"Yeni kurallar yok demiştik Frekayie." sıkıntıyla nefesini veren Erinona sandalyesini geri itti. Sandalyeden çıkan gürültü, Zeus'un kaşlarının arasında ve anlında birkaç belirgin karışıklığın oluşmasına sebep oldu.
Birkaç saniye sonra o da sandalyesini itip ayağa kalktığında aynı tepkiyi verme sırası Frekayie'deydi. Kırklı yaşlarına henüz birkaç yılı kalan adamın yüzündeki çizgiler derinleşti. "Kesin şunu."
"O ölümlülerin aptal bedenlerine girmeyeceğim." Zeus, tartışmanın uzayacağını biliyordu. Erinona hırçın ve bir katile göre fazla sözüne sadıktı. Ani fikir değişiklikleri onun sinirlerini zıplatıyordu. Bu zamanlarda, Zeus ona elektronları kullanabileceği bir güç vermediği için şükrediyordu.
Frekayie ise aksi ve huysuzdu. Sınırlarını zorladığınızda karşısındakini umursamaz ve hançer gibi sözlerini saplardı. "Senin de bedenini pek hoş kullandığın söylenemez, bir sürtüğe göre fazla iddialı konuşmuyor musun Errie?"
Erinona, Gerla'ların listeye nasıl Frekayie'yi ekleteceğini düşünmeye başlamıştı. Zeus'da bunun farkındaydı, ellerini Erinona'nın omzuna yerleştirdi.
İçindeki suyu nedensizce içtiği fincanı masaya bırakıp tek kaşını kaldırdı "Sen derdini buna anlat ve bize düşünmemiz için zaman ver, geldiğimizde buna anlattıklarının bizi ilgilendiren kısmını dinleyeceğim."
Dışarı çıktıklarında uzun ve karanlık koridorun boğucu havası, ikisini de rahatsız ediyordu. Bedenleri acı ve korku gibi, kokuyu da duyarsız olmalıydı.
Dünya için fazla iyi ve güçlülerdi. Ruhlarını özgür bırakacak bir başkası olmadığı sürece, dünyadaki egemenliklerinden vazgeçmeyeceklerdi.
Erinona, insanları öldürecek; Zeus ise onları Ruh Tanrılarına götürüp her yeni adımlarında daha fazla yaşama şansı kazanmalarında son hamleyi yapacaktı.
Oradaki dünyanın tek bir hakimi yoktu. Herkes, bir şey yapabilmek için diğerine ihtiyaç duyuyordu. Gerla'ların listeyi hazırlamak için Ruh Tanrılarına ve onları öldürmek için Zeus ve Erinona'ya ihtiyaç duyması gibiydi.
Hepsi kısır bir döngüdeydi. Hiçbir zincirinin kopmaması gereken bir döngü.
ஜ
"Seni birilerini öperken görmeye dayanamıyorum." Zeus aynada kendi yansımasını izlemeyi bırakıp odağını Erinona'ya çevirdi. Onun böyle ufak kıskançlıklarını seviyordu, gülümsedi.
"Başkalarına dokunman, beni deli ediyor." bağlamayı bir türlü beceremediği kravatı bir kenara fırlatıp Erinona'nın yanına ilerledi.
Başının altındaki yuvarlak yastığı, yatağın başına fırlatıp Erinona'nın yanına uzandı. Uzattığı koluna yavaşça yatan Erinona'yı etrafına giydiği gömleğin bile gizleyemediği kaslı kollarıyla sardı.
Bu his ikisinin de hoşuna gidiyordu. Kollarının arasında kaybolduğu zaman Zeus' un sadece ona ait oldugina inanıyordu Erinona. Ondan başka kimseyi tutamayacağını biliyordu.
Zeus isa ona izin veriyordu. Tutabileceği birinin olması, nefret etsede her hafta Ruh Tanrıları'nın yanına gitme sebebiydi. İkisi de birbirine aşıktı.
İkisi de birbiri için savaşıyordu.(Italik)
"Hiçbir şey hissetmediğimi biliyorsun, senin için o aptallara katlanıyorum." ikisi de gülümsedi. Şuan Erinona'nın her şeyi vardı. Tek istediği hayatını kurtaran adamla rahat bir uyku çekmekti. Zeus derin bir nefes aldı.
"Biliyorum, işimi erken bitirmeye çalışacağım. En fazla bir saate bodrumda olurum." sıkıntıyla nefes veren Erinona gülümseyip başını aşağı yukarı salladı.
Zeus'un onun düşüncelerini okuması bambaşkaydı. Erinona heyecanlandığıda, kelimelerle arası kötüleşiyordu. Bütün yaşadıklarından sonra ailesi dahil herkes ondan utanç duyarken Zeus'un aşkından hiçbir şey değişmediyse bunu onun yeteneklerine borçluydu.
Zeus gülümsedi ve Erinona'nın anlına bir öpücük bıraktı. Ardından ayağa kalkıp dış kapıya ilerlediler. "Seni bekleyeceğim." Zeus gülümsedi "Biliyorum bebeğim, sadace bir saat."
Dışarı çıktığında ellerini birbirine sürtüp cebine koyan Zeus gideceği yeri kafasında planlıyordu. Listede kızın hakkında bilmesi gerekenler yazıyordu. Bazen zorlansada bu kızın kimsesiz ve güçsüz olması onu hiçbir hazırlık yapmamaya sürüklemişti.
Sahi ya, O kızlarla uğraşmakta zorlanıyorken Erinona bütün o kas yığınlarıyla nasıl başa çıkıyordu? Zeus hiç onun zorlandığını hissetmemişti.
ஜ
Kıza göz kırpan Zeus, bardağını havaya kaldırdı. Kısa bir bekleyişin ardından kız sandalyesini geri çekti. Zeus beklemek istemiyordu, aptal insanları ağına düşürüp onları öldürmekten sıkılmıştı. Yaşamak için başka bir yol olmalıydı.
Geçiş bölümü sayabilirsiniz. Şarkıyı beğendiğim için koydum. Teşekkürler :3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şeytanın Tuzağı
ParanormalErinona. Soyadı yok çünkü onun dünyasında kimseye bu lanetli ismi koymuyorlar. Kimse lanetlenmiş bir katilin ismini çocuğuna koymaya cesaret edemiyor. Onunsa bir mevsimi, saati, günü yok. İstediğini yapabilecek kadar zamanı ve istemediği kadar nefre...