Akşamları tatlı bir kıpırtı başlar içimde
Kah çocuksu,
kah olgun,
kah sıradan
Tenha sokakların masum sessizliğidir bazen
Bazen de cızırtılı hoparlörden duyulan ezan
Akşamları tatlı bir kıpırtı başlar içimde
Hava karardığından mıdır bilmem,
Güneşin başındandır belki
Belki de karanlıkta yaşanır asıl zaman
Akşamları tatlı bir kıpırtı başlar içimde
Sigara nasıl bir çırpıda tükeniyorsa
Yenisi de aynen öyle yanıyor ardından
Sonra da aklına sen geliyor insanın
Üçüncü tekil şahsı düşünüyor insanlar
Hüzünler,mutluluklar,kayıplar...
Akla yine seni düşürüyorlar
Akşamları tatlı bir kıpırtı başlar içimde
Ardından kalemi alırım elime
Saydırırım maziye.
Akşamlar çabucak gece oluverir
Ansızın ışıklar söner
İnsanlar evlere girer.
Gün biter bazılarına,
Bazılarıysa içini kağıtlara döker
Kah bir söz yazar
Kah yazarken geçer saatler
Ama onlar yazarlar
Akşamın kıpırtıyı gibi
Bitiremezler sözlerini
Duymasa da kimse seslerini
Aldırmazlar yazarlar.
Yazmak onlarda bazen atlı karınca,
Bazen de sevgiliye temaşa ile bakma tutkusudur.
İşte o yazarlar,bazen sadece yazarlar.