3. Bölüm

405 39 16
                                    

Sınır yok. Ama yorum şart kızlar ;D

**

"Yatağın altına gir." diyerek beni yataktan itti. Popomun yerle hızlı teması sonucun da seslice inledim. Abimin ayak sesleri sona erdiğin de hızla kapı açıldı.

Ve tatatatam!

Abim ve aşireti gelmişler.

"Hoş geldin, abiciğim." dedim gülümseyerek.

"Ne yapıyorsun yerde!?" diyerek önüme geldi.

"Ya şimdi abi, normalde yatakta oturuyorduk. Sonra yer dikkatimi çekti. Dedim 'Bu fayanslar ne kadar çekici duruyor. Bir de yakından inceliyim.' diye. Sonra bir baktım yerdeyim, gerisini valla hatırlamıyom." 

"Espiriye gel." diyerek burnumu iki parmağı arasına sıkıştırdı.

"Sen espiriye gel zaten, benim için gelme. Öyle olsun. Hıh." diyerek ayağa kalktım ve tekrardan Niall'ın yanına uzandım. 

"Siz beraber mi yatııyorsunuz lağğn!?" Kükremesi üzerine sadece gözlerimi devirdim.

"Gece araya yastık koyuyoruz abi." 

İçeriye Zayn'de giriş yaptığın da büyük bir kahkaha patlattım.

"Büyük amcamın torununun Manchester'da ki komşusunun bakkalını niye çağrmadın ki abi? Az olmuşsunuz böyle." Kaşlarını çatıp beni kolumdan ayağa kaldırdığın da içimden ona kadar saymaya başlamıştım bile.

"Sana kaç kere 'Niall olmaz.' dedim?! Neden dinlemiyorsun beni?! O büyük senden! Anla beni artık Ella! O büyük! Çıkamazsınız siz!" Diğer çocuklar koltuklara oturduğun da ben de abimden kolumu geri çekip yeniden yatağa uzandım.

"Ama beni seviyor." dedim Niall'ı işaret ederek. "Hem senin çok sevgili sevgilinle randevun yok muydu?! Git hadi. Zayn yola şunu daha. Görüntü kirliliği yapıyor." Zayn, Louis'e başıyla dışarıyı işaret ettiğin de Louis oflayarak dışarıya çıktı.

"Sana emanet, Zayn." Kapı çarpma sesini duyduğum da zafer kazanmışçasına gülümsedim.

Bu ev de benim sözüm geçer, dostum! Senin ve ergen saç modelinin değil!

**

"Kapa şunu be! Ben buradayken Victoria izlemekte neymiş!" dedim oflayarak.

"Ama şunların fiziklerine baksana, aşkım. Sana bin basarlar. Bacakları falan." dediğin de gözünü bir saniye olsun televizyondan ayırmamıştı.

"Onların ki bacakta bizim ki vites mi?? Bak bak şu bacağa da bacak gör." Bacağımı havada sallandırıp gözlerimi Niall'a çevirdim.

"En çokta Rosie'yi seviyorum. Mavi gözlü, sarı saçlı. Aynı ben." Bak, bak sen. Şunda ki rahatlığa bak. Dersin ki ben askerlik arkadaşıyım!

"Ben de Adam Levine, Chace Crawford falan severim. Kasları yakıyo yani. Bilirsin her yerlerinden kas fışkırır. Hele hele David Bechman. O adamı ayrı bir seviyorum. Sempatik biri."

"Ben! Ben neyim burada! Beni sevmiyor musun!" diyerek dudak büzdü.

"Sen derken iyi oluyordu ama pezevenk!" 

"Ama ben başkayım, sen başka." diyerek alnıma minik bir öpücük kondurdu.

"Öyleyse, Niall bey. Gidip onlarla fingirdeşin. Ok? By." diyerek ayağa kalktım. Kolumu tutup geri otturdu.

"Ben şaka şey etmiştim. Alındın mı yoksa?" Başımı başka tarafa çeivirp sessiz bir küfür savurdum. "Oha! Ella? Sen kıskandın mı beni?"

"Ne kıskacam la seni ben! Yolda görsem tekme atarım sana. " Yeniden ayağa kalktığım da Niall'da kalkıp önüme geçti.

"Kıskandın, bebek." 

"Kıskanmadım." diyerek koltuktan çantamı aldım.

"Gidiyor musun?" Şaşkınlıkla bana baktı.

"Yok, çantamı özlemişim bir alayım dedim."  Derin bir nefes verip önüme geldi.

"Zaten akşam sizdeyiz. O yüzden gidebilirsin." 

 "Hayır, hayır. Bunu bana yapamazsınız. Yine o saçma erkek gecesinden yapmayacaksınız değil mi? Tanrı Aşkına! Sabahtan akşama kadar sadece donunuzla gezip bağırarak şarkı söylüyorsunuz. Bunu bana yapmayın. Ağağağağa. Ajdar, sevgilim gel kurtar beni."

Midnight (NiallHoranFanFiction)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin