4. BÖLÜM / KISKANÇLIK

107 21 14
                                    

KISKANÇLIK FELAN DEĞİL Kİ BU. BENİM OLANI BAŞKASIYLA PAYLAŞAMAM. O KADAR.

- YILMAZ ERDOĞAN

***************

AÇILAYDAN ...

Sabah kızlar uyanır uyanmaz evlerine gitmişlerdi. Evde hazırlanıp şehir merkezindeki AVM de buluşmaya karar verdik. Kızlar gittikten sonra hızla dolabımın önüne geçip ne giysem diye düşünmeye başladım. Bütün gün ayakta dolaşacağım için hem rahat bir şeyler hem de giyip çıkartması kolay bir şey giymeye karar kıldım. Dolaptan üstüme siyah yarım tişört altıma kot dar pantolon yakın zamanda abimden yürütmüş olduğum kahve tonlarındaki kare oduncu göleği çıkartıp yatağımın üstüne atıp banyoya gittim. Hızlı bir duş yapıp üstüme bornozumu giydim. Babam aşağıda gazetesini okuduğunu ve abimin de hayla uyuduğunu bildiğimden rahatça odama gittim.

Odama girdiğimde perdesi açık olan pencereden Gökay'ın odasını görebiliyordum. Biraz daha pencereye doğru ilerlediğimde görüş açıma Gökay girdi. Arkası bana dönük tişört giyiyordu. Tam arkasını dönecekken hızla kenara çektim kendimi. Umarım beni görmemiştir. Yavaşça kafamı eğip hayla orda mı diye baktığımda olmadığını görünce kafamı kaldırıp derin bir nefes aldım. Zaman kaybetmeden hızla pencereye gidip perdemi çektim. Arkamı dönüp yatağımın üstündeki seçtiğim kıyafetleri hızla giydim. Saçımdaki havluyu da çıkartıp çekmeceli şifonyerden saç kurutma makinesini alıp boy aynasının yanındaki prize takıp ayna karşısında saçlarımı kuruturken aynı zaman da nasıl bir elbise alsam diye düşündüm. Saçlarımı kuruttuktan sonra tarayarak tepede gevşek bir şekilde topladım. Dolaptan küçük sırt çantamı çıkartıp içine kulaklığımı, yuvarlak çerçeveli güneş gözlüğümü ve cüzdanı koyduktan sonra bir iki önemli şeyi de koyup hızla ayna karşısına gittim. Gözüme bir rimel ve eyeliner sürdükten sonra dudaklarıma da gül kurusu ruju sürüp çantamı ve çalışma masamın üstünde duran telefonum alıp hızla aşağı indim. Aşağı indiğimde ben hariç herkesin masada olduğunu gördüm.

- Günaydın!

Herkes bana bakarak karşılık verirken ben de hızla yerime geçip tabağımı bir şeyler koyarak kahvaltıya başladım. Bir süre babam ve annem işe gitti. Abim ablam ve ben hayla sessizce kahvaltı yapmaya devam ederken ablamın soru sormasıyla kafama ona çevirdim.

- Bugün bir planın yoksa yanıma gelsene, Selim kuzeni ile beraber olacak bana yardım ederisin.

- Bugün kızlarla AVM gideceğiz. Ama işim erken bitince söz gelirim. Belki kızlarda gelir.

- Olur, gelsinler tabii. Defne'nin düğünü için mi?

- Evet. Düğünü yaklaşıyor ve hala kıyafetlerimiz hazır değil.

- Benim de hala hazır da kıyafetim yok. Bir ara ben de alışverişe çıkmam gerekecek.

Ablamın konuşurken çayımı yudumluyordum. Abimin konuşmasıyla ikimizde ona döndük.

- Bana bakın öyle düğün falan diye fazla uçmayın.

- Kapa çeneni Burak. Bize karışmak gibi bir hakkın yok.

- Tamam senin nişanlın var, ama sen ufaklık.

Abim ablama karşı konuştuktan sonra bakışlarını bana çevirip elindeki çatalla beni işaret ederek konuşmaya devam etti.

- Sen hayla benim ufak kardeşimsin. O nedenle sana hayla karışabilirim.

Ablam abime karşı bayık bir bakış attıktan sonra ayağa kalkıp masayı toplamaya başladı. Bende ona yardım etmek amacıyla ayağa kalkıp abime de laf yetiştiremeye başladım.

Mutlu Ol Yeter.. Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin