Bölüm~3~

21 9 3
                                    

Yaklaşık 3 saattir öylece oturuyordum. İzi yaptıktan sonra bir anda anlamsız bir şekilde çıkıp gitmişti. Zaten yaptığı birçok şeye anlam vermek saçmalık olurdu.

Boynumu bir yere yaslayamadığım için boynum tutulmaya başlamıştı. Kıpırdandıkça tüm vücudum ağrıyordu. Damon odaya girince onu göz hapsine aldım. Elinde bir dizüstü bilgisayar vardı. Odada tekmiş gibi yavaşça kameraya yaklaştı. Bilgisayarı kameraya bağladı. Ne yapmaya çalıştığını anlamıyordum. Bilgisayarı bana çevirip yere koydu. Yanıma yaklaştığında gerilmeden edemedim. Bana sinsi bir şekilde gülümsedi. Saçlarımı düzeltmeye başladı.

"Ne yapıyorsun sen?" diye sordum.

"Sevgilinin önüne dağılmış bir şekilde çıkmak istemezsin sanırım." dedi. Kaşlarımı çattım. Ne demeye çalışıyordu bu psikopat? Saçlarımdan elini çekince tekrar bilgisayarın önüne geçti. Sanırım görüntülü arama yapıyordu. İşini hallettikten sonra arkama geçti ve birkaç dakika sonra Adam'ın yüzü ekranda belirdi. Nefret ettiğim poker yüzünü takınmıştı. Bana hiç bakmadan sadece kardeşine dikti gözlerini.

"En sevdiğim ağabeyim." dedi Damon sahte bir neşe ile.

"Başka ağabeyin yok zaten, Damon." dedi Adam buz gibi bir sesle. Ürpermemek elimde değildi. Damon ellerini omuzlarıma koydu.

"Yapma ama böyle, küçük sevgilini korkutuyorsun." dedi. Yüzümü buruştururken şiş olan sağ tarafım acıyla kasıldı. Ağzımdan acı bir tıslama çıktı. Adam'ın saniyenin onda biri kadar gözleri bana kaydı daha sonra tekrar kardeşine baktı. Ama bu Damon'ın gözlerinden kaçmamıştı.

"Sence de böyle daha güzel değil mi? Ona basit bir kadın olmasını öğretiyorum. Zarif, nazik... Erkeklerin işine karışmayan." Adam'ın çenesi kasıldı. Dişlerini sıkıyor olmalıydı. Hafifçe gülümsedim.

"Peki, burada ki erkek nerede?" diye sordum. Amacım onu kızdırıp hata yapmasını sağlamaktı. Ve ilk hatasını saçlarımı tutup kafamı geriye doğru çekti. Canım yansa da bundan mozaşistçe bir zevk aldım. Kızdıkça hata yapıp Adam'a öne geçmek için fırsat veriyordu.

"Sabrımı zorlama." dedi. Kafamı hızla öne itti. Sızlanmamak için dişlerimi sıktım. Buradan kurtulmak için bu acılara katlanmam gerekiyordu. Bir anda Adam'ın arkasında bir gölge belirdi. Eleanor! Üzerinde şık bir elbise vardı.

Mavi elbise dizlerinin biraz üzerindeydi. Belinde siyah bir kemer vardı. Yuvarlak yakası ile mütevazi bir yapısı vardı. Şık olmakla birlikte günlük bir elbise idi. Eteği bol inerek hatlarını belli etmiyor yine gayet çekici duruyordu. Mavi asaletli duruşuna tam olmuş, ayrıca ona da çok yakışmıştı.

Saraya gider gitmez prenseslik bulmuştu onu. Asla sıradan giyinemezdiniz Petusya'da. Özellikle de prensesseniz.

 Özellikle de prensesseniz

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


"Merhaba, Damon." diyerek soğuk bir selam verdi. Damon'ın gerildiğini anlayabiliyordum.

"Eleanor?" dedi şaşırmış bir sesle. Ben de en az onun kadar şaşkındım. Eleanor'dan böylesine cesur bir hareket beklemiyordum.

Kayıp Ülkenin Kraliçesi(Askıda)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin