Merhabalarr , işte yeni bir bölüm ve Multimedya : Zümra Tekin
~°~°~°~°~°~°~°~°~°Cemile ile kavgamı bitirip Ersin Bey ve Esin Hanım ' a döndüm . Ayol pek mi saygılı oldum ney ?Herneyse sonra aklımdaki aklımdaki soruyu gidermek için ellerine baktım vay be parmaklarında bir şeyler oluyordu insanların sanki neydi o ?
-Yuksuk yuksuk bak hep yokluktan bunlar yazzik beğ
He ya yuksuk . Emme yoktu kine . Ersin beycük bana döndü ve bir süre kaşları kalkık baktı hmm acaba neden baktı ? Sonra ise eşine (!) yani bana eş olduklarını söyledikleri Esin Hanım' a yandan göz kıyısıyla bir bakış attı.
Esin hanım bana baktı ve sandalyeye yaslandığı için öne gelerek dirseklerini masaya dayadı ve yüzünü yumruk yaptığı ellerinin üstüne koydu . Gülümsedi . Ayh ne de yapmacık .
"Ehh şimdi " dedi . " Gece saat 3 gibiydi ve biz ise arkadaşlarla kardeşimin eşiyle bakıp büyütecekleri bir çocuğu olduğunu kutluyorduk ve si-..." dedi ama ben sözünü kestim . "Aah nekadar güzel Allah analı babalı büyütsün " dedim ve Esin' in yüzünü incelemeye başladım .
Turuncu , kızıla çalan saçları ve yeşil gözleri vardı . Dudaklarında ise anlamdıramadığım ve gülümsemeye benzetemediğim bir ifade vardı . " Teşekkürler , neyse o sırada siz tan masada olduğunuzu elinizdeki büyük bardağı hızla vurmanızla farkettim ve farkettik . Bakışlarımı size çvirdiğimde siz kalkmış bir kızın saçını çekiyordunuz falan filan . Sonra ise kız bozularak gitti . Siz ise eeğ heh Güney 'in yanına oturdunuz . Ve birşeyler fısırdaşarak gülüştünüz . Sonra ise zaten biz kalktık . " dedi ve sonları söylerken yüzünü öne eğdi . Ben azımı şekilden şekile sokarken yüzüm ise resmen yeşermiş ti .
Evet yeşermiş ti Güney 'in gülüşü kulağımı doldururken anlatırken sürekli kaçırdığı gözlerini bana diken Esin ile zaten çıldıracak raddeye gelmiştim .
-Ne çabuk hanım 'ları sildin yaew
Hiç cevap vermedim ve gülümsemeye çalışarak Esin ve Ersin Beye tanıştığımıza memnun oldum gibi şeyler geveledim . Yani yalan söyledim . Kafeden çıktım zaten çanta almamıştım .
Ve garip bir şekilde kafe eve yakındı yani . O evi bu kadar benimsemem benim bile içimi kemirirken Zehra ısrar ediyordu . Onun kadar güzel olduğu gibi kalbide güzel bir kız tanımamıştım . O kadar iyi yürekliydi ki ! Bazen onu kıskanıyordum neden onun kadar iyi olamıyorum diye . Ama zaten kıskanmak direk başlı başına kötü bir şey oluyordu ve bu beni daha çok üzüyordu . Sonra ise sen kendi kardeşini nasıl kıskanırsın diyerekten hırpalıyordum .
Birbirimiz hakkında o kadar şey biliyorduk ki . Ona onu bazen kıskandığımı bile söylemiştim . O ise yine ve yine o iyi yürekliliğini kullanarak bana "Sen böyle dürüst iken nasıl senden daha iyi olmayan bir kızı ben niye öyle olamıyorum diye kıskanırsın lan salak " diye işi dalgaya vurmuştu . vurmuştu .
-Ayol o kadar riv riv ettinki başıma ağrılar girdi ayh .
Ayh sen sus ayol .
- Ayol tammam sustum ayh
Sonra ise yüzüme vurduğum suyla açtım gözlerimi . Lavabodan çıktım . Eve gitmemiştim . Canım kafeden eve göre daha uzak vede ıssız gibi tenha bir taraf olan sahile gitmek istemişti . ANCAK LAVABOYA GİTMEM GEREKTİ . Noletler olsun . Herneyse , en azından hemen yakınında bir kafe daha vardı aslında kafe denir mi bilmiyorum ama içinde okey oynayan bile vardı . Sonunda tekrar sahile vardım ve telefonumu cebimden çıkardım ve bir banka mı her ne ise ona oturdum . En son Watpadd 'de beni anırtan kitap açık olduğu için sekmeyi kapattım . Ana ekrandan da müziklerim isimli dosyayı açarak rastgele bir şarkı açtım her zaman yanımda taşıdığım kulaklığımı taktı-...
-Zaten hala nasıl yaptığını bilmiyorum ama telefonun kabının içinde taşıyon yani pek normal .

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zümrüt Gözlüm
JugendliteraturUyandığım günlere lanet getirme mi engelledin sen kalbimi aldın sen hayatım tek yaşama sebebim olsun sen . Benim uçurum kenarındaki kocaman rahat kayamsın sen az kaysan biterim ben . Daha önce çok düştüm sende düşürme be ey sevgili yine acıtmayın e...