5. Bölüm

134 4 0
                                    

Ne zaman gelmişti ne kadarını duymuştu hiçbir fikrim yoktu geldiğini de duymamıştım. "Hoşgeldin" Dedim birden o da aynı kararlılık ve biraz sinir ile sorusunu üsteledi "Can kim?"

 Göz devirdim ve koltuğa oturup "Çok yakın bir arkadaşım" Bu kadarı yeterli olmuştur diye düşündüm ama o durmadı tekrarladı sorusunu. " Anlamadım ne demek istiyorsun sen? Yalan söylemeyeceğime göre. " başka soru sormadan başını sallamış ve odasına gitmişti bende Aslıyla telefonda konuşup  ne yaptığını soruyordum. 

Mutfaktan tabak sesi geliyordu yüksek ihtimal açtı. Cana her şeyi anlattığımı söylüyordum yani yalan olan gerçeği o da nasıl tepki verdiğini soruyordu kafamı telefondan kaldırdığımda Alaz gelmiş elinde tabağı ile oturuyordu "Sen mi yaptın bunu "

"Evet ben yaptım" Hafif gülümser gibi oldu "İyi bari makarna yapabiliyorsun gerçi bunda da hayat riskimiz var ama hemşiresin bir şey olursa. " Bilerek gıcıklık yapıyordu ve ben daha da sinir oluyordum ama ondan bir şey isteyeceğim için bu dediklerini duymamazlıktan geldim.  Ve telefonu kapatmıştım.

"Birşey konuşmamız gerek " Yüzüme konuş der gibi baktı hemen devam ettim "Can demiştim en yakın arkadaşım seninle  tanışmak istiyor hiçbir şekilde vazgeçmez." 1-2 dakika tabağı ile oynadı sessiz bir şekilde ben cevabı anlamıştım hayır diyecekti tabi ki odama geçmek için kalktım tam yanından geçerken "Tamam" Dedi "Anlamadım? " Sesli bir nefes vererek "Tamam yarın tanışmaya gideriz işte " 

Aşırı mutlu olmuştum teşekkür edip odama gittim ve can'a yarın için müsait olmasını söyledim daha sonra abimle de biraz konuştuktan sonra uyumak için kıyafetlerimi değişip yatağa girdim ve kendimi huzur bulduğum yer uykunun kollarına bıraktım. 

Sabah güneş ışığı ile uyanmayı beklerdim ki içeriden gelen gürültü ile uyandım. Hemen içeri doğru gittim gördüklerim ile şok oldum. Alaz mutfakta kahvaltı hazırlamaya çalışıyordu birden kapıya doğru baktı ve beni gördü onu izliyormuş gibi bir algı olmasın diye hemen "Günaydın" Dedim o da sinirli bir şekilde günaydın dedi siniri neye belli oluyordu omleti çevireyim derken yere düşürmüştü küçük bir kahkaha kaçı verdi ağzımdan tabi ki bunun sonucunda kötü bakışlara maruz kaldım.

Odama gidip üstümü değiştim bugün hastaneye gidecektim çünkü geri mutfağa gittim ve kahvaltı yaptık sessiz bir şekilde Alaz'ın telefonu çalana kadar sonra ayaklandı ve çıkmak için hazırlandı aklıma gelen şey ile hemen peşinden koştum

"Bugün Can ile buluşacaktık unutmadın değilmi?" 

"Can? " Diye sordu " Arkadaşım olan " O da tamam anlamında kafa salladı "Tamam sende işin bitince bana haber verirsin beraber buluşur gideriz." Sonra çıktı bende hemen mutfaktaki birkaç şeyi topladım ve çanta mı da alıp çıktım.

Bugün Aslı'nın da nöbeti vardı hastanedeydi kafeterya da oturmuş sohbet ediyorduk tabi Aslının merak ettiği olay  evde  nasıl gidiyor ben ise hep konuyu değiştiriyordum. Bir süre sonra da başka arkadaşlar geldi ve konu dağılmış oldu

Son hastanın da pansumanı bitince bende bitmiş durumdaydım üzerimi değişmek üzere odaya giderken telefonum çaldı Alaz arıyordu "Benim işim bitti senin de bittiyse gidelim diyecektim." "Bitti benim de hastane de işim çıkıcam birazdan " 

"Tamam bekle sen ben seni alırım ordan çıkıyorum şimdi arkadaşına söyle bekletmesin " Diyip yüzüme kapattı öküz ya öküz.

Gergin bir şekilde bekliyordum Can geç kalmış ve hala gelmemişti Alaz ise gittikçe sinirleniyor gibiydi. "Eğer 1 dakika içinde gelmezse gidiyorum" 

"Saçmalama ya nereye gidiyorsun yapamazsın " Derken Canın karşıdan geldiğini gördüm derin bir nefes verdim kalkıp hemen sarıldım çok özlemiştim ayrıldık ve klasik sahiplenici Hareketini yaptı ve anlımdan öptü hafif bir öksürük sesi duyuldu Alazdan gelmişti ses başkası olsa kıskançlıktan dolayı olurdu fakat bizde farklı oluyordu herkesin içinde biri görebilir ve hoş karşılanmazdı oturduk ve merhaba fasılları da geçildi gergin bir hava vardı masa da baya yakın samimi davranıyorduk Alaz ile sanki gerçekten birbirimizi seviyor gibi davranıyorduk.

 Can aşırı derecede inanmadığını belli ediyordu ki hangi evli insan bizim gibi yan yana oturmak yerine arkadaşının yanına otururdu ki ve gizli bir şekilde habersiz bir düğün yapardı. 

Alaz de sıkılmışa benziyordu sadece önümüzdeki şeyleri içiyorduk "Ee anlatacak mısınız nerden çıktı bu aniden evlenme işi haberim olmadan?" Alaz sert bir şekilde Cana baktı 

"Haberim olmadan derken özel izin mi alacaktık koçum" ortalık zaten gergindi böyle devam ederse kavga çıkacaktı bunu hiçbir şekilde istemeyiz değil mi sonuçta 

"Aman Can sende biliyorsun pek düşünen biri değildim bir anda gelişti " ima ile Alaz'a bakarak "evleneceğim adam bu dedim Mardin de aileler de birbirini tanıyınca oldu işte daha fazla bunu konuşmayalım hadi lütfen." Alaz kaşları alayla havaya kalkmış gıcık gülüşünden atıyordu bay ego. 

 Can'ın inanmadığını o kadar belliydi ki ama daha fazla yalan söylemek istemiyordum çünkü benim için çok değerliydi "Tamam güzelim asma o yüzünü hemen biliyorsun nereden vuracağını."

 Güldüm ve gamzesinden öptüm kardeşim gibiydi Azad neyse Can da oydu o sırada yan taraftan bir öksürük geldi bu dikkat et uyarısıydı etrafta biri olabilirdi doğru daha sonra birbirleri ile biraz konuştular amaç bilgi toplamaktı kendileri hakkında. Alaz'ın telefonu çaldı ve masadan kalktı geri geldiğinde biraz gergindi.

"Defne kalkalım mı artık eve bırakayım seni oradan şirkete geçicem küçük bir işim var" dedi "Sorun değil sen git istersen ben kendim dönerim eve."

 Can hemen lafa girdi "Bende bırakırım seni sorun değil." Tabi ki cevap olarak kötü bakışlara sadece maruz kaldı. "Gerek yok ben karımı bırakırım sağol." Cevabını aldı.

Kafeden ayrıldıktan sonra herkes kendi aracına geçti aşırı sessizdi araba o yüzden bir şeyler açmak istedim tam elimi ekrana götürdüğüm sırada Alaz elimi tuttu şaşkın bir şekilde döndüğümde "Çok yakınsın çocuk ile bir şey var aranızda." Büyük saçmalıyordu "Saçmalama aramızda kardeşten öte bir şey yok "

"Neden o kadar yakın o zaman sana o çocuk", "Bunda ne var sen de Yarene yakın değil misin bu da öyle bir şey. Tabi kolay hemen silmeseydin şuan kardeşin yoktu değilmi." Daha sonra farkına vardım kırdığım potun çünkü en son Alaz'ın Yaren için benim artık yoksun demişti. Yarene çok düşkün olduğunu söylemişti abim hala çok kızgındı.

 "Pardon öyle demek ist- "Sinirli bir ses ile "KES SESİNİ!" dedi. Bunu demeye hakkı yoktu tamam benim de çenem durmamış olabilir fakat bu ona bunu yapma hakkını vermiyordu. "Dikkat et konuşmanda ve bir daha sakın bağırma bana. Çocuğun değilim ben." sinirli ve alaylı bir şekilde "Hadi ya naparsın.", "Dene görürüsün o zaman ne yapacağımı." Sinir bozucu bir şekilde gülümsedi ve yola baktı.

Evin önüne gelmiştik kapıyı açtım arabanın kapısını tam kapatacakken "Kapıyı sakın çarpayım deme." kapıyı çok sert bir şekilde kapatmış ve hızlıca uzaklaşmıştım.  Bana ne yapacağımı söyleyip emir veremezdi.

Eve çıktım direk üstümü değiştim kendime kahve hazırlayıp camın önündeki tekliye oturdum bu şehrin bir diğer sevdiğim olayı da yüksek binalardan tüm şehri görebilmek. Herkes evlerine gidiyordu trafik vardı hepsinin gitmek istediği biri , varmak istediği yer vardı. Hiçbir şey dışarıdan göründüğü gibi değildi mutlu gülüşlerin arkasında ne acılar olduğunu kimse bilemez.

Töre AşkıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin