Sherlock gerçek katilin neden korumanın alt komşusu olduğunu Lastrade e anlatırken John üzerinde kahve/beyaz tonlarında pijamasıyla koltuğa oturmuş gazetesini okuyordu.
Daha doğrusu gazetye bakıyordu çünkü dikkati Sherlocktaydı.Onu dikkatle dinlemeliydi ki bloğunda katille ilgili yasal olan herşeyi yazabilsin.
Telefonu kapatan Sherlock Johna döndü.
"Watson?Senin bu gün hastanede olman gerekmiyormu?"
"İzin aldım"
"Neden?Bilmediğim bi planınmı var"
"Sadece dinlenmek istedim."
Sherlock biraz duraksayıp
"Kahvaltı?"diye sordu.
"Hazırladım"
Birlikte kahvaltı ettikten sonra John odasına gidip leptopunu aldı.
Koltuğuna oturup blog için başlık düşünmeye başladı.
Sherlock Johnun koltuğunun arkasından leptopa doğru eğilip başlığı okudu.
- Sahte günlük.
"Aklıma daha iyisi gelmedi."
Sherlock gözlerini devirip Johna kahvesini uzattı ve koltuğuna yöneldi.
...
John bloğunu yazmayı bitirmiş televizyon izliyordu.Sherlock işi olduğunu söyleyip dışarı çıkmıştı.
Johnun telefonu titredi.
'Müsaitsen gel'
-SH
John hemen televizyonu kapatıp ayağa kalktı.Montunu giyip dışarı fırladı.
Taksideyken bi yandanda Sherlocku arıyordu ama cevap vermiyordu.
Mesajdaki adresi taksiciye söyleyip beklemeye başladı.
...
Taksi durdukdan sonra John parayı ödeyip kendini dışarı attı.
Sakin bi caddedeydi.Önünde kahve tonlarında içerden sarı ışıklar ve keman sesi gelen bi lokanta vardı.
Yavaşça içeri girdi.Sherlock ve John dışında fazla insan yok gibiydi.Sherlock canlı müzik ekibinin yanında keman çalıyordu.Johnu görünce son notalarıda çalıp kemanını indirdi.Müşteriler ve garsonların Sherlocku alkışlaması üzerine Sherlock selam verdi ve Johnla kendi için ayrılan masaya yürüdü.
Johnda onu takip edip karşısına oturdu.
"Güzel çaldın.-her zaman güzel çalardı-Bunun bi dava olduğunu sanmıştım"
"Öyle zaten"
"Ne hakkında"
"Birazdan buraya Koreli iş adamları gelicek,içlerinden biri 4 ay önce Mycroftun ilgilendiği projeyi sabote etmiş.Tüm gelir paralarınıda kendi üzerine almış.Mycroft hangisi olduğunu araştırmamızı istedi"Sherlock Johna davayı anlatırken garson geldi.Sherlock her zamanki gibi sadece içki aldı.
Johnsa tavuklu spagetti ve içecek sipariş etti.
Biraz bekledikten sonra gerçekten içeri 7 tane Koreli girdi.Sherlockun çaprazındaki masaya oturdular.John dikkat çekmemek için onlara bakmıyordu.Yemeğini rahat rahat yiyebildiği için bunu umursamadı.Sherlock ise grubu incelemeye başladı.İçlerinden biriyle göz göze geldi.Kadının yüzündeki panik ifadesi onu ele verdi.Sherlock kadını incelemeye devam etti.Kadın Sherlockla göz temasını keser kesmez yanında oturan yirmili yaşlardaki adama baktı.Kırdığı potun farkında değil gibiydi.Sherlock Johna döndü ve
"Buldum"dedi.
"Yavaşlıyorsun Sherlock tam tamına 1 dakika sürdü"
Sherlock gülümsedi.
"Kim?"
-En gençleri.Ama tek başına değil.Yanında suç ortağı olan sevgilisinide getirmiş.
"Demekki yeterince sevmiyorlarmış."
"Anlamadım"
John ağzındaki yemeği yutup konuştu.
"Sonuçta ikiside birbirini riske atıyorlar.Yakalanabilirler"-Bizde birbirimizi riske atıyoruz.
John kaşlarını çattı.Sherlockun neden ikisini onlarla karşılaştırdığını anlamadı."Çoğu davada ölümle burun buruna geliyoruz John.İkimizden birine bişey olabilir"
John cevap vermedi.Sherlocka bişey olmasına izin vermezdi.Ama bunu söyleme gereği duymadı.
"Biliyorum"
"Efendim?"
Sherlock Johnun aklını okumuş gibiydi.
-Yok birşey,yediysen kalkalım.Mycrofta dolandırıcıların kim olduğunu sonra mesaj atarım.
John içkisinden bi yudum daha alıp ayaklandı.
Tam arkasına dönmüştü ki Koreli kızın yanlarına geldiğini gördü.Kız Johnu es geçip Sherlocka doğru eğildi ve kulağına birşeyler fısıldadı.Sherlockun gözleri kısa bi an büyüdü ve Johna bakıp yutkundu.
"John.Burda iki dakika bekle,hemen geleceğim"
John endişelenmişti Sherlock ve kız lokantanın arkasına doğru ilerlerken yerinden kımıldamadı.Onlar köşeyi döner dönmez ayağa fırlayıp peşlerinden ilerledi.Mutfak olduğunu düşündüğü yerin kapısına yaklaşıp onları dinlemeye başladı.***
Lastradin izin günüydü.
Dün randevulaştığı kadınla akşam 8de buluşmaları gerekiyordu.Saat 6 gibi duşa girdi.
Duştan çıkınca dolabını açtı ve ne giyeceğine karar vermek için bekledi.Lacivert gömleğini ve gri takımını alıp giyindi.Parfümünüde sıktığında hazır olduğunu hissetti.
Dışarı çıkıp taksi beklemeye başlamışken önünde siyah bi araba durdu.
İçinden iyi giyinimli bi kadın çıkıp Lastrade e doğru yaklaştı.
"Efendim,telefon size"
Lastrade önce kadının onunla konuşup konuşmadığını anlamadı.Israrla telefonu ona uzatan kadına bakıp kaşlarını çattı ve telefonu eline alıp kulağına götürdü.
-Alo
-Mr.Lastrade
Mycroftun sesini duymak onu şaşırtmadı.Başka kim böyle bişey yapardı ki.Gergin bi şekilde konuştu.
"Mr.Mycroft?"
"Arabaya binip buraya gelmeniz lazım"
-Başka birine sözüm var.
"Bu o kadından daha önemli bi konu"
Greg yüzünü buruşturdu.
-Bi kadınla buluşacağımı söylememiştim.
Greg Mycroftun güldüğünü duydu.Onu gülerken görmek zordu..
"Tahmin etmek zor olmadı"
Greg iç çekti.
"Geliyorum.Ama şunu bilmelisiniz, böyle emri vakilerden hiç hoşlanmam.Bidahakine önceden haber verin lütfen"
Greg Mycroftun zekice bi cevap vermesinden korktuğu için hemen telefonu kapattı ve arabaya bindi.
-
Beğendiyseniz oy vermeyi unutmayın:)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Happy Together/Johnlocked
Fanfiction#Johnlock #Mystrade . . //Tüm hakları 221Bde saklıdır~