4.BOLUM

63 12 0
                                    

Okulun yakınlarına doğru otobüsten indim. Okulumuz çok tenha bir yerdeydi.Okula doğru yürürken arkamdan gülme sesi duyunca dönüp baktım.  Gözlerime inanamayıp tekrar baktım,ama o çocuktu durmadan telefonuna bakıp gülüyordu. Ama bu neden bu tarafa doğru yürüyor ki diye geçirdim aklımdan. Karşıdaki dönüşten de döndüm ve arkama tekrar baktığımda bana doğru geliyordu. Olduğum yerde durdum ve bana bakıp gülen çocuğa "sen beni mi takip ediyorsun "dedim.  Gulmeye başlayarak "Ne  seni takip etmek mi "diye söyledi alaycı bi şekilde.

Hiç bir şey diyemedim. Omzuma hafifçe vurarak önümden geçip gitti. Arkasından bende yürümeye başladığımda benim gideceğim okulun kapısından girdi. ' Bi dakika bu daha yeni benim okulumun kapısından mi girdi . Olamaz ! Yoksa ayni okulda mi okuyacaz . '
Sınıfa girip yüzüm düşük bi şekilde arkadaşlarıma "günaydın"dedim.
Burak " Sanada günaydın diyecektim ama sana pek gün aymamis. " deyince "Bugün Sınav var ya ondandır kesin diye söyledi." Mert.  Ben ise sıranın üzerindeki kaleme gözüm dalmıştı.  Aklımda bir sürü soru işaretleri vardı. Defne elini kafamın hizasinda sallayarak heyy dünyadan Gökçe' ye  deyince gözümü kalemden ayırdım ve "hıı ne dediniz "  diyebildim.
Daldın gittin iyimisin diye ekledi Elif. 
Iyiyim iyi diye yanıtladım.
Defne kolumdan tutup beni arka sıraya oturttu ve "anlat" dedi.
Ne anlatıcam dedim hiç anlamamış gibi.
Ne olduysa onu anlat
Birşey yok sadece sınav için tedirginim okadar diye yalan söyledim ve sahte bir gülüş yapıp haydi sınava hangi sınıfta girecegimize bakalım dediğimde ben baktım 12 A sınıfı 1. sıra düşünebiliyormusun en öndeyim,  bakalım sen nerdesin diyerek panonun yanına gittiğimizde listeden ismimi buldum ve 10 B 16. sırada olduğunu gördüm ve sırama doğru yürürken zilin çalmasıyla herkes sınava girecegi sınıfa doğru yol aldı. Herkese başarılar deyip 10 B sınıfına doğru yürüdüm. Sınıfa girip oturacağım sırayı saymaya başladım.16. sıra en arkaya dekgeliyordu. Oturacağım sırada bir erkek vardı. Kafasını masanın üzerine koymuş elinde bir şeylere bakıyordu. Yanına doğru yaklastigimda tam oturacakken kafasını kaldırdı ve bana bakarak şaşırmış bir şekilde" taş kafa " deyince onun yaşadığı şoku ben de yaşamıştım . Ve sıra sayimi yanlış saydığımi düşünerek tekrar saymaya başladım. Ve kesinlikle burasıydı. Elindeki telefonu cebine koyup bana doğru döndüğünde  şaşırdı ve sakın bana burda oturacağını söyleme .
Ben çok merakliyım ya seninle oturmaya deyip yanıma oturduktan hemen sonra yanıma sarı saçlı kısa boylu  güzel bir kız  bana bakarak "burada benim oturmam gerekiyor kalkarmisin? "diye söyledi.
Şu an yüzümün kizardigini hissedebiliyordum.Kim bilir yanımda ki ayı ne düşünüyordur diye aklımdan geçirirken kulağımda bir nefes alıp verişin olduğunu farkettiğimde tam donecektimki gerçekten yanıma oturmaya hicde meraklı degilmissin diye söyledi alaycı bir şekilde.
Yutkundum ve kıza doğru dönüp böyle bir şey imkansız çünkü iki defa saydım. Bence sen yanlış saydın dedim   kendimden emin bir şekilde.
Kız ise aksine "hayir doğru saydım."
Tam kıza bir şey söyleyecekken yanımdaki çocuğun  dudaklarinda hafif bir tebessum oluşarak "tamam kızlar benim için bu kadar kavgaya gerek yok diye söyleyince  sinirlenmistim."sen kendini ne zannediyorsun ya ! senin için kavga ettiğimi mi düşünüyorsun dedim gözümü döndürerek.
