FUN (episode 2)

34 5 2
                                    

Selam gençler. İlk bölüme fazla oy gelmedi ama yine de dayanamayıp yeni bölüm yazdık. Umarım beğenirsiniz. ^-^

* * * * * *

- Başak'ın Anlatımı -

Biz doyasıya su savaşı yaparken bekçi bizi fark etmişti. Hepimiz bir ağızdan ŞİMDİ SIÇTIK dedik.

Ne yapacağımı bilemeyip olduğum yerde kalakaldım. Umur ve Emir'e baktığımda çoktan parkın dışına çıkmışlardı. Eylem beni kolumdan tutup çekmeye başladı. Onun beni çekmesiyle çamurlu zeminde kayıp ikimizde yere kapaklandık. Bekçi ise vahşi bir hayvan parka girmiş gibi bize doğru çılgınca koşuyordu. O korkuyla Eylem ve ben kalkmaya çalışıyorduk ama her deneyişimizde tekrar düşüyorduk.

Can'ın ortadan kaybolduğunu fark ettiğimde İrem de aklıma geldi, ama o da ortalarda yoktu. Bizi bırakıp gitmişlerdi. Vay piçler, ebelerine selamım var. Her neyse. Aniden sırtımda hissettiğim el ile irkilip arkama döndüm. Ardından bekçi yakamdan tutup beni sarsmaya ve bağırmaya başladı. Ben ona şaşkın bir ifadeyle bakarken, Eylem iri yarı olan adama korkusuzca saldırdı. Onu önce ıslattı sonra sırtına atlayıp vurmaya başladı. O sinirle bekçi beni bir kenara fırlatıp, Eylem'i yakalamaya çalıştı.Sonra kaçan tayfamız Umur, Emir, Can ve İrem bekçiye saldırmaya başladılar. Ona doğru koşup Eylem'i kurtarmaya çalıştılar. Bende onlara katılmaya karar verdim. Fakat bekçi biz 6 ergenle kolayca başa çıkabiliyordu.

Biz orda mücadele verirken, bir kız bize doğru koşmaya başladı. Ve sanırsam bekçinin kızıydı. Çünkü "Baba! Dur!" diye bağırıyordu. Bekçi ona döndü ve "Burda ne işin var Enisa! İşine bak!" dedi. Olanları anlamaya çalışırken, birden bu kızın bizim okulda olduğunu fark ettim. Aynı sınıfta değildik, yan sınıftaydı ve çok çalışkan olduğu için tüm okulda tanınan biriydi. Aslında okuldaki herkes grubumuzun dağılmasını isterlerdi ve kıskanırlardı ama bu kız bize iyi davranıyordu. Tuhaf! Kız bize doğru koşup bekçiyle aramızı açmaya çalıştı, ama o kadar öküzce saldırıyorduk ki kız yere düştü. Sonra biz biraz geriye çekilip Enisa'ya ve bekçiye baktık. Bekçi, kızının önünde bu vaziyette bulunmaktan rahatsız olmuş olacak ki onu azarlamaya başladı.

"Enisa senin evde olman gerekiyor dışarıda gezmeni istemediğimi biliyorsun!" dedi.

Enisa bir hışımla "Neden ama baba izin vermemen için hiç bir sebep yok!" diye karşılık verdi.

"Bu tür serseriler ortada dolaşırken sana asla izin vermem!"

"Baba yeter! Onlar serseri değil onları tanıyorum!"

Harika ya! Baba-kız tartışmasına sebep olduk! Hep hayalini kurduğum şeydir zaten.. Her neyse. Onlar konuşurken Emir beni dürttü ve "Hazır fırsat varken sızalım!" diye fısıldadı. Sonra Umur'u dürtecekken sinirden damarlarının belirginleştiğini fark ettik. Bekçiye doğru keskin bakışlar atıyordu. Emir, Umur'un bileğini sıktı ve "Kalk defolalım" bakışı attı. O nasıl bir bakışsa artık.. Neyse. Aradan yavaşça sıvışmaya başladık.

Tam parktan çıkacağımız sırada bekçi bizi fark edip üzerimize doğru koştu. O panikle hepimiz birden koşmaya başladık. Umur, yolda üstü açık park edilmiş bir araba fark etti ve kapının üstünden atladı, kablolarla oynayıp arabayı çalıştırdı. Emir, ön koltuğa bindi. İrem, ben ve Eylem arka tarafa bindik. Can ise amele gibi arka koltuğa ayaklarını yerleştirip kıçını bagaja doğru koydu. Umur gaza bastı ve caddeye doğru sürdü. Araba süratle giderken Emir radyoyu açtı ve kulaklarıma Katy Perry - Teenage Dream'in dolmasıyla huzuru buldum. Kollarımızı kaldırıp bağırmaya başladık.Ama birden bir araba kaçakçısı gibi davrandığımızı fark ettim.

Umur'a doğru eğilip "Dostum neden kaçmak yerine gerizekalı gibi araba çaldık? " dedim.

Önce aynadan bana doğru baktı. Ardından Emir ile kahkaha attılar. Ne olduğunu anlamaya çalışıyordum. Sonra Emir bana dönüp:

"Bu araba rastgele çaldığımız bir araba değil. Hatta çalmış sayılmayız. Tanıdığımız üniversiteli bir arkadaşımızın arabası. Arada sırada kullanmamıza izin veriyor."dedi.

Derin bir iç çekmiştim artık şu durumun keyfini çıkarabilirim diye düşünüyordum. Ta ki arkamızda polis arabası belirene kadar.

* * * * *

DOSTUM BAŞIMIZ HEP BELAYA GİRMEK ZORUNDA MI? Daha yeni kurtulmuştuk...

Umur, polis arabasını fark eder etmez arabayı kenarda durdurdu. Bir saniye, şimdi aklıma geldi; bu çocuğun ehliyeti var mıydı? ahh kahretsin. Arkasına döndü ve:

"Sorun yok çocuklar hemen konuşup geleceğim." dedi ve göz kırpıp arabadan indi.

Diğer arabada iki polis vardı. Arabayı süren polis, arabadan inip Umur'la karşı karşıya geldi. Konuşmaya başladılar ama uzakta oldukları için duyamıyorduk. Tam konuşmanın ortasında Umur ve polis kahkaha atıp el sıkıştılar. Umur polise bir kart uzattı, ardından tekrar arabaya döndü. Yerine oturdu ve bir şey söylemeden arabayı çalıştırdı. Emir'e bir şey fısıldadı, Emir onaylar şekilde kafasını salladı. Sonra yola çıktık. İlerideki kavşaktan geri döndük. Acaba ne konuştular diye düşünmekten kendimi alıkoyamıyordum. O an için istediğim tek şey kafamı Can'ın dizlerine yaslayıp, biraz olsun rahatlamaktı...

* * * * * * * *

Evet karşınızda ikinci bölümümüz. Hikayede fazla oy yok bu yüzden kısa yazdık. Biraz daha fazla okuyan olursa emin olun ki büyük bir hırsla yazmaya devam edeceğiz. Üstelik 2 hikayeyi birden götürüyoruz. Diğer hikayemiz olan Şeytan'ın Kızları'na da bir göz atmanızı dilerim ^-^ haftaya görüşmek üzere..

Gizem & Beyza

FUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin