Taehyung pencereden dışarı bakıyordu, sıkılmıştı, öğretmen eşitlikleri anlatırken çoktan onun ensesini ezberlemişti. Bakış açısının köşesinde görmek istemediği bir şey gördü.
Daha temiz bir görüş için gözlerini şaşılaştırdı, Jeongguk yine bir kızla oynaşıyordu. Bilinmeyen bir sebepten dolayı keyifsiz hissetti, dudaklarını şirin bir şekilde büzerek hemen tekrar öğretmene odaklandı.
__
Taehyung yavaşça defterini çantasına koydu ve hemen sonra onu kapattı.
"Benim küçük Taehyung'um neden bu kadar üzgün?" malum ses konuştu.
Taehyung gözlerini kapattı ve büyük bir ağız dolusu nefes alıp verdi, "İğrenç çeneni kapa, bana ismimle seslenme."
Jeongguk'a bir kez daha kötü bakışlar atmak için gözlerini açtı, " Ve bilgin için, ben sana ait değilim."Jeongguk çaprazlanmış kollarıyla kapı kenarına yaslandı. Yüzü her zaman Taehyung'a verdiği sırıtmayla boyanmıştı, "Neden bana karşı bu kadar huysuzsunuz, Bay Kim?"
"Çok sinir bozucu olduğun ve senden nefret ettiğimden dolayı."
"Hmm," Jeongguk, Taehyungun karşısına yürümeye başladı, ikisi dışında sınıf tamamiyle boştu, "O zaman, sanırım seni daha fazla kızdırmalıyım." Taehyung'un çenesini tuttu, dudaklarının kenarına hafif bir öpücük kondurdu, onu sersemletmişti.
Jeongguk nazikçe geri çekilip gözlerini açtı, hâlâ yüzünde olan sırıtmayla başparmağını dudakları üzerine sürüp yaladı.
Taehyung sersemliğindem sıyrılıp yüzüne tokat attı, "Defol."
Hoşnut olmayan Jeongguk yanağını ovarken büyük bir iç çekti, "Peki"
Jeongguk kapıya doğru yürüdü ama oraya ulaştığında aniden durdu. Taehyung'a bakmak için başını geriye yatırırken, "Ama kedicik, bu sadece başlangıç." dedi derin bir sesle.
Taehyung'u orada yalnız bırakmadan önce elini kaldırıp iki yana salladı.
Jeongguk gittikten sonra, Taehyung hemen yere çöktü ve başını kolları arasına aldı, kızarıklık kulaklarına kadar gitmişti ve durmaksızın aynı belirsiz kelimeleri mırıldanıyordu.
"Neden? Bunu neden yaptı?" diye söylendi ve nazikçe Jeongguk'un öptüğü yere dokundu.
Aniden çalan telefonu, onu refleks olarak korkuttu.
Hyung💜 arıyor
Yoongi'nin onun için beklediğini hatırladığında soluğu kesildi, hemen okul çantasını alıp alt kata koştu.
__
"Hyung!" Taehyung nefes nefese, alnındaki teri kolunun ön kısmıyla sildi, "üzgünüm, yapmam gereken bir şey vardı."
"Sorun değil." dedi Yoongi yumuşakça ve Taehyung'un yumuşak kahküllerine bir öpücük kondurdu. Taehyung'un tutması için elini kaldırdı o da bunu kabul etti.
Jungkook, pencere aracılığıyla dışarıda dolaşan ikisini izlerken alçak sesle homurdanmasına engel olamadı.
"Jeongguk?" diye çağırdı tiz bir ses.
"Evet, bebeğim?"
Minji, kollarını Jeongguk'un göğsünün etrafına doladı, arkadan kaslı sırtına yaslandı.
Jeongguk onun kollarını kaldırıp yüzüne döndü. Boynunun heryerine öpücükler kondurup, kırmızımsı morluklar bıraktı.
Aniden Minji'ye sarıldı.
"Bekle, Jeongguk?" bağırdı ve kızardı.
"Şşt."
Sarılışını sıklaştırdı. Minji'nin yüzünde ki ifadeyi görmesini engelledi. Gerekirse kimseye göstermek istemediği bir ifade.
Her şeyden önce, onların kan bağları bile yoktu ki.
(Yoongi ve Taehyung'dan bahsediyor.)
••••
Mükemmel fotoşopumu da buraya bırakayım dkejrkwjsljslsjsjsl
(Hayır, Jeongguk'un kafası tükürükle yapıştırılmadı dkejdksksj)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rival || Taekook [Çeviri]
FanfictionTaehyung, okuldaki en iyi öğrencidir. Jeongguk ise okulun fuck boyudur. İkisi de kendilerince popülerdir. Birbirlerinden nefret etmeleriyle bilinirler.