"Bir şey bulmak neden bu kadar zor anlamadım." diye mırıldandı Wanda, önündeki sıcak çay dolu kupaya parmaklarını sararak.
"Çünkü o her şeye sahip?"
Wanda ilk defa aklına gelmiş gibi etkilenmiş bir sesle konuştu. "Evet, Kaptan Amerika'ya bile."
Steve gözlerini devirdi. "Ve şimdiye kadar elimdeki bütün seçenekleri tek tek tükettim." Başını masaya gömdü sarışın adam. "Ve iki ay sonra doğum günü var, o zaman ne yapacağım?!"
Natasha bir elini uzatıp Steve'in sarı saçlarını usulca okşarken yanıtladı. "Çok büyük bir şey olması gerekmiyor."
"Özür dileