Uykulu gözlerle bakışlarımı halıya sabitlemiş, hiçbir şey düşünmeden inceliyordum. Bir yandan da beni delirtmek ve tatlı uykumdan kaldırılmak için tasarlanan alarm var gücüyle çalıyordu.
"Hazel o yataktan artık çık!"
Annemi dinlemeliydim sanırım. Yoksa birazdan kendi yöntemleriyle beni yataktan çıkaracaktı. Geçen seferki gibi kafama kepçe yemek istemiyordum. Annem, çoğu zaman diğer annelere göre daha farklı ve daha acımasızdı. Şuan onun sözünü dinlersem daha iyi olacaktı.
Yataktan kalktım. Yerlerde duran eşyalarım onları oradan almam için yalvarıyorlardı. Ama benim tercihim eşya yığınlarının üzerinden zıplayarak lavaboya ulaşmak oldu. Lavabodaki soğuk fayansın çıplak ayaklarıma değmesiyle irkildim. Vücudumdan küçük bir ürperti geçtikten sonra ellerimi yıkamak için suyu açtım. Aynadaki görüntüme baktığımda açık kahverengi saçlarımın birbirine girmiş, aynı renkteki gözlerim ise fazla uyumanın etkisiyle kızarmıştı. Soğuk suyun ellerimin arasından akışınına bir süre baktım. Annemin birden kafasını içeri uzatmasıyla olduğum yerde kanguralara taş çıkartacak bir şekilde zıpladım.
"Kızım salak mısın? Su yerine başka birşey akıyor da ben mi göremiyorum? Gel hadi, sofra hazır."
Annemin uyarışı hortlamama yardımcı olmuştu. Elimi yüzümü hızlıca yıkayıp lavabodan nihayetinde çıkabildim.
Odamdan çıktığımda merdiven basamaklarını üçer üçer indim. Hayatımda sıkıcılığa renk katıyordu bu basamaklar Burnuma hoş kokular geliyordu doğrusu. Annem bugüne özel ne yapmıştı bilmem ama sofra harikaydı. Anneme bir öpücük gönderdikten sonra odama geçip üstümü giyindim. Siyah kotumu ve beyaz bluzumu üstüme geçirdiğimde giyinme işlemini tamamladım.
Daha fazla geç kalmadan spor ayakkabılarımı giydim. Anahtarımı ve cüzdanımı kontrol ettikten sonra çıkmak için hazırdım. Okulum yürüme mesafesindeydi. Aslında gerçekten iyi okullardan birisiydi -özel okuldu- tam bursla kazanmıştım. Daha iyi yerlere gidebilirdim fakat evime yakın olduğu için burayı tercih etmiştim. Ne yazık ki okulda beni özellikle bekleyen bir arkadaşım yoktu. Okulda hayatımda samimi olduğum insan da yoktu. Herkesle iyi anlaşırdım fakat insanlara güven duygum çoğu kez kırılmıştı. Bende herkesle samimi olmamam gerektiğini anlamış, uzak durmuştum. Zekiydim. Bilgileri çok kolay bir şekilde kavrar, zihnime anında kazırdım. Bu zekam açıklanamıyor olsada dikkat çekmemek için bu konuda hep gözden uzakta olurdum.
Okula vardığımda kulaklılarımı çıkarttım ve çantama koydum. Telefonumu ise cebime sıkıştırmıştım. Kantine geçerek en sevdiğim çikolatalardan birini aldım. Bir yandan yerken diğer yandan ders zilinin çalmasını bekliyordum.
_________________________________Yorucu bir gün daha bitmişti. Kestirme olan dar sokaklardan geçip bir an önce eve gitmeyi planlıyordum. Bilinmez bir şekilde kendimi çok rahatsız hissettim. Sokak ise tenhaydı. Gökyüzüne hafif bir karanlık çökmüştü. Takip ediliyordum. Arkama döndüm ama hiç kimse yoktu. Yürümeye devam ettim. Arkamda duyduğum nefes alış verişleri ile tam arkamı dönüp hamle yapacaktım ki artık çok geçti.
__________________________________"Uyanıyor galiba"
Tanımadığım genç bir ses duyduğumda, korkuyla gözlerimi açtım. Ani bir hareketle yattığım yataktan doğruldum.
"Neredeyim ben? Neden burdayım!"
Burası modern döşenmiş bir yatak odasıydı. Bembeyaz duvarları, mavi ve gri renk mobilyaları vardı. Karşımda ise hiç tanımadığım iki erkek ve bir kız vardı. Çok ama çok sinirliydim. Beni sokakta takip edip sonra kaçıran bunlar mıydı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAYALET
Science Fiction(Yazılan bölümler yayımdan kaldırılmıştır. Düzenlenecektir.) _ Artık tükenmiştim. Gücümü yitirdiğimden değil kontrol altında tutmaktan tükenmiştim. Çaresizdim. Ne yapacağımı bilmiyordum.