Madem benim için kavga etmiyorsun kız dediğinde kalkıp gitseydin o zaman .
Derin bir nefes verip sen gerçekten insanı öldürürsün diyerek tam yanından kalkıyordumki kizin çoktan boş sıraya oturmuş olduğunu fark ettim .
Hocanın sınıfa girmesiyle herkes yerine oturdu. Selam verdikten sonra sert bir şekilde "umarım telefonlarınız kapalıdır .Kapalı olmazsa cezasını biliyorsunuz" .Hocanın 9.sınıflar parmagini kaldırsın demesiyle elimi yukarı hafifçe kaldırdım." Aptal çöm" diye sesin yanından geldiğini duyunca ona doğru dönüp sinirli bir şekilde gözlerimi devirdim.
Sınav kağıdını aldıktan sonra aklimdan benimle dalga geçtiğine göre o 9. Sinif değildi . Hoca sadece 9. Sınıfları tanımadığı için bizim elimizi kaldırmamızı istemişti.  Adını ve sınıfını deli gibi merak ediyordum.
Gözümün ucuyla bakmaya çalıştım ama göremiyordum.
Tekrar bakmayı denediğimde ise sınıfını görmüştüm 11 - C sınıfındaydı.  Sirami biraz daha ona doğru yaklastirdim yaklaştım derken yanlışlıkla kafamı kafasına çarpmıştım. Ama değdi mi değdi çünkü ismini görmüştüm SAVAŞ KARA . Kafasını bana çevirince alt dudagimi ısırmaya başladım.
Bakışları çok sertti . Bana hemen o taş kafanın carpmasindaki nedenini söyle.
Elindeki kalemi sirasina koyarak Seni dinliyorum diye söyledi.
Hafifçe yutkundum ve elimle saçımı kaşıyarak ııı şey sadece şey
Delirtme beni ne şey,
Şey silgin var mi diye bakıyordum da
Sanane benim sığının olup olmamasından.
Şey benim ki pek iyi silmiyorda diyerek silgimi gösterdim.
Silgisini eline aldı ve bana uzattı tam alacaktım ki geri çekerek bir daha şey dersen senin o dilini keserim anladım mi?
Kafamı hafifçe sallayarak silgisini elinden aldım.
Zilin calmasina son 20 dk kaldığını öğrenince tekrar sınav kağıdına odaklandim. 10 sorudan sadece 3 tanesini çözmüştüm.
Sorularımı çözmek için kalemimi elime aldığında bir melodi duyduk. Sanırsam hocanın telefonu değildi çünkü o kadar şaşkın bakıyordu ki.
Duyduğuma göre Samet hoca sözünün dinlenmemesinden asla hoşlanmazmış.
Çok sert bir şekilde masaya vurdu ve o telefon kimin diye bagirdi!
Telefon ısrarla çalmaya devam ediyordu . Telefonun sahibini hem merak ediyordum hem de o ki diye üzülüyordum. kim bilir hoca herkesin içinde o kişiyi nasıl rezil edecekti.
Bunları düşünürken herkesin bana baktığını fark ettim hoca dahil.
Şaşırarak niye bakıyorsunuz diye sordum korkuyla.
Kendimden emindim telefonum kapalıydı ama insanların suçluymuşum gibi bakmaları beni korkutmaya sebep olmuştu.
Hoca bulunduğum sıraya doğru yaklaşarak çalan telefon senin mi diye sordu.
Hayir hayir inanmıyorsanız bakın benim ki kapalı diyerek çantamdan telefonumu çıkarttığım anda telefon tekrar çalmaya başladı.
Çalmaya başladı ama arayan numara benim numaramdı bu telefon benim değil ama kimin!
Sabah ki olayların hepsi gözümde canlandı.  Savaş 'ın üzerine düşmemle birlikte  telefonlarımızda yere düşmüştü .Telefonun sahibi SAVAS' ti .
Başımı ona doğru çevirdiğinde dudağını kenarından hafifçe gülüyordu.
Sen ya..... diyecekken hoca sözümü keserek demek telefonun kapalı öylemi dedi sıranın üzerine vurarak .
Konuşamıyordum ,kendimi savunamıyordum  o kadar şaşkındım ki böyle bir şeyi niye yaptığını da bilmiyordum.

taş kafaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin