Sabah zar zor uyandım ve saatime baktığımda gözlerime inanamadım.Okula servisle gittiğim için saat 07: 00 yi kurmuştum. Elimle kafama vurarak of yaa dedim. Aslında servisi kaçırdığıma sorun etmiyordum. Çünkü şoförümüz Ahmet amca vardi o beni götürebilirdi. Saatine bakıp 07:20 olduğunu görünce kendimce yaptığım aptalca yarışımı yine yaptım. 15 dakika için de banyo yapıp kıyafetlerimi giyinip , saçımı kurutup, çantamı hazırlamama 15 dk vardı.
"Başladım" diye bağırarak banyoya koştum. Banyodan çıkıp saatine baktım ve 7 dk banyoda olduğunu gördüm ve hemen okul formamı giyip saçlarımı kutladıktan sonra çok hafif bir makyaj yapıp saatime tekrar baktım ve son 3 dakikam vardı. Ne kaldı eksik olan diye düşününce hemen aklıma geldi ve çantamı hazırlayacaktım.Dün akşamdan hazırlama huyum hiçbir zaman olmadı. Hazırlayıp koşarak ayakkabılarımı giydim ve saatine baktığımda tam 14 dk olmuştu ve "kazandim" diye bağırmaya başladığımı duyan Ahmet amca koşarak yanıma geldi.
- Gökçe kızım iyimisin
Evet Ahmet amca ama eğer okula yetişemezde matematik sınavına giremezsem hiç iyi olmayacağım.
- Servisi kaçırdım beni okula sen birakirmisin?
Ahmet amcanın yüzünün düşmesine aldırış etmeden hadi Ahmet amca ilk defa matematik sınavına çok çalıştım.
Gökçe kızım araba bakım yapılmaya gönderildi.
Tamam diğer arabayla gideriz
Maalesef anneniz o arabayla gitti deyince Allah kahretsin. O kadar yolu yürüyerek nasıl gideceğim şimdi hem gitsem bile 3. saate giderim dedim.
Aslında 1. saate yetişmenin yolu var.
Mutlu bir şekilde " neymis" dedim.
Önlerdeki duraktan otobüs geçiyor o sizin okulun yakınlarından geçer.
Ahmet amcanın yanaklarından sıkarak teşekkür ederim itki varsın tontisim dedim.
Ahmet amca 53-54 yaşları civarında hafif göbekli tontis yanakları olan biridir. Eşini 5 yıl önce kaybetmiş. Çocukları olmadığı için beni çok sever.
Görüşürüz Ahmet amca diyerek el salladım.
Güle güle kızım diyerek el salladı.iyi dersler
Teşekkürler deyip otobüs durağına gittim.
Tam 5 dk otobüs durağında bekledim. Otobüsün gittiğini düşündüm taki otobüsün bana doğru geldiğini görene kadar. Yolun ortasına geçip kollarımı yukarı aşağıya doğru kaldırıp indirdim. Sanki beni görmeden gececekte ilk defa çalıştığım matematik sınavına giremiyecegim sandim. Otobüse bindiğimde herkes bana bakıp gülüyordu. Bana gülen yüzlere baktığımda mağazada çarpıştığım çocuğu bana gülerken gördüğümde şaşırmadan edemedim. Tam karşımda ayakta duruyordu ben de ayaktaydım ve kolumu kapının kolundan tutundum. Aklınmdan "acaba beni hatırladı mi "diye gecirdim. Kafamı tekrar ona doğru cevirdim ve gözümün ucuyla baktığımda göz göze gelmiştik. Kafamı çevirdiğimde şoför anı fren yaptı ve kapıyı açınca dengemi sağlayamadım ve endimi göz göze geldigim çocugun üzerinde buldum. Eee haliyle yine suç bende idi. Elimi kapının kolundan tutmasaydım kapı açılınca da düşmezdim. Otobüste tamamen sessizlik oluşmuştu ve herkes bize bakıyordu. O an donup kalmıştım. "Rahat herhalde kalmadığına göre" demesiyle irkildim.
Efendim
Diyorum ki böyle mi gideceğiz sen benim üzerimde. Birazdaha durursan kemiklerim kırılacakta
Yanağına hafifçe tokat attım ve "hayvan" diyerek üzerinden kalktım. Ikimizinde telefonları yere düştüğü için aynı anda eğilince yine kafalarımız çarpıştı. Kafam diğer çarpışmaya göre daha çok acımıştı.
Eliyle kafasını tutarak "taş kafa"diye bağırınca "hatirliyorsun"dedim.
Nee!
Yanı şey hatırlıyorsun beni dedim çekinerek.
"Senin gibi aptal bir taskafali kızı nasıl unutabilirim."
Bu bir "iltifat mı "yoksa "hakaret mi" anlayamadım.