evrim

deney

     Sabahın erken saatlerinde yüksek seste çalan siren sesleriyle uyandım. Eleanor yataktan sıçrayıp elimi tuttu ve beni çekiştirmeye başladı. Yataktan hızlı bir şekilde kalkıp Eleanor'un götürdüğü yere doğru sürüklenmeye başladım. Eleanor beni salona götürmüştü. Funky yüksek sesten rahatsız olup kulaklarını elleriyle kapatmıştı bile. Grubun büyük kısmı Salona gelmişti. Lip bu büyük kısma dahil değildi. Black koşarak salona gelip ''Lip odasında yok.'' Dedi. Funky ellerinden birini kulağından kaldırıp pantolonunun cebine götürdü ve ''Arabanın anahtarı da ortalıkta yok.'' Dedi. Black cama doğru yaklaştı ve gözleri ile Lip'i aradı. Lip çok geçmeden arabayla hızla gelip garaja girdi. Arabanın içindeyken yüzü çok tedirgin görünüyordu. Garaja indiğimizde Lip bağırarak ''Peşimdeler. Bu ada eskiden bildiğimiz gibi değil.'' Dedi. Lip sözlerini bitirir bitirmez garajın biraz uzağında askeri bir araç durdu. İçinden inen üniformalı adam telsizine uzanıp bir şeyler söyledi. Adamın dediğini yorumlaması için gözler Funky'e çevrildi. Funky'nin gözleri büyüdü ve ''İşte şimdi sıçtık takviye istedi.'' Dedi. Black zaman kayıp etmeden garajın kapısını kapattı.

        Black derin bir nefes alıp Lip'e döndü ve ''Lanet olsun ne yapmış olabilirsin ki?'' dedi. Lip kafasını iki yana sallayarak ''Dediğim gibi bu adada garip şeyler dönüyor yol boyunca kimseyi göremedim. En sonunda beyaz önlüğü olan bir adamla karşılaştım. Adam yolda kendi halinde yürüyordu. Hızımı biraz azalttım ve camı indirip herkesin nerede olduğunu sordum. Adam bana baktı ve hiçbir şey demeden cebinden çıkardığı küçük kumandadan kırmızı bir tuşa bastı. Çok geçmeden sirenler çalmaya başladı.'' Dedi. Garajın dışından hızla duran bir arabanın lastik sesi geldi. Black salona hızla çıkarak salondaki perdeyi araladı ve dışarıda olup bitene bakmak için gözlerini dışarıya dikti. Askeri aracın sayısı 2'ye çıkmıştı. Askerler arabadan inip bizim bulunduğumuz binaya siper aldı. Askeri araçların birinden bir adam indi. Üniformasının üstündeki yıldızlardan rütbeli bir asker olduğu anlaşılıyordu. Adam eline megafonu aldı ve bağırarak ''İnsanlardan arındırılmış bölgedesiniz büyük ihtimalle giriş izniniz de yoktur. Binayı 1 dakika içinde terk etmezseniz ateş açacağız ve buna yetkimiz var emin olabilirsiniz.'' dedi ve belindeki silahı çıkartıp havaya bir el ateş etti. Odadaki herkes birbirine bakıyordu. Black biraz düşündükten sonra ''En azından mutasyona uğrayanlardan olduğumuzdan haberleri yok.'' Dedi. Lip Ashley'in yüzündeki bandanayı göstererek ''Evet haklısın insanlar günlük hayatta yüzlerini bandana ile kapatır zaten.'' dedi. Funky bağırarak ''10,9,8''dedi ve kapıyı koşarak açtı.Funky haricinde hiçbirimiz askerin dediği 1 dakikayı saymamıştı. Black, lip ve Benim haricimde herkes ellerini yukarı kaldırarak evin dışına çıktı. Askerler herkesin çıktığını anlamak için evin içine girdi. Black Lip'in arkasındaki odaya girdi. Lip oda kapısının önündeydi. İçeri giren askerlerden biri silahı bana doğrultup yaklaştı ellerimi yukarı kaldırdığımı görünce beni evin duvarına yaslayıp arkadan kelepçe taktı. Bir başka asker Lip'i duvara yasladı fakat Lip sırtıyla kendisini arkadan kelepçeleyen askeri itti. Asker Black'in bulunduğu odanın tam önüne düştü. Black içerden hızla çıkarak askerin kafasına silahı dayadı. İçeri giren rütbeli asker gördükleri karşısında şaşkına dönmüştü. Black askeri ayağa kaldırıp ''Askeri araçlarınızdan birini ve bizim gruptaki herkesi istiyorum.'' Dedi. Rütbeli asker kafasını yukarı kaldırıp ''Ne yani bunların hepsini karşılamazsam o askerin beynini mi dağıtacaksın?'' dedi ve gözlerini Black'e dikti. Black omuzlarını silkip umursamadığını gösteren bir hareket yaptı. Rütbeli asker elindeki silahın namlusuyla etrafını gösterip ''Her yeriniz sarıldı biliyorsunuzdur umarım hem hangi ahmak suçlu deney adasına iner ki?'' dedi. Lip meraklı bir şekilde ''Deney adası derken?'' dedi. Rütbeli asker gülerek ''Daha bunu bile bilmiyorsunuz dimi... Bu adada mutasyona uğrayan kaçak insanları topluyoruz ve özellikleri için araştırma yapıyoruz.'' Dedi ve gözünü kırptı. Black silahının namlusunu çekip ''Her neyse istediklerimi yerine getirin.'' Dedi. Adam arkasını dönüp yürürken sağ elini havaya kaldırdı ve parmağını şıklattı. Bu hareketi neden yaptığını anlamamız zaman almadı saniyeler içinde Black yere yığıldı. Black'in boynunda kırmızı püskülleri olan bir iğne vardı. Bu iğne Black'in arkasındaki odanın camından ateşlenmişti. Rehine alınan asker tekrardan Lip'in üstüne gitti. Lip yumruğunu kaldırdı ve askerin yüzüne bakıp geri indirdi. Asker Lip'i kolaylıkla kelepçeledi ve arabaya götürdü.