FUN (episode 1)

74 4 2
                                    

Eylem'in açısından hikayeye başlıyoruz...

* * * * * * *

Ahh! Yine türkçe dersi, yine hocanın aptal anlatımları.. (Bu arada benim adım Eylem Eylül ve ben 8. sınıftayım.) Bu sırada Can bana seslendi:

-Eyleeem.

-He Can?

-Kanka silgiyi versene bi' .

-Oke. 

dedim ve silgiyi kafasına fırlattım. Bana daha sonra "ağzına sıçacağım senin" bakışlarını atarken, ben okul çıkışı yapacağımız su savaşı için şişe kapaklarını deliyordum. Saate baktım ve zilin çalmasına daha 10 dakika olduğunu gördüm. Sıkıntıdan defterimin kenarına şeytan kovma işaretleri ve bir kaç karalama çiziyordum. (Evet ben bir Hunter*'ım.) Sıranın altından telefonumu çıkardım ve İrem'e mesaj attım.

"Su savaşı için hazırsın değil mi dostum?"

"Elbette canısı asdadffsada"

"snxjxndjcks"

Bu mesajı atarken sol çaprazımda oturan İrem'e baktım ve sırıttım. Saate baktığımda daha 5 dakika olduğunu gördüm. Bu sırada uyumaya karar verip kafamı defterimin üzerine koydum.

# # #

Birilerinin beni dürtmesiyle uyanmamla kafamdan aşağı su döküldü. Çığlık atıp ayağa kalktığımda  İrem, Can, Başak, Umur ve Emir kahkaha atıyordu. Önce Emir'e döndüm ve omzuna yumruk attım, sonra Can 'a döndüm ve tam konuşacakken sözümü kesti ve konuşmaya başladı: 

"Ah! Hadi ama Eylem. Amacımız buydu zaten.. ıslanmak."

dedi. Bende o sırada hızlıca su şişelerinden birini alıp hepsine tek tek sıktım.

Ardından dışarı çıkıp parka doğru koşmaya başladım. Diğerleri de peşimden geldi. Parka geldiğimizde üçer kişilik gruplar oluşturduk. Ben, Başak ve Umur ; İrem, Emir ve Can olmak üzere iki takım olduk.

 Bir bankın arkasına geçtik ve Umur kendini başkan ilan etti. Bize emirler yağdırırken Başak salıncağın arkasına doğru koşmaya başladı. Bende kaydırağa doğru koştum. Umur'un küfürlerini duyar gibiydim. Bu sırada karşıma Emir çıktı ve ben kolunun altından geçip arkasına su sıktım. Ani bir hareketle bana döndü ve suratıma su sıktı. İyiki gözümü kapatmıştım, yoksa lenslerim zarar görürdü ve bende Emir'i mahvederdim. Arkamı dönüp Umur'a doğru koştum. Ve kızgınca:

"Hadi ama trip mi atıyorsun sen? Acele et de İrem'i halledelim, yoksa seni de ıslatırım abijim!"

dedim. Umur aslında benim abim değil, Başak'ın kuzeni. Ama bana da Başak'a davrandığı gibi davranır. Kuzen değilde kardeş gözüyle bakar bize. Bende aslında ona abi demem, ama bu sefer gıcıklık olsun diye öyle dedim. Bu sırada tekrar saldırıya döndüm. Sırtımda hissettiğim elle hızlıca arkamı dönüp su sıktım. Fakat karşımda Umur'u gördüm. Bana sinirli gözlerle bakıyordu. Tabi tırsmadım değil, ama belli etmemeye çalıştım. Meğersem Umur beni kestirme yola çağırmak için sırtıma dokunmuş. Birlikte parkın girişinden biraz geride olan gizli kısıma çıktık ve küçük kulübenin duvarına yaslandık. Sonra fısıldayarak konuşmaya başladık:

"Cephaneleri bölüşelim." dedi.

"Sen su balonlarını al. Çünkü iyi nişan alıyorsun."

Güldü ve önümde duran 20 su balonundan 14 tanesini ceplerine eşit bir şekilde paylaştırdı. O an ne kadar derin bir cebi olduğunu keşfettim. Sonra kalan 6 su balonunu almam için işaret etti. 

"Kalanları al. Bir çaylaksın, en azından yakın mesafeden birilerine isabet ettir." dedi. 

 Beni sinir etmeye çalışıyordu. Tabiki de başarıyordu. Omzuna yumruk attım ve onu yere yıktım. Aslında yere yıkılmazdı ama şu an zeminin çamurlu ve çimli olması ile onun zor ayakta durması bana yardımcı oldu.

 Birden bir ses işittik. Biri geliyordu. Duvara iyice yaslandık. Gelen kişiyi görür görmez ıslatmaya kararlıydık. Kişi, köşeyi döner dönmez bağırarak onu ıslatmaya başladık. Umur elindeki -kaliteli- su tabancasıyla tam bir öküz gibi Başak'ı ıslatıyordu. Evet gelen kişi Başakmış. Ve o bizim takımımızdan. Onun Başak olduğunu fark edince Umur'a baktım. Ama o hâlâ hunharca ıslatmaya devam ediyordu. Onu durdurmak için bacağına tekme attım. Birden bana sinirli bi bakış attı (Ben orda 'bir bakış attın kalbimi yaktın' teorisini düşünüp gülmeye başladım). Başak'ın bize baktığını anlayınca, ona neden tekme attığımı anladı. Ardından sessizliği bozmak için bir şeyler söyleyip su savaşını devam ettirmeye çalıştım.

"Hadi çocuklar biraz canlanın!" diyecektim, fakat aynı cümleyi Emir benden önce bağırarak söylemişti.

 O yöne doğru dönmemizle beraber Emir, Can ve İrem'in bize sıktığı soğuk suları vücudumuzda hissettik. Ardından hışımla onlara doğru koşarak su sıkmaya başladık. Umur hariç. O arkadan su balonlarını fırlatıyordu. Ben ise yakın mesafeden Emir'i hedef alarak su balonlarını fırlatıyordum. Bu sırada Başak ve İrem birbirlerine deli gibi su sıkıyorlardı. Umur'un su balonları bittiğinde o da koşmaya başladı.

Bu sırada, parkın bekçisi bizi fark etti.

İşte şimdi feci şekilde SIÇTIK !

* * * * *

İlk bölüm diye sınır koymuyoruz. Kurgumuz şuana dek yazdığımız hikayelerin kurgusundan çok daha farklı.

Bu arada açılış kısmında açıkladığım gibi: Karakterlerden Can hariç, diğerleri gerçek kişilerdir sadece isimleri değişik.

Sizleri çok seviyoruz. Aynı zamanda diğer hikayemiz olan Şeytan'ın Kızları'na da bakmanızı isteriz ve tavsiye ederiz syglr .s.s

sbhsbsnssdhdbs

Eylem & Başak ^_^

FUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin