Aşk ölümsüz müdür?
yoksa onu ölümsüzleştiren bizlermiyiz?
Aşk varmı?
Onun için yaşarken ölmek mümkünmü?
7 milyar insanın içinde bir tek ikinizin olduğunu bilmek mümkünmü?
Ölüm bizi ayırana kadar lafı gerçekmi?
Yoksa birbirimizi kandırdığımız bir yalanmı?
Onca şair, onca yazar, onca aşık neden hep aşkı konu aldılar.
Onların anlattıkları kadar biliyoruz aşkı.
Söylenenlerin dışında kim aşkı gerçekten tarif edebilir?
Kim kendinden bu kadar vazgeçebilir?
Eğer aşk diye birşey varsa, gözün göremediği, kulağın duyamağı ve ağızın dillendiremediği bir yerde. Yürekte, göz yaşında, dudakta, dokunuşta, acıda, mutlulukta
Eğer aşk varsa, sözlerde değil gözlerin derinliklerinde, kalbin içinde, dudakların çaresizliğinde gizlidir aşk ve aşk o kadar acımasızdırki sana bir gül verir ve o gül solduğunda seninde solacağını, yaşayacağını ama nefes alamayacağını, öleceksin ama yaşarken ölüceğini söyler. Çünkü onu kaybetmek ruhunu kaybetmek demek olduğunu söyleyecek sana ve yinede seveceksin. Çünkü sen onunla nefes almayı öğrendin ve onunla ölüceksin.
Sevin, sevilin ne pahasına olursa olsun.(Sözleriyle değil, gözleriyle konuşur aşıklar ve kimse o kadar derin göremez yürekteki ateşin gözlerdeki aynasını)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR KADIN VE BİR HAYAT
RomanceSahte yüzlerle kaplı olan bu kör kim? Biz miyiz? Gözlerini açmaya korkup, gözünü yalanlarla boyayan kim? Biz miyiz? Bizi herkezden ayıran tek özelliğimiz VİCDANIMIZ dır.