1 ay geçti. Jimin'siz 1 ay...
Jimin'e ulaşamadığım koskoca 1 ay.Ne olduğunu anlamadığım saçma 1 ay!
Güzel ayrılığımız ve ilk öpücüğümden sonra ne telefonlarıma cevap veriyordu ne de mesajlarıma.
Beynim Jimin ile meşgulken hiçbir şeyi doğru dürüst yapamadığım saçma bir 1 ay geçirmiştim.
Bugün ise 2. ayın ilk günü ve ben Lisa sayesinde dışarıya çıkıyorum.
"Yahh suratını asmaya devam edersen elimle yüzünü mıncıklar ve ağzının gülme şeklini almasını sağlarım!" Lisa'nın söyledikleriyle kendime geldim, hayata döndüm de denebilir tabi(!)
"Sakın denemeye kalkışma!" diyerek güldüm.
Lisa ile kolkola her zaman geldiğimiz kafeye girdik ve içeceklerimizi sipariş ettik. Birkaç saat lafladık ve lafımızı bölen benim telefonumdan gelen titreşim oldu.
Hiç beklemeden telefonumu elime aldım ve Jimin'den gelen bir bildirim olması olasılığıyla heyecanla telefonumu açtım. Fakat hayalkırıklığı ile mırıldandım.
"YG Şirketinden gelen bir mailmiş..."
Lisa'nın kafama vurmasıyla sinirli bir şekilde ona döndüm.
"Kızım sen salak mısın? Açsana maili hemen!"
Lisa yine beni kendime getirmeyi başarmıştı.
Heyecanla ayağa kalktım ve ne yapacağımı şaşırarak telefonumu elime aldım. Ve gerçekten salak olmalıyım ki telefonu masaya düşürdüm.
Heyecandan ağlanabiliyorsa evet şuan kesinlikle ağlayabilirim!
Lisa çığlık atarak telefonumu eline aldı ve şifreyi girdi.
"Hazır mısın?"
Sırıtarak parlak gözleriyle bana baktı.
"Evet hadi çabuk aç!"
Ayakta durmuş onun okumasını bekliyordum. Gözlerimi kapattım ve ellerimle yüzümü sarmaladım.
Lisa ayaklarını yere vurarak okumaya başladı.
"Roseanne Park Chaeyoung'a, öncelikle katılımınızdan dolayı teşekkür ederiz. Ekibimiz ile birlikte sesinizi inceledik ve değerlendirdik. Stajyer alım sınavlarına katılma hakkı kazandığınızı bildirmekten onu duyarız. YG Şirketi olarak iyi günler dileriz."
Lisa okumasını bitirdikten sonra ayağa fırladı ve boynuma sarılarak çığlık attı. Ne tepki vereceğimi bilmeden bende çığlık atmaya ve sarılışına karşılık vermeye başladım. Sonra birden aklıma annemin bunu asla kabul etmeyeceği geldi ve suratım anında düştü.
Düşen suratım ve çöken omuzlarım ile birlikte tekrar yerime oturdum.
Lisa tedirgin bir şekilde beni izliyordu.
"Chaeng sorun ne?"
Lisa'ya aklımdakileri ve annemin düşünce tarzını anlattım. Babam en büyük destekçim olsada annemde en büyük destekçim olmayan kişiydi.
Lisa yinede şansımı denememi söyledi ve beni neşelendirmeye çalıştı.
Onun gibi bir arkadaşa sahip olduğum için gerçekten çok şanslıydım.
Biraz daha oturduktan sonra Lisa pratik saatinin yaklaştığını söyledi. Yavaş yavaş kalkmaya hazırlandık.
"Yeni idol grubunu duydun mu? Bizim stajyerler ana dansçılarının gerçekten yetenekli olduğunu söylüyorlar."
Sırıtarak bir yandan çantasını topluyor bir yandan da arkamda kalan, kafenin küçük televizyonuna bakıp duruyordu.
Gülümeseyerek cevap verdim.
"Sen çıkış yaptığında herkes K-pop tarihinin en yetenekli dansçısını görecek bebek."
Göz kırparak onu şımartmaya çalıştım.
Kahkaha atmaya başladı.
"Bu cevap beni tatmin etti."
Daha sonra gözleri tekrar televizyona daldı.
Ne olduğunu anlamadan şaşkın şaşkın bana bakmaya başladı.
"Adı J-Hope'muş yani sahne adı bu olsa gerek. Ayrıca Seungri oppayla aynı dans okulundan mezun olmuş... Yahh mükemmel dans ediyor olmalı!"
Lisa'ya bakıp sırıttım. Bu halleri gerçekten komikti.
Garsona seslenip televizyonun sesini açmasını rica etti.
Aklım hâla Jimin'deydi o yüzden başka şeylere kafa yoramıyordum.
"Chaeng, bu çocuklar baya yakışıklı hee..."
Gülerek ona cevap verdim.
"Çirkin idol görmen zaten imkansız Lisa."
Lisa'nın hazırlığını bitirmesini beklerken dışarıyı izlemeye başladım.
Televizyondan gelen seside hafif hafif duyuyordum.
'1 2 3 Bang Tan! Merhaba biz Bangtan Sonyeondan!'
'Merhaba! Ben grubun lideri Rap Monster!' ...
O sesi duyana kadar her şey normaldi.
'Merhaba! Ben grubun vokali ve lider dansçısı Jimin!'
Gözlerim yanmaya başlamıştı bile...
İçimden geçirdiğim şeylerin doğru çıkması beni tamamiyle mahvedecekti.
"Lütfen sen olma... Lütfen sen olma... Lütfen, lütfen,lütfen..."
Yavaşça arkamı döndüm.
Gözlerimi hiç istemediğim ekrana çevirdim.
Park Jimin elinde mikrofon, yanında tanımadığım 6 adam ile birlikte o ekrandaydı.
Benden gizlediği, gerçek Park Jimin canımı yakmıştı.
Boğazım düğümlendi, gözlerim doldu.
"Sanırım hayalini buldum Jimin..."
-
Üste çok güzel bir video bıraktım, umarım göz atarsınız. Sözünü asla tutamayan yazarınız olarak sizleri çok sevdiğimi söylemek istiyorum.
Hiçbir zaman ne vote ne de yorum isteğinde bulundum. Ama sanırım diğerleri gibi söylersem nasıl bir şey olacak merak ediyorum^^ Güzel yorumlarınızı merakla bekliyorum! Güzel yorumlarını hiçbir zaman eksin etmeyen güzel okurlarım sizler de iyiki varsınız :> Tekrar sözlerimi tutamadığım için özür dilerim sanırım ben berbat bir yazarım... 💔Diğer kitaplarımada yakında yeni bölüm atacağım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
🌾Orange Love || jimin•rosé
Teen FictionChimchim: Sadece benim gözlerime bakarken gitar çalmanı istiyorum Park Chaeyoung. Chaeyoung: Bana eşlik edeceksen varım. • • • + JiRosé + tüm haklar Park Jimin ve Park Chaeyoung'ın turuncu saçlarında saklıdır♡