John uyandığında kendisine bakan bir çift mavi gözle karşılaştı.
Sherlock gözlerini kaçırma gereği hissetmedi.Dün gece uyuyamamıştı.
Johnu kaybetme korkusu aklından çıkmıyordu.
Bu olay ona zamanın ne kadar kıymetli olduğunu hatırlattı.
Ne zaman ne olucağını bilmedikleri kadar haraketli bir hayata sahiplerdi ve artık duygularını gizlemek istemiyordu.
Ama John..
John rahatsız gözüküyordu.Gözlerini kaçırıp yerinde doğruldu.
"Günaydın"
"Günaydın John,nasıl hissediyorsun?"
"Gayet iyi"
John yerinde gerindi ve uyku mahmurluğuyla bi süre etrafına bakındı.Uyandığında sarhoş gibi olurdu.Sherlock Johnun bu hallerini seviyordu.
Aklına gelen parlak fikirle oda Johnu taklit etti ve yerinde doğruldu.
Johnun dün ona yaptığı gibi dudaklarını onun alnına yasladı.Ama ondan daha uzun süre böyle bekledi. Sherlock zaten Johnun ateşinin olmadığını biliyordu.Uyanır uyanmaz kontrol etmişti.
Geri çekildiğinde John Sherlockun bu ani haraketi sonucu şaşırmış gözüküyordu.
"Ateşin yok Watson,gerçekten iyisin"
Gülümsedi ve yataktan doğruldu.
O sırada John birşey farketti.
Bu ara çok fazla birlikte uyuyorlardı ve John uzun zaman sonra kabussuz savaştan uzak birer uyku çekiyordu.
Hayranlıkla ayakta onu bekleyen bedene baktı ve bişey daha farketti.Sherlock Holmes olmadan yaşayamazdı...
...
John ağzındaki lokmayı bitirip konuşmaya başladı.
"Bu gün işe gitmem lazım"
Sherlock kaşlarını çattı.
"Gitmek zorunda değilsin"
"Öyleyim.Sürekli izin alıyorum.Hastalar hep Sally'e kalıyor.
(Y/N:Burdaki Sally'nin Sally Donovan'la hiçbir ilgisi yoktur.) ..Sally demişken.Bu ara onu çok boşladım."
Sherlock gözlerini devirmemek için direndi.Johnun her sevgilisine yaptığı gibi Sallydende kurtulma zamanı gelmişti.Hafifçe gülümsedi.
"Git tabi.Haklısın"
John kaşlarını çattı.Sherlock kıskanır diye düşünüyordu.Girdiği beklentinin saçmalığını farkedip Sherlocku onayladı.
...
John hastaneye gitti.Paltosunu kendi odasına bıraktıktan sonra Sally'nin odasına doğru ilerledi.
Kapıyı açıp temkinli adımlarla masasında bilgiseyara gömülmüş sevgilisine yaklaştı.
"Sally?"
Sally Johna baktı ve tek kaşını kaldırdı.Pekte sevinmiş gözükmüyordu.
"John Hamish Watson..Siz hastaneye uğrarmıydınız.Erkek arkadaşınızdan vakit bulabildiniz demek"
John anlamsız bakışlar attı ve
"Sen neden bahsediyorsun?"dedi.
Sally derin bir nefes verdi.
"Bitti John.Lütfen.Bidaha buraya gelme"
"A-"
"Sadece git!"
"Ama Sal-"
"John!Git"
John sinirlenmişti.Ayrılmaları umrunda değildi ama hiçbirşey yapmayıp bu muameleyi görmesi haksızlıktı.Bu kadın neyden bahsediyordu.
-belkide birileri(?)Sallye bir ya da iki fotoğraf atmış altınada bir iki not sıkıştırmış olabilirdi.
Ama kimin umrunda.John ve o zaten bir gün ayrılacaklardı.
...John sinirle taksiden inip 221B nin kapısına yöneldi.Öfkeyle anahtarı bulup kapıyı açtı ve sertçe kapattı.
Merdivenlere yöneliceği sırada duraksadı.
Eve kemanın rahatlatıcı sesi hakimdi.
Johnun sevdiği tarzda sakin bir melodi çalıyordu Sherlock.
John bütün sinirinin uçup gittiğini hissetti.Sallyden ayrılmanın o kadarda önemli olmadığını farketti.İş zaten sorun değildi.Aslında bittiği iyi olmuştu.
Artık tamamen davalara odaklanabilirdi.
Kimi kandırıyordu.Odaklanmak istediği şey davalar değildi..
John keman sesini takip etti.
Sherlock siyah saten pijama altının üstüne aynı geceliğin hırkasını giymişti.Pijamanın kuşakları iki yandan sarkıyordu.
Siyah.Siyah Johnun Sherlock'a en çok yakıştırdığı renkti.Beyaz tenine muhteşem tezatlığıyla uyum sağlıyordu.
Sherlock kemanı çalmak için başını hafif sola eğmiş.Johnun görebildiği kadarıyla gözleribi kapatmıştı.
Yüzüne dökülen ıslak buklelerden onun duştan çıktığı anlaşılıyordu.
John bu manzarayı bozmak istemedi.Nefes bile almadan Sherlockun çalmayı bitirmesini bekledi.
Bir süre sonra eve sessizlik hakim oldu.
Sherlock çalmayı bitirmiş arkasını dönmüştü.
Johnla göz göze geldiler.
Sherlockun gözlerindeki şaşkınlık görülmeye değerdi.
Johnun burda olmasına şaşırmamıştı.
Kapıyı çarpıp girdiği için evde olduğunu zaten biliyordu.
Sherlockun şaşırdığı şey Johnun bakışlarıydı.
İlk defa bu kadar derin bakıyordu John.Normaldeki gibi değildi.Boğzını temizlememiş.Gözlerini kaçırmamış,konuşmak ve garip atmosferi dağıtmak için davadan söz etmeye başlamamıştı.
Sadece gözünü bile kırpmadan Sherlocka bakıyordu.***
Lastrade birşey anlamadığını göstermek istercesine Mycrofta bakıyordu.
"Hangi ben ve siz,ben sizin kadar zeki değilim Mr.Mycroft,lütfen açık konuşun"
"Benim yeni bi koruma amirine ihtiyacım var"
Lastrade derin bir nefes verdi.Konu sandığının aksine sadece işle ilgiliydi.Fazla kurgusal düşünmüştü.
Tek kaşını kaldırıp başını aşşağı yukarı sallayarak devam etmesini bekledi.
"ve sizden bu görevi almanızı istiyorum"
Latradein kaçları havalandı.
Adamla bir iki dakika yalnız olmak bile onu yeterince germişti koruması olmak onun için kabus olurdu herhalde.
"Ben şu anki görevimden memnunum"
"Ben kendimi yeterince iyi açıklayamadım galiba.Rica etmiyorum bu bir emi-"
Mycroft cümlesini tamamlayamadan telefonu çalmaya başladı.Arayan Sherlock olmasaydı Mycroft açmaya tenezzül etmezdi.Mycroft telefonla konuşurken Lastarde sinirle ayağa kalkıp kapıya ilerledi.Fakat Mycroftda hızlı adımlarla ona yetişti ve onu kolundan yakalayıp duvarla arasına aldı.Diğer elinde hala telefon vardı.Lastrade paniğe kapıldı ve bağırdı
"Sh.Sherloo-"Mycroftun bi eli telefonda diğer eli Lastrade in bileğinde olduğu için geriye onu susturabilecek bir tek seçenek kalıyordu.
Mycroft iki üç saniye bile beklemeden dudaklarını Lastradein dudaklarından ayırdı.Zaten Gregin şuan şoktan konuşamayacağını biliyordu.Mycroft gözünü Gregden ayırmadan telefondaki Sherlocka cevap verdi.
"Burası olmaz Sherlock ben 221B ye gelirim"
...
Geçiş bölümü gibi bişeydi umarım beğenirsiniz:)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Happy Together/Johnlocked
Fanfic#Johnlock #Mystrade . . //Tüm hakları 221Bde saklıdır~