Ömer'in bakışları tüm gün üzerimdeydi ama son ders bitmişti ve ben okuldan çıkmıştım.
Okulun kapısından çıktım. Yurda gitmek için sola döndüm. Birden belimde bir el hissettim beni sağa doğru çevirdi.
Ufak bir çığlık atıp kurtulmaya çalıştım ama belimdeki el beni daha sıkı sardı. Elin sahibine bakmak için kafamı kaldırdığımda Ömer'i gördüm. “Sakin ol ufaklık." yüzü gayet rahat ve mutluydu. “Ne oluyor ya? Bırak beni"
“Pansiyonda kalmıyor musun artık işte seni pansiyona götürüyorum." ayy bu çocuğun rahatlığı beni öldürecek. “Tamam da bu el niye? " gözlerimle elini gösterdim. “Yanlış yöne gidiyordun." Adımlarımız birbirimize uymaya başlayınca elini çekti. Kitaplarını bana uzatıp çantasını düzeltti. “Eşyalarımı almadım yurda gitmem gerek." durdum ayaklarına bakıyordu. Yüzünü görmek için kafamı hafifçe eğdim. “Sonra." diyerek kesip attı.
5 dakika yürüdükten sonra pembe 4 katlı şirin bir pansiyona gelmiştik. Kapıyı anahtarıyla açarken “Hatırladın mı?" dedi. “Hayır." Neyi hatırlamam gerektiğini anlamamıştım. Açılan kapıya doğru koşar adım gelen bir teyze vardı. Belli ki bizi karşılamaya gelmişti.
“Ayyy Esma ne kadar büyümüşsün." diyerek bana sarıldı. Sarılınca kokusunu tanımıştım. Hanım teyzeydi bu babamın ölen arkadaşının eşi seneler önce buraya geldiğim de bu pansiyonda kalmıştım ama o zamanlar daha farklıydı.
Bir saniye Ömer Serdar amcanın oğlumuydu. Eğer oysa babamın neden beni buraya ve bu çocuğa emanet ettiği açıktı.
Serdar amca öldüğünde babam çok üzülmüştü. Sonra ailesine destek olmuştu. Zamanında Serdar amcada babama çok destek olmuş. Hatta babamın anlattığına göre onun verdiği bir miktar borcu katlayan katlayan bu kadar zengin olmuş. Sonra borcu fazla vermek isteyince yemiş kalayı.
“Haydi geçen bakım içeri. Sofranızı hazırladım." Hanım teyzenin sesi beni düşüncelerimden uzaklaştırdı. Ömer kapıdan geri çıkarak “Ben eşyalarını almaya gidiyorum" dedi. “Nerden bulucaksın yurdu?" bağırdım arkasından. Geri dönüp “Ben sana boşuna devekuşu demiyorum. Beynin gözlerinden küçük." zafer gülüşü yapıp gitti.
Tabi ya bu çocuk beni revirden yurda bırakmadı mı? Yani tam bir deve kuşuyum.
***
Hanım teyze bana bakıp bakıp “güzeldin iyice güzelleştin" diyordu.
Yemek masasında buraya geldiğim zamanı anlatıyordu. Ömerle kavgalarımızdan bahsederken içeri Ömer girdi. “Ufaklık bavullarını yukarı çıkaralım hadi hem odanı da görmüş olursun." dediğinde Hanım teyze tabiri aciz ise kükredi “Yemeğinizi yesenize önce bavul ayaklanıp gitmiycek ya" bağırmasından korkmuştum. Çatalımı elime alıp yemek yiyormuşum gibi yaptım. “Tamam annem yiyoruz sakin ol" Ömer Hanım teyzenin arkasından sarılıp öptü. Hanım teyze yumuşamış görünüyordu. Onları böyle görünce abimle annem aklıma gelmişti. Çok özlemiştim onları ve annemi ne zamandır aramamıştım.
“Betül de sevmişti seni bir daha gelsinler diye başımın etini yemişti eşşek sıpası" Hanım teyze bana bunları söylerken hüzünlenmişti.
Galiba eşiyle aynı kazada ölen kızından bahsediyordu diye eşelemeden konuyu değiştirdim “Ellerine sağlık Hanım teyze ben artık odama çıkıyım." konuşurken elini sıkmıştım.
“Hadi çıkın odasına." Zorlanarak gülümsedi ve Ömer'e baktı.
Masadan kalkıp bavulum ve Ömerle odama çıktık. Odam 4.katta beyaz kapılıydı. Beyaz diyorum çünkü her odanın kapı rengi başka.
“Burası benim odamdı aslında ama annem en güzel oda diye sana hazırladı. Bu katta müşteri yok rahat olabilirsin." müşteri yokmuş sen varsın ya hasbinallah...
“İyi geceler." arkasını dönüp gitmişti. Ya insan bi karşılık verir sana da der ama demi. Revirde anlaşacağımızı sanmıştım ama nerde...! O zaman ne kadar sempatikti.
Ömeri düşünmeyi bırakıp odaya girdim. Gerçekten güzeldi açık tonlarla döşenmiş harika bir odaydı. küçük sevimliydi. Bir tanede banyosu vardı. Veeee en çok sevdiğim şey balkon...
Balkondan çok terastı ve yan odayı odamla birleştiriyordu odada kimin olduğunu görmek için ilerleyip camına baktım. Eyvahh! Yarıçıplak Ömer karşımda duruyordu ve alt eşofmanını giyinmek için elini pantoluna attı!
Kapa gözlerini Esme ve çık şu balkondan diyerek odama yöneldim ama illa bir aksilik olucak ya saksıya çarptım işte.
Allahtan O gelmeden odama girip yorganın altına girdim. Arkamdan gelip gelmediğini anlamadım ama rüyamda onun muhteşem vücudu göreceğim kesindi.
Bu bölümler geçiş bölümleri olduğu için kısa ve sakin geçiyor ama Esme hayatı tanımaya başlayınca herşey değişecek...
Sınır falan koymayacağım. Tabi ki okunması isterim ama okunmuyor diye de bitirmem. :) :)

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hadi Be!
Romansa*** Tahir olmakta ayıp değil Zühre olmakta Hatta sevda yüzünden ölmekte ayıp değil... Bütün iş Tahir ile Zühre olabilmekte Yani yürekte... *** Nazım Hikmet