeki dosyaları düşünüyordu. Deniz kıza aldırmadan asansörden indi.
Babasının sekreteri Deniz'i gördüğü an suratına bir gülümseme yerleştirdi. "Hosgeldiniz Deniz Bey. Babanız şu an toplantıda. İster-"
"Istemez."
Deniz bir hışımla toplantı odasının kapısını açtı ve bütün gözler ona döndü.
"Herkes dışarıya çıkabilir mi lütfen?"
Herkes garip garip birbirine bakmaya başladı. Babası hafifçe kaşlarını çattı. Bir şey söyleyecek oldu ama Deniz'in sesi onunkini bastırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
blind . texting
Short StoryBilinmeyen Numara: Bu kadar kör olmayı nasıl başarıyorsun? Pizzeria Girl yan kitabıdır. 100917