"Güç olan ölümden değil kötülükten kaçmaktır; çünkü kötülük ölümden daha hızlı yayılır."
Becky'nin ağzından
Koşabildiğim kadar koşuyordum. Artık enerjim tükenmişti. "Yardım edin !". Bağırırken ayağım çalılara takılmıştı ve yere kapaklandım. Kalkmak için çabalarken kolumdan tutarak birisi beni ayağa kaldırdı. Yakalandığımı düşünürken Harry tam karşımda duruyordu. Haydut psiko. Tam ona sorularımı soracakken beyefendi yine sözümü kesti.
"İlk önce, sakin ol. Sorularını daha sonra cevaplayacağım, Beck. Ama şimdi değil. İkimizde burada güvende değiliz. Peşimden adamlarını yolladı , bizi her an bulabilirler." Her ne kadar endişesini belli etmemeye çalışsada kısılan gözlerinden çaresiz olduğunu anlamıştım. İlk defa bana umutla bakıyordu. Ona şu anda güvenmek zorundaydım, yoksa ölürdüm. Ama benimde ona yardımcı olmam gerekiyordu.
"Peki ben ne yapacağım?". Bir kaç saniye düşünen ifadesiyle bana baktı. Başımı ormana çevirdim.
"Lennol'u bıçakladığını biliyorum. Eğer bana bir şey olursa, kendini koruman lazım. Bu silahı yanında taşımanı istiyorum. Kullanmanı gerektirecek bir durum olursa, sakın korkma ve acıma. Beni bu kadar düşünmesi korkmamı sağlasada silahı elinden aldım ve belime sokmaya çalıştım. Nasıl bu hale geldiğimi aklım almıyordu. Tanımadığım ve beni uzun zamandır takip eden çocukla anlaşma yapıp ona güveniyordum. Ve belimde resmen kullanılmayı bekleyen gerçek bir silah vardı. Yani yanımda silah olmasa Harry için kolay bir yemdim aslında.
"Şimdi buradan hemen uzaklaşmamız lazım. Koşabilecek durumda mısın Beck?"
"Ben buraya farkettiysen koşarak geldim zaten, aslında sen gelmesen başımın çaresine bakabilirdim. Şu silahdan pek hoşlandığım söylenilemez."
"Seninle tartışarak enerjimi harcamayacağım, Becky. Sen de kendini yormazsan iyi edersin." Hala kendini düşünüyor, haydut.
Ne yapacağımızı planlamaya başlarken, bir silah sesi kulaklarımın çınlamasına sebep oldu. Ellerim refleks olarak kulaklarımı örterken ağzımdan bir dizi küfür çıktı. İşte bulunmuştuk. Harry 'e baktığımda sesin nerden geldiğini anlamaya çalışarak sürekli etrafa bakıyordu. Korkudan altına etmek deneyimim başlamıştı. Yine kaçırılmak istemiyordum. Hele de bu haydutla. Bu düşüncemi onaylarken koşmaya başladım, ama Harry beni kolumdan tutarak durdurdu. Bu çocuk bizi öldürmeye mi çalışıyordu cidden ?. Ona en kızgın bakışımı atarken arkamda bir yere baktığını fark ettim. Ve başımı oraya çevirmemle bıçakladığım çocuğu ve arkasındaki suma güreşçilerinden farkı olmayan adamları gördüm. Şimdi tam anlamıyla bok çukuruna düşmüştük, evet. Çocuk konuşmaya başladığında Harry ' nin arkasına istemeye istemeye geçmek zorunda kaldım.
"Ne oldu Styles? Kızı kurtaramadığına mı üzülüyorsun yoksa ikinizin başına gelecek şeylere mi ? Hangisi dostum?" Öldürmekten başka acı veren ne yapabilirdi ki bu çocuk ?
"Lennol, bizi bırakmanı tavsiye ederim. Aramızdaki iddianın kapandığını sanıyordum. Ve Becky düşündüğün o kişi değil. Yanlış yapıyorsun, ve eğer devam edersen yemin ediyorum sana hayatı cehennem ederim. Kurtulmak için yalvarırsın. Şimdi, adamlarına çekilmelerini söyle ve bizi bırak. Seninle sonra istediğin şekilde ödeşeceğim." Hadi ama. Çocuğa böyle konuşmaması gerekiyordu. Aptal, kurtulma şansımızı da yok etmişti. Muhtemelen bu silahı kullanmak zorunda kalacaktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DECODE
Fanfiction"Eğer kötülükle mücadele edersen, karanlığı anlayabilirsin" Kötülüklerden habersiz, takip edilen sıradan bir kız. Ve ona her türlü kötülüğü öğretecek, kurbanının korkularını ezbere bilen bir karanlık. Peki ateş buzla tanışırsa ne olur? ©Tüm hakları...