Smut başlangıcımızı inceden yapalım dedim. Xjxkxj oy yorum oy yorum!! ;*
Hafta sonundan kalma baş ağrım varlığını her dakika belli ederken yıkılmamak için zor duruyordum. Vücudum içkiye hiçbir zaman direnç göstermeyecekti galiba. Çok nadir zamanlarda içerdim ve içtiğim zaman da günlerce baş ağrım geçmezdi. Yine aynı olayı yaşıyordum.
Vücudumun halsizliğiyle bir de klasik kıyafet giymeyi göze alamayarak rahat bir şeyler giymeye karar verdim. Giyinme odama yönelerek dolabımdan boyfriend kotumu ve üzerim için de beyaz, bol bir tişört seçtim. Bugün, diğer günlerime oranla oldukça salaş seçtiğim kıyafetlerimi üzerime geçirerek aynaya bakmaya gereksinim duymadım.
Merdivenlerden inerken ayak seslerimi duymuş olacak ki Ha Ni karşımda belirdi.
“Gidiyor musun?”
Sakince, “Evet.” dedim.
Çıkışa yönelerek askıda duran siyah montumu hızlıca üzerime geçirdim ve beyaz spor ayakkabılarıma uzandım. Hazırlanmam bitince Ha Ni’ye dönerek, “Bugün arabam bakımdan çıkacak. Rica etsem, benim için alabilir misin?”
Sıcak ses tonumla harmanladığım sözcüklerimle, isteğimin geri çevrilmeyeceğini gözlerinden anlamıştım. “İşten geç çıkacakmışsın gibi konuştun?”
Soru gibi çıkan cümlesine cevaben, "Yarın BTS’in ödül töreni var. Bugün her şeyi halledip, sahne arkasına götürülmesi için hazırlamam gerekiyor. Daha ilk işimden bir aksilik çıkmasını istemem.” dedim ve peşinden, “Beni bekleme, yat sen.” diye ekledim.
Sıcak gülümsemesini yüzüne yerleştirerek koluma uzandı ve narince okşadı. “Merak etme, isteğini ben hallederim.”
Sözlerine karşılık ben de aynı şekilde gülümsedim ve kısa bir sarılmadan sonra evden ayrıldım.
*
Şirkete girerken baş ağrım yeniden belirmişti. Daha ne kadar sürecekti bilmiyordum. Umarım bugünkü ve yarınki işlerimde sıkıntı yaratmazdı.
Üst kata çıktım ve koridor boyunca ilerledim. Pratik odasının önüne gelince bedenim aniden durdu. Ya da belki de aklımın o odada kalmasından dolayı bedenim de ona ayak uyduruyordu. Koridorda bir tek ben olduğum için ve bulunduğum katın sessizliğinden dolayı, sadece kendi kısa nefeslerimi duyabiliyordum. Bir süre odaya girip girmemem gerektiğini düşündüm. Üyelerin hepsi gelmiş olabilir miydi? Ya da sadece Park Jimin?
Bu ihtimali göze alamayarak arkamı döndüm. En ufak yanlış anlaşılmaya sebep olmak istemiyordum açıkçası. Dans hocasına göz dağı vermiştim fakat o anlık bir durumla olmuştu. Gerçekten risk alarak Jimin’e yaklaşamazdım, yaklaşmamalıydım.
Adımlarımı yavaşça atarak odama girmek için kulpa uzandım. Fakat arkamda hissettiğim kalın ama bir o kadar da tatlı sesle yeniden durmuştum.
“Sun Hee-ssi?”
Taehyung’un sesi koridorda yankılanarak kulağıma doldu. Arkamı dönmeden önce yüzümdeki yorgun ifadeye maske takmak istercesine, yüzüme sıcak bir gülümseme yerleştirdim.
“Efendim, Taehyung.”
“Günaydın.”
Samimi selamına aynı şekilde karşılık verdim. “Günaydın.”
“İşinin başına geçmeden önce bize selam vermek yok mu?”
Kırılgan sesiyle kalbimde bir yumuşaklık hissettim.
‘Hafta sonu 2 şişe şarap bitirdim ve beynim patlamak üzere. Bu yüzden bir süre kendisini rafa kaldırmaya karar verdim ve pratik odanıza da girmek istemedim.’
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PJM / Park Jimin
Fanfiction"Benimle yanmaya hazır mısın, Sun Hee?" "Seninle kül olmaya hazırım, Park Jimin."