BARIŞ PLEAS

963 54 4
                                    

Son zilin çalmasıyla ayağa kalktım ve cantamı toplamaya başladım çantamı sırtıma taktım ve grup halinde sınıftan çıktık anıl ve mert önümüzde havalı havalı kıvırtarak yürüyordu diğerleri ise arkadan geliyordu ben size gösteririm

tam arkalarında durdum ve ya bismiallah deyip ikisinde kafasına var gücümle vurup kaçmaya başladım arkama baktığımda bizimkilerin kahkahalarla güldüğünü gördüm arkamda anıl koşuyordu ama mert yoktu önüme dönmemle durmam bir oldu mert tam önümdeydi sırıtarak bana bakıyordu arakamı döndüğümde anıl aynı şekilde üstüme geliyordu

azra:BARIŞ PLEAS BARIŞ PLEAS

dedim ama pek olumlu sonuç verdiğini söyleyemem aynı şekilde üstüme geliyorlardı bizimkilere baktığımda gülerek beni izliyorlardı insan bir yardım eder namısızlar ellerimi teslim oluyorum şekilin de kaldırdım mert ise bıkkın bir halde yanıma gelerek kulağımdan tutup çekmeye başladı anıl ise tikimle ugrasıyo

anıl:bir daha yapacak mısın ha şöyle çabuk hain kostok

azra:yap yapmıcam vallah billah yapmıcam

birbirlerine bakarak aynı anda göz devirmeleriyle geriye çekilmelerini fırsat bilerek derin bir nefes aldım sonunda ise ikisne de öpücük attıp kollarına girdim

huylarına gitmem lazım sonra sorucam bunun hesabını ikisininde yanağından öptüm yumasımış duruyolardı hep birlikte bizimkilerin yanına gittik güldüler ve yürümeye başladılar

her boka gülün zaten yardım etmeye gelince ancak izleyin dışarı çıktığımızda anıl ve mertin kolundan çıktım ve lutminanın koluna girdim arkamı dönüp el saladım ve servise bindim lütminada servise bindi onun arkasından da alex bindi lutmina benden sonra binmesine rağmen yer buldu ama ben bulamadım ve ayakta kaldım aynı şekilde alex'de ayakta kaldı

azra:itirmesene lan!

Arkamdaki salak itirdikce alex'se daha çok yaklaşıyordum servis tıklım tıklım hayır anlayamadıgım bu kadar insanı bir araya tıkıştırmak ne demek iki üç tur yap be adam servis hareket edince koltuğa amele sümügü gibi yapışmıştım sızlayan burnumu tutuğumda

alex kolumdan tutarak kalkmama yardım etti bugün insan olmaya karar vermiş herhalde servisin ani freniyle dengemi sağlayamayarak alexse kafa attım alex bir kaç küfür mırıldandı ve burnunu tutu çantamdan zor bela medil çıkardım kafa atmamla burnu kanamaya başlamıştı tam burnunu siliyordum ki arkamdaki salağın itirmesiyle elim gözüne girdi telaşla ona doğru eğilerek yardım etmeye çabalamıştım yazık bir günde güzelim oğlan benim yüzümden kör oldu yarına topal kalırsa şaşırmam bu seferde gözüne bakacaktım ki

Alex: elleme bas belası

uyarısıyla boğazımı temizleyerek geriye çekilmiştim alex ise acı içinde bir yandan akan burnuna mendili tutarken diğer yandan acıyan gözünü kırpıştırıyordu

azra:ne var be isteyerek mi şey yaptım sanki

isteyerek yapsam bu kadar sonuç elde edemezdim gerçi suçumu bastırmak adına sitemli cümlemle sinirli bir soluk verdiğinde koltuklardan biri boşalınca alexi boş vererek gözlerim gömü bulmuş köylü misali büyüyerek adeta uçarak koltuğa geçtim

şaka yapmıyorum uçraka geçtim ve cama sümük gibi yapıştım etraftan gülme sesleri gelsede duruşumu bozmadan saçlarımı düzeltim koltuğa dik bir şekilde oturarak belli bir süre camdan dışarıya baktım evet bu benim dıştan iyiyim hatta bakın umursamıyorum deme şeklimdi

terden alnıma yapışmış olan saçlarımı çekerek yanımda ki koltukta oluşan hareketlilikle göz ucuyla baktığımda alex vardı bir eliyle burnunu bir eliyle gözlerini ovuyordu bu çocuk benimle bir iki gün kalsa komaya girer sanırım

azra: kafanı aşağıda tut ki pis kan aksın g

Alex:beni öldürmeyecegini nerden bileyim senden her şey beklenir

bastıramadığı yüksek ses tonuyla öfkesinin boyutunu yavaş yavaş hissettiğimde gülmemi zorlukla bastırmıştım

azra:seni öldürmek istesem gece evine gizlice girer sen uyurken seni otuz iki yerinden bıçaklayıp tavşan kostümü giydirerek çalılıklara asardım ama bak yapmıyorum

çatık kaşları düzelerek yüzünde oluşan şaşkın ifade ile bana doğru döndüğünde koltuktan gerileyerek kalkmaya çalışmasıyla kolunu telaşla tutmuştum

ben:saka saka gül diye

omzuna attığım sert yumrukla yüzüme bir iki saniye boş baksa da iç çekerek koltuğa yeniden huysuz bir tavırla oturmuştu

alex: ha ha ha çok komik cem yılmazın kızı olmalıymışsın hatta sahneye falan çık bu yetenek boşuna gitmesin

azra: haha biliyorum canım beni daha fazla övme utanıyorum

yüzünde oluşan iğrenti ile dil çıkararak duran servis ile ayaklandığımda ayakta ki kalabalık ve ter kokusunun arasına karışmıştım

tutuğum nefesim ile yaşam ve ölüm arasında gidip gelsemde dayanıp evin önünde durarak kapısı açılan servisle inerek içime derin bir nefes çekmiştim bugünde ölümcül kokudan sakındım çok şükür

arkamda ki hareketlilik ile servisten inen lutmina ve alexe bakındığımda lutminanın endişeli hali ve alexin söylemleriyle olay yerinden yavaş ama temkinli adımlarla uzaklaşmaya çabalamıştım

lutmina: abig yügzne nolgdu

alex:tır çarptı

öfkeyle konuşan alexle burun kıvırdığımda lutmina ise şaşkın bir vaziyette bakmakla yetinmişti

*lutmina: hagg tıgr mıg tıgr servigste neg ararg?*

Lütminanın dediği şeyle kahkahamı bastıramayarak güldüğümde alex ise yüzünde ki sert ifadeyi daha fazla koruyamayarak bize masum köylü edasıyla bakan lutminaya benimle birlikte gülmüştü

azra:sohbetinize doyum olmuyor ama benim gitmem gerek

bana el salayan genç kıza el salayıp bahçe kapısından içeri girdiğimde demir kapıyı var gücümle çalmaya başlamıştım bir kaç ayak sesi ile elleri una bulaşan annem kapıyı sinirli bir şekilde açarak sesli bir soluk vermişti

nesrin: yumruğu görüyon mu azra

ben: he görüyom pek bir güzel duruyor vallahi

nesrin:bir daha bu kapıyı hayvan gibi çalarsan bu yumruğu gözüne indiririm görürsün güzeli

çatık kaşlarla öfkeyle konuşan anneme şiirince gülümseyerek içeri girip l koktuklardan birine gelişi güzel yayıldığımda annem arkamdan gelerek koltuklardan birine oturmuştu

nesrin:bugün kamela hanımlar gelecek düzgün dur uslu uslu çocuklarıyla oyna kudurma sakın

azra:anne ben yedi yasında çoçuk muyum oyna ne demek ya ayrıca sen niye çağırdın ki onları ne gereği var

nesrin: sana ne kız niye cağırıyosam çağırıyorum keyfim öyle istedi

ben:off anne off

nesrin: insan içine karış biraz dağda yaşayan ayı gibi geziyorsun etrafta ben senin yaşındayken ellimi salasam ellisini buluyordum ah gençliğim ah

annemin arkamdan her zaman söylediği feryadı ezbere bildiğim için dinleme gereği dahi duymayarak kapımı kapatığımda üzerimde ki okul formasına rağmen yatağıma uzanıp masanın üzerine bıraktığım mangayı elime almıştım en azından onlar gelene kadar huzur içinde mangamı okuyabilirim

GAVURUN TÜRKLE İMTİHANI ( DÜZENLEMEDE ) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin