Beni Yakan Gitti Gelmez Gözlerine..

43 5 0
                                    

İkindi de doğunca güneş
Gölgeler geceye düşer
Yıldızlar kör kuyulara..

~

Gözlerimde taşıyorum gözlerini, dudaklarımda hep o kadehi. Uykular zor değil eskisi gibi, bir gece öncesi ne kadar eskirse.

Bir reçeteye ilaç değil de özlemimi karalayacağım sanıyorum, apaçık korkularım yerli yerinde mi hâlâ? Tüm reçetelere seni yazsam ne çıkar şifa değil misin bana?
İstemem yine de başkalarına da merhem olasın benim değilsen bile..

Saçlarım onun topladığı hali ile duruyor, biraz dağılmış, bozulmasın diye bir yanımda uyudum, uyuşsa da sol yanım.

Hastanın bakışları tuhaflaşıyor, tokasından kurtulup yanağıma, boynuma düşen saçlarımda dolaştıkça. Birinin arzular yaktığına bir başkası nasıl da iğreti duyabiliyor.

Mesai bitmek bilmiyor özlemim çoğaldıkça. Bir gece sonra anlatacak ne çok şeyim olmuş ona bunca yıl yürek yorgunu susmuşken. Başımı usluca ve usulca omzuna bırakasım var yine, şefkatten elleri yine dolansın diye saçlarımda.

Boşluklarıma dolan bir şeyler var, gün gibi bir aydınlık sızıyor karanlığım şerha şerha parçalanıyor. Kalbim yeniden harekete geçmiş paslı bir duvar saati, asılı olduğu bedenimde ağır ağır tıkırdıyor şimdilerde.

Şimdimi de geçmişime katıp en başından sorguluyorum, karanlığımı doğuran ben miydim yoksa içeri girmesine mi izin verdim?

Ordayım yolun en başında. Hiç olmadığım benler, üzerime kesilip biçilmeye çalışılırken soluklaşıyor görüntüler. Kendim olmadığım geçmişim, anılar ne kadar da silik. Hiçbirini hatıralarımda canlı tutamıyorum.

Bu dünyanın en yaşanmaz insanlı yerlerinde dolaştırılıp durmuşum, sanki cennetten tecrid edildiğimiz batağı yakinen görelim, sonsuzluğu bu izbe yerde faniliğe değişmeyelim diye Yaratan merhameti yaratmaya muktedir gücü ile vuruyor kalbimize. Bu vuruşları duyan bir ben miyim?
Kalbim kendi kıyametine kurulu bir saat gibi, seninle iken bilhassa ölümü hatırlatırcasına daha sert ve mukadder sonumu vaktinden evveline çekercesine daha hızlı vuruyor:
Ölmek için;
yaşa! yaşa! yaşa!

Hiç sevilmemiş bir kadının istemeden eteğine dökülmüş bir damla sıvı hayatımın bu dünyadaki başlangıcı.
İyi çocuk olmayı reddedene kadar nice sevildiğimi duydum o kadından, sevilmediği kadar, sevilmek arzusuyla. Bir yazgı olarak değil bir hayat mecburiyeti olarak bu ülkeye mahsus, birbirinize eşsiniz artık diye bir çatı altına koyulmuş uyumsuz iki insandan nutfe ancak bu kadar uyumlu olurdu. Kısmetse diyorum artık sana, kısmetse yine rastlarsak birbirimize bir kadehten fazlası, ne kadar uyumsuz olduğumu gösterme fırsatım da olur bu hayata.

Yine de derim sana, yine de o adamın küçücük bir çocuğu uyusun diye saatlerce salladığı beşiği doldurdum ben, sırf o çocuk istiyor diye bir gece vakti kaç marketten gezdiği bir paket süt için ağlayan çocuktum ben. İlk olmanın bütün umudunu, her türlü korkusunu taşıdım, büyüdükçe onların kalbinden benim kalbime pay edildi tüm hüsranlar.

Üzerimdeki bu beyaz gömlek o kadının kurtuluş dilekçesi ve kapıdaki ismim, beni bir şeylere söz sahibi kılan bu masa o adamın çektiği can yüküne değer haklı övüncü için. Bana kalan yalnızlığımı yankılayan tek nefeslik hanemde bu masadaki mesainin iaşeme kattığı emeğim.

Yaşlandıkça her şey zor oldu sonra diye iç çekeceğim sana, hepsi geçecek diye okşa yine saçlarımı başımı göğsüne yaslayarak menekşeler kokan; hepsi eskiyecek Jongin..
Yüreğindeki nefret, ellerindeki bu çaresizlik, hep gelişini bekleyen kız kardeşinin özlemi ve annesinden ona da çeyiz kalan sevilmeden evliliği..

Belki bu yüzden hiçbir kadını sevemedim diyeceğim sana ama ne olur gücenme bana, sana hayranlığım o kadına öykünüşümden çok başka, sen çok başkasın karanlığıma rağmen nasıl seçerdi yoksa gözlerim.

Adını henüz bilmiyorum sadece sen diyorum ve bu yakınlık seni bana gölge kadar yakın kılıyor, hemen ayak ucuma bırakıyorum seni, sanki seninle ben dans ediyoruz gibi ayak uçlarımızdan birleşmişiz zamanı akıtan iki kadran gibi. Saatler sende kalsın..

Diyordum ki, hiçbir kadını sevemeyeşim, yüreğimin bir fincandan öte muhabbete kaynamayışı belki o kadın yüzünden, ağlamaklı yüzü hiç gitmiyor gözlerimden.. ben sevgiye liyakatli değilim.. demem o ki adı aşk olmadan evvel, yol ayrılığa yakınken sen de git benden.. yalnız kaderim sanarım yine ben..

Kalbim tamamen nefretle doluncaya dek yaşatacak Yaratan beni belli ki..
Umutsuzluktan her yanım kararacak..
Bir vakit ben de unutacağım bu dünyadan küskün giden tüm sevilmemişler gibi, umut neye duyulur, umut yaradılıştan mıdır,  gayretle mi bulunur..

Korkuyorum bir yandan, sen bir yerlerden çıkıvereceksin geceye fırtınadan kopuveren şimşekler gibi, elimden tutacaksın ve umut etmeye sebebim olacaksı, karanlığım bir an aydınlanacak.. sonra eskisinden de koyu bir karanlık fakat ışığa daha umutlu ve muhtaç, bir şimşek için fırtınalara tutkulu.. felaketim olacaksın ömrüme bedel.. kıyamet seni arzulamaktan, özlemekten kopacak belki..

Böyle böyle umutsuz bir sevda umdum senden..

O barda oturdum, hayalini izlediğim yere ceketimi koydum, serinliğime sardım seni yokluğumla üşü diye..
Yokluğuna kadeh kaldırıyorum dudakların gibi ıslak, kırmızı.. gözlerin parıltılı..
İçim yanıyor her yudumda..
Her yangın bir başkasını yakıyor, kimi sen yoksun diye kimi sevmediğim için beni suçlayan kadınlara kimisi uyumsuz insanlarıma uyumsuzluğuma..

Çaresizliğimle titriyor ellerim.
En son kız kardeşimin duvağını örterken titremişti bu denli, hâlâ zehir zemberek pişmanım onu kendim gibi bir başka umutsuzluğa salık verdiğim için.

Ben iyi bir evlat olamadığım gibi iyi bir abi de değilim. İyi bir sevgili de hiç olmadım erkeklerime bile.

Hayaline bizzat anlatıyorum bunları, itirafa benziyor, seni hiç aldatamam yani çünkü ben kimseyi tam mana da sevemem, sevmenin manası  her ne ise..

Bir kadeh daha istiyorum..
Benim sarılarım senin kırmızılara karışıyor, kör sağır sarhoş oluyorum hayaline..
Keşke, diyorum..

Keşke burada olsan, tam karşımda, hayalden canlıca baksam parıltılı gözlerine ruhum bile aydınlansa, sadece ağlasam, ağlasam hiç sevilmediğim kadar, elinden balonu kaçan çocuklar gibi.. gök öyle uçsuz bucaksız, erişilmez ve yüksekte ki..

Demem o ki..
Sana asla erişemem..
Gidersen ardından gelemem..
Dermanı yok yüreğimin..

Diyeceğim şu ki..
Saçlarımdan çöz yine beni..
Saçlarımdan okşa..
Saçlarımdan sev yine..

🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁




Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 13, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Büyük Babil'in Kalbinde Ağladım Bu Gece Bize Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin