20 yaşında, gözleri siyah denecek kadar kahverengi ve buğday tenli ceset.
Erinona, cesetinin gözlerine şehvet dolu bir bakış attı. Göz bebeklerinin büyük olması, James'in ona bakakalmasını sağlamıştı. Onları hipnoz edebilirdi, bunu yapabileceği onlarca gözü vardı.
"Adım James."
Yarım ağız gülümseyip ışığı biraz kısan Erinona, göz kırptı.
"Erinona, Errie desen yeter."
Cesetlerini rahatlatabileceğini konuşmasını uzatarak sağlayabileceğini anlamıştı. Ne zaman konuşmayı kısa kesse, kalplerinin sıkıntıyla hızlandığını duyuyordu. Ama onların sıkılmaları değil, korkmaları ve acıyı hissetmeleri için kapattığına emindi. İntikam, bunu gerektirirdi.
Artık vaktinin geldiğini düşündü. Hiçbir şey hakkında konuşmadıkları bu üç dakika, canını sıkmıştı. Alayla başını salladı.
"Ya da Marie."
*
Başını yavaşça yukarı kaldırdıktan sonra kendine gelmek için sallayan James acıyla yüzünü buruşturdu. Ellerini kımıldatmaya çalışırken hissettiği acı, Erinona'nın tüylerini kabarttı.
Bir elini beline koymuş, bütün ihtişamıyla ona doğru yürüyen kızdan etkilenmeyen James, başını geriye attı. Derin bir nefes aldıktan sonra etkilenmediği kızın yüzüne baktı.
James, bir daha hangi yüzde bu denli yoğun bir nefret görecekti, daha önemlisi bir daha kaç tane yüz görebilecekti?
“Lanet olsun.”
Mırıltıyı duyan Erinona hafif bir kahkaha attı. O sırada James, bu kadar nefreti nasıl içinde barındırabildiğini düşündü. Bu, bir insan –ya da her neyse- için zor olmalıydı. Çok zor.
“Konuşsana, bir şeyler söyle.”
Erinona rahat bir tavırla karşısındaki gence emir verdi. James alayla başını salladı. Kızın hırçınlığı, ona annesini anımsatmıştı. Kızın gözlerine odaklandı.
“Anneme benziyorsun. O da hırçındı. Babama karşı, büyükanneme karşı, bana karşı.”
Erinona, sırtını James’e dönüp sedyeye dizdiği bıçakları incelemeye koyuldu. Biraz sonra, tamamı gümüş kaplamalı uzun ve ince bıçağı seçtikten sonra tepsideki klipslerinin yanına bıraktı.
“Ve sonra intihar etti.”
James derin bir nefes aldı. Erinona tepsiyi masaya bırakıp itekledikten sonra gencin saçlarına bir öpücük bıraktı.
“Canın yanacak hayatım, üzg-“
James, Erinona’nın sözünü kesti.
“Ya sen? Pes edecek misin? Tanrı aşkına, seni kendini öldürürken görmek isterdim.”
Erinona gözlerini devirip bıçağı aldı. Sonra boynuna yavaşça parmaklarını sürttüğü James’in avucuna derin bir yara açtı.
Bazen, yaptığınız davranışlar takdir edilmez. Çünkü siz bunları kendiniz için yapmışsınızdır. Bu da böyle bir şeydi.
Ailesi James’in ölmesini istemeyecek, bu davranışı onaylamayacaktı. Hayatıyla oynadığı eski sevgilisi Marie ise onun canını acıtmak isteyecek; Erinona ile iş birliği yapmayı önerecekti. Aynı anda herkesin memnun olması mümkün değildi.
Bu yüzden Erinona, kendini mutlu etmeyi seçiyordu.
"Şimd bir gözden geçirelim James." derin bir nefes alıp Gerla'ların hazırladığı dosyaya baktı. Bu kız, bütün gerçeğini bir tokat gibi yeniden yüzüne çarpmıştı.
"Marie'yi kandırdın. Sana vermek istediği şey bedeni değildi, kesinlikle." James gözlerini devirdi.
"Olabilir. Ama onu elde ettim. Neden farklı olacağını düşünüyordu ki? Sonuçta daha önce çıktığım kızlardan farklıydı ama-" Erinona hırıltıya benzer bir sesle James'e yumruk attı.
"Sen aynıydın. Değil mi James? Onu hep oyuncak gibi gördün, parçalayabileceğin bir oyuncak?" James sağa yatan başını yavaşça kaldırdı. Yarım ağız gülümsedikten sonra ağzında biriken kanı tükürdü.
"Ona söyledim. Benim için hiçbir şey ifade etmediğini ve bunu kalbim senindir saçmalığıyla değiştiremeyeceğini." Erinona güldü. Saçlarını geri savurduktan sonra tüylerini kabarttı.
"Kız kardeşin, Blair'e bol şans dile. Kim bilir belki o da kalbim senindir olayına fazla inanmıştır?"
ஜ
James'e yeterince Lunesta* verdiğini düşünen Erinona Yavaşça bıçağını kavradı. İlk önce gözünün altına uzun bir kesik bıraktı. Bıçaktaki kanı bacağına sildikten sonra göğüs kafesinden devam etti. Kalbine ulaşana kadar, durmak yoktu.
Kanı sedyeden tek tek damlamaya başlayan James'in ilacın etkisnden çıkmasına az kalmıştı. Acı çekmesine az kalmıştı.
Birkaç saat sonra Erinona, alfabetik sıraya göre James’in temel organlarını kavanozlara koymaya başladı.
*Bir çeşit uyku ilacı
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şeytanın Tuzağı
ParanormalneErinona. Soyadı yok çünkü onun dünyasında kimseye bu lanetli ismi koymuyorlar. Kimse lanetlenmiş bir katilin ismini çocuğuna koymaya cesaret edemiyor. Onunsa bir mevsimi, saati, günü yok. İstediğini yapabilecek kadar zamanı ve istemediği kadar nefre...