FUN ( episode 4)

17 2 0
                                    

Selam sevgili okuyucular! sgsjdkdhs sık sık yeni bölüm yazacağız aksilik çıkmadığı sürece. Okumada kalın!  :)

- İrem' in anlatımı -

İnanamıyorum! Bir şeye çarptık, ama ne olduğunu, şu anda nerede olduğunu veya yaşayıp yaşamadığını bilmiyoruz. Şaşkınlıktan konuşamıyorduk hiçbirimiz. Oysaki Umur gayet rahattı. Emir'in aksine. Tabii ilk şoku üzerinden atıp konuşan Eylem'di, sorgusuz.

"Umur n'oldu orada? Neye çarptık ve çarptığımız şey neden orada değil? Neden bu kadar rahatsın? Ya öldüyse o kişi, ya da bilirsin her neyse işte! Fırladıysa? Lanet olsun! ALLAH KAHRETSİN BİŞEY SÖYLEYİN."

Eylem'in bağıra bağıra söylediği şeylerden sonra hepimiz küfretmeye başladık. Bu sırada Umur ani bi fren yapmıştı ve aynı Eylem gibi bağırarak konuşmuştu.

"Kes sesini Eylem! Şimdi geri döneceğim ve bakacağız yakınlarda bi' ceset var mı diye. Ve lütfen artık bağırma. Lütfen, başım çatlamak üzere."

Umur bunları söyledikten sonra Eylem sinirlenmiş ve dişlerini gıcırdatmaya başlamıştı, elini yumruk şeklinde sıkıyordu. Ve açıkçası ben şu anda feci korkuyordum Eylem'in bu halinden. Can da bu durumu farketmiş olacak ki eğilip Eylem'i alnından öptü ve saçını okşamaya başladı. Amacı onu sakinleştirmekti. Bu sırada Umur kavşaktan geri döndü ve gaza bir güzel yüklendi. Ben içimden Umur'a küfredip Ankara'dan kaçma planları kurarken Başak söze girdi.

"Umur yavaşla biraz ahbap. Hepimiz altımıza sıçıyoruz ve emin ol bir cesedi kaldırcak durumumuz yok. Ayrıca İrem, Ankara'dan kaçma planları kurmayı kes."

Başak! Lanet olsun düşüncelerimi okumayı bırakmalısın.

Ben düşünürken,  Can'ın Eylem'e "Daha iyi misin sevgilim?" dediğini duydum. Ah! Sanki sakinleştirmese olmayacak. Herneyse biz birbirimizi böyle avuturduk.

* * * * * * *

Kaza yerine geldiğimizde bu sefer normal insanlar gibi kapıdan atyalarak değil,  düzgünce indik. Emir rahatsızca ormanlık alana doğru ilerledi. Bariz belliydi ki orada bir ceset görmekten feci korkuyordu. Oysaki Umur hâlâ çok rahattı ve ben bunları düşünürken Eylem, sanki arabadaki o değilmiş gibi sakin sakin etrafa bakıp Can ile şakalaşıyordu. Bu kızı asla anlayamam.

* * * * * * *

-Başak' ın Anlatımı-

*Çığlık sesi duyulur*

Eylem' in attığı çığlıkla hepimiz koşarak onun ve Can'ın yanına gittik.

"Yerde yatan şey ne amına koyayım?!?"

Eylem'e yaklaşıp sakinleştirmeliydim. Tabi önce benim sakin olmam gerekiyordu. Can'ın ağzına girmek üzere gibi duruyordu çünkü Eylem. Ve tabi yerde yatan çirkin siyah şey beni ürkütüyordu. Evet. Yerde çirkin siyah bir şey yatıyordu. Arkamdan Umur geldi ve elini omzuma koydu. Aslında sırıtarak bana bakan Umur, kafasını yere çevirdiği an sırıtmayı kesti. Her ne kadar o şeyden korksam da, gözümü Can'a sokulan Eylem'den alamıyordum. Can kaburgasını açsa kafasını sokacak gibiydi. Onları böyle görmeye dayanamıyordum. Ama elimden bir şey gelmezdi. Ne yani, en iyi arkadaşımı diğer en iyi arkadaşımdan uzak durması için falan mı uyaracaktım? Bu gülünç olurdu. Her neyse. Bunun sırası değildi. Umur'un omzuma attığı kolu tutup kendimden çektim ve "Burada bir avuç özürlü gibi durup Superman'i mi bekleyeceksiniz yoksa o şeye düzgün bakmak için yardım mı edeceksiniz?" dedim. Sanırım az önceki ürkek tavrın üzerine bu tavrı sergilemem onları şaşırtmıştı ki, o şeye baktıkları gibi bana bakmaya başladılar. Emir de olmasaydı bana kimse cevap vermeyecekti herhalde. "Hadi gel, bi sopa bulalım." dedi. Onaylar şekilde başımı salladım ve arkasından gittim.

* * * * * * * * *

- Can'ın anlatımı -

Pekala, ben genelde Eylem'e bu kadar yakın olan biri değilimdir. Ama şu durumda nasıl biri olmam gerektiğini biliyorum. Arkadaşına sahip çıkan biri. Bu yüzden her zaman olduğu gibi ona sarılarak, şakadan sevgilim, bebeğim diyerek onu sakinleştirmeliydim ve yaptım da. Sorun şu ki, İrem'in rahatsız olduğunu 10 metre öteden anlıyordum. Bu hoşuma gitmişti. Eylem ile yakın olmam değil, bir kızla yakın oluşumdan hoşlanmayışı. Ama bir de şu var, sanırım Eylem benim bilmediğim bir şeyi biliyor. Ve bunu bana söylemeye niyetli değildi. Ama ben ondan öğrenecektim. Bir yolunu bulup bunu yapacaktım.

* * * * * * * *

İrem ve Emir uzun ve kalın bir sopa bulmuş, yanımıza dönmüşlerdi.

Saat neredeyse akşamın sekizini bulmuştu. Eylem' e baktığımda artık cidden korktuğunu anlamıştım. Tam Emir ve Umur aşağıya sakin adımlarla ilerlerken aniden bağırmıştı.

" Yarın baksak nasıl olur? Çünkü artık cidden korkuyorum ve Can'ın yalandan avutmaları işe yaramıyor."

Vay nanköre bak sen...

Devam etti. "Hem zaten baksak n'olacak ki? Polisi arayıp 'pardon biz bir şeye çarptık ama ne olduğunu bilmiyoruz' mu diyeceğiz? Of cidden yarın bakalım hem gündüz daha iyi olur."

Eylem sustuktan sonra istemsiz olarak yüzümde sinirli bir hâl oluştu. Sabahtan beri onu sakinleştirmeye çalışıyorum ama o bana laf sokuyordu.

Vay onun bunun çocuğu. Hah, belki de İrem'i avutmalıyım. Ki o gayet cesur ve avutulacak yönü yok. Kahretsin o mükemmel işte!

* * * * * * * * *

Eylem onları dedikten sonra, kimse de o şeye bakmak istemediği için ertesi güne erteledik. Umur herkesi evine bıraktı ve ailelerimize söyleyeceğimiz geç kalma bahanelerine örnek verdi.

Mesela ben şunu uydurabilirdim 'Umur ve Emir ile playstation oynarken saatin farkına varmamışım üzgünüm'. Bunun gibi şeyler işte. 

* * * * * * * * * * *

Annemgille konuştuktan sonra yüzümü yıkayıp odama geçmiştim. Bütün bu olanları, bugünü aklımdan geçirdim. Bazı sahneleri aklımda tekrar oynattım. Evet, o sahnelerde İrem'in gülüşü vardı. Ona neden bu kadar aşığım Allah'ım? Biliyorum, o mükemmel. Ama onda, beni ona çeken bir şey var. Ah, her neyse. Yarın için enerji toplamalıydım ve zaten çok yorgundum.

*Ardından hemen uyumuştum...*

- İrem'in anlatımı -

Eve geldiğimde bizimkiler yoktu. Evet genelde böyle olur. Ev boş ve ben tek başıma tv izlerim. Ama hayır. Bugün çok yorulmuştum ve yatağıma yattığımda hemen uyumak üzereydim. Tam uyuyacakken telefonumu elime aldım ve bir mesaj yazdım.

*Bugün çok yorulduk, iyice dinlenmeli. İyi geceler ve güzel rüyalar :) xx -toplu-*

Evet mesajın sonuna -toplu- yazdım. Ama herkese göndermedim. Sadece Can'a. Ama herkese gönderdiğimi düşünmesini istedim. Yani, ah neyse..

Yolladım.  Bir süre cevap bekledim ama gelmedi. Ben de pes edip uyudum. Yarın için dinlenmeliydim. Gözlerimi yumdum....

* * * * * * * *

Umarım bu bölümü sevmişsinizdir! Bunu Gizem ve ben(Beyza) gecenin bir yarısı kafa kafaya verip yazdık. Aslında 3 ayrı gecede yazdık.  shskshskshdskh Bu yüzden böyle powerpuf girls gibi bişey oldu sjslshsj Lütfen okuyanlar oy versin ve biz de devam edelim! Teşekkürler okuyucular :)

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 19, 2014 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

FUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin