Herkese merhaba!Öyle özledim ki sizi... Biliyorum, evet sürpriz oldu ama bilirsiniz biz sürprizleri severiz.Ben karakterleri çok özledim, sizleri çok özledim, duygularımızı da özledim. Fazla uzatmadan başlamak istiyorum. Sabırsızlandığınızı tahmin edebiliyor ve kısa kesiyorum. Bölüm Savaş'ın ağzından canlarım. Öptüm çok :)
----------------------------------------
6 Aralık 2018
Yağmur damlaları yavaş yavaş süzülürken odayı dolduran melodiyi umursamadım. Gecenin bu saatinde arayan birine cevap vermek yapılacak en büyük saçmalık olurdu. Saçmalıklar peşimi ne zaman bırakmıştı ki zaten? Umursamadan başımı elimdeki mavi hırkaya yasladım. Yağmuru onun kokusu olmadan izlememeye söz vermiştim. Sözümde durmasam fazla ayıp olmaz mıydı?
Gözlerimi kapatıp birkaç saniye öylece durdum. Umut kokuyordu. Nefes almak bile onun kokusuyla güzelleşiyordu sanki. Artık nefes almıyor oluşu, yaşamadığı anlamına gelmiyordu. Hiçbir zaman gelmemişti de. O hep vardı. Bazen elimde tuttuğum mavi hırkada, bazen kirpiklerimdeki o ıslaklıkta, bazen de rüyalarımda.
Hiç bahsetmedim değil mi? Uyumadan önce gökyüzüne bakıp onunla anlaşıyordum. Rüyama girmesi için yanımda olmayan biriyle anlaşma yapmak uzaktan bakınca delilik gibi gözüküyordu değil mi? Delirmek bile güzeldi. Eğer aklımı kaybedecek olursam, hissedebildiğim tek şey onun aşkı olurdu ki bunu kabul etmemek yapılacak en büyük delilikti. Doyamamak mıydı aşık olmak, yoksa yokluğuna sarılabilmek mi? Kollarımın arasındayken cenneti hissedebildiğim kadın, cennetteyken ben neden cehennemi yaşıyordum?
Başımı kaldırdım geceye doğru. Balkon demirine damlayan yağmur damlalarına baktım. Kirpiğimin üzerine düşen yağmur damlası ile gülümsedim. Gülümsemem büyüdü. Kahkahaya dönüştü. Kafamı kaldırdım ve yüzüme daha çok yağmurun temas etmesine izin verdim. Elimdeki hırkayı sıkıyordum şimdi.
"Hoşgeldin sevgilim!"
Sesim boş sokakta, gecenin karanlığında yankılandı. Biliyordum ki, herkesin uyuduğu bu saatte o beni duymuştu. Gökyüzündeki güzel kadın, yağmur damlası olup bana sarılmaktan asla vazgeçmemişti.
Gözyaşlarım yağmur damlalarına karışırken sesini duyduğumu hissettim. Ah, delirmek hiç bu kadar güzel olmamıştı Açelya! Gözlerimi açmadan öylece durdum. Sesi tekrar kulaklarımı doldurdu.
"Ben geldim Savaş."
Gülüşüm silinirken titriyordum. Dudaklarımdan bir hıçkırık kaçtığında gözlerimi açmamak için iyice sıktım. Keşke gerçek olsaydı da gözlerimi açtığımda aşağıdan bana bakıyor olsaydı. Tıpkı milyonlarca kez bu balkondan ona el salladığım zamanlardaki gibi gülseydi. Kahküllerini iki yana sallayıp gamzesini çıkarsaydı. Gözlerimdeki yaşlar yağmura karışırken dudaklarım kıvrıldı. Ağlarken gülümsemek ne garipti Açelya...
"Kelebek!" diye bağırdım tekrar boş sokağa karşı. Ona böyle seslenmeyeli uzun zaman olmuştu.
Gözlerim yavaşça aralandı.Bakışlarım sokağın ortasında gözlerinden yaşlar süzülen, güzel kızla buluştu. Elimdeki hırka yere süzülürken ıslak zemine yapıştı. Eminim ki o an kimse hırkayla ilgilenmiyordu. Hayal görüyordum değil mi? Hareket edemedim. Bacaklarım titredi. Dizlerimin üzerinde öyle bir ağırlık vardı ki olduğum yerden kıpırdayamıyordum.
Gözlerimdeki yaşlar durmaksızın akarken koştum. Ne bir şey söyleyebiliyor, ne de önümü görebiliyordum. Merdivenlerden indiğimi, sokağa çıktığımı ve bu kızın karşısında öylece durduğumu hatırlamıyorum bile. Gözleri gözlerimdeyken dudaklarım titriyordu. Nefes alamıyordum. Yağmur yağıyordu ve ben hissedemiyordum bile.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevsene Beni Özel
RomanceHatırladığınıza eminim.O kanların içindeki bembeyaz kelebeğin, görkemli büyük denize kanat çırpışını unutmuş olamazsınız. Bu geri dönüş mü? Hayır, bu büyük kavuşma.Vedalardan uzak, gerçek bir buluşma.Karanlıkta hep beraberiz artık.Peki ya siz? Siz h...