Not: Kızın bir hastalığı var, çok korktuğunda veya endişelendiğinde kısa bir süreliğine hafıza kaybı yaşıyor, bilginiz olsun.
Ter içinde uyandım.
Nefes nefeseydim. Alnımda biriken teri elimin tersiyle silerek ayaklarımı yatağın dışına sarkıttım. Soyadımı bilmiyordum ve ismimin Becky olduğunu düşünmemin tek sebebi rüyamda bana öyle seslenilmesiydi. Yüzümü buruşturdum, adımı sadece o kıvırcığın ağzından duymuştum ve bu, ismimden nefret etmem için yeterli bir sebepti.
Ben Becky'dim. Karanlıkla bütünleşmiş ve karanlıktan korkan bir kızdım. Yalnızlık kelimesini duyunca dehşete düşen ama yalnızlığa mahkum olmuş bir kızdım. Ve hatırlamıyordum, sadece duyduğum korkunç ve dehşete düşmenize sebep olan sesler vardı, çığlıklar vardı. Tanımadığım bir yerdeydim. Hafızam bana geri döndüğünde, ne olduğunu anlamaya çalıştım. Buraya nasıl getirilmiştim ?. O kıvırcık neredeydi ? Beni buraya terketmiş olamazdı. Muhtemelen kaçırılmıştım. Ama neden ?. Bana bu durumdayken istediklerini yapabilirlerdi, bunun için kaçmam gerekiyordu. Uyuyor olduklarını düşünerek endişelenmemeyi denedim.
Ayağa fırladım ve kapıdan dışarı çıktım. Ev küçüktü . Kaçabileceğim yerler sınırlıydı ve korkuyordum, titremek üzereydim. Ama yapabilecek bir şeyim yoktu. Canım pahasına kaçıyordum. Nereye kaçabileceksem artık..
Küçücük bir kulübeydi bu, ormanın tam ortasında, derinliklere gizlenmiş bir kulübe. Çığlıklarımı kimse duymazdı, ağlayışlarımı, hıçkırıklarımı kimse duymazdı. Buradaki kişi her kimse bana istediğini rahatça yapabilirdi, ve ben buna karşı koyabilecek güce sahip değildim maalesef ki. Bunu söyleyeceğimi hiç düşünmezdim ama, şu anda o kıvırcığa ihtiyacım vardı. Bu gece beni kurtarması gerekiyordu. Bu kapının açılıp beni buradan götürmesi gerekiyordu. Ama lanet olası kapı açılmıyor, kıvırcık saçlar görüş alanıma girmiyordu. Boynumda hissettiğim nefes ile kendimi mutfağa attım. Kesinlikle yanlış bir seçim yapmıştım çünkü buradan çıkmamı sağlayacak bir arka kapı yoktu. Burası minicik bir mutfaktı.
"Hadi kaçsana, küçük ceylan "dedi benim yaşlarımda olan bir erkek ve sırıtışının yüzünü ele geçirmesine izin verdi. Gözleri neredeyse siyaha yakındı. Gözleri, koyulaşmış, kısık olan gözlerini büyütmüştü. Geriye doğru adımlıyordum, hazin sonumu olabildiğince uzağa atmaya çalışıyordum. Ta ki arkamda mermer tezgahı hissedene kadar. Korkuyla titredim. Olduğum yere gömülesim geldi. Çocuk bana doğru yavaş yavaş yürüyordu, yüzünde demin ki sırıtışı vardı. Elimi son çare tezgaha koydum, mutfak karanlıktı, sonradan buraya kaçtığım için gaz lambaları yakılmamıştı. Elimi tezgahta yavaşça gezdirdim, bir şey belli etmemeye çalışıyordum. Aramızdaki mesafe bir metreye düştüğünde, elimde soğuk bir metal hissettim. Yapabilirdim, kendimi korumam lazımdı.
"Korkma, Becky. Korkulacak bir şey yok." dedi. "Sadece eğlenelim, tamam mı bebeğim?" dedi. Elimle soğuk keskin metali kavradım. "Ben kıvırcığı tanıyorum , farkındasın değil mi?" dedim. Sesim tüm irademe rağmen titremişti, zaten bedenim de korkudan titriyordu. Bu kaçınılmazdı. "Senin benim olmanı istememin bir diğer sebebi de o zaten." dedi boğuk bir sesle. Aramızdaki mesafeyi sıfıra indirip üzerime doğru eğildiğinde, elimdeki bıçağı bacağına sapladım. Ağır bir küfür ve haykırış eşliğinde, kollarını bedenimden ayırdı. Yere düşmüştü, korkmuş gözlerle ona bakıyordum. Bıçağı bacağından çıkardı, ama acıyla elini kanayan bacağının üstüne koydu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DECODE
Fanfiction"Eğer kötülükle mücadele edersen, karanlığı anlayabilirsin" Kötülüklerden habersiz, takip edilen sıradan bir kız. Ve ona her türlü kötülüğü öğretecek, kurbanının korkularını ezbere bilen bir karanlık. Peki ateş buzla tanışırsa ne olur? ©Tüm hakları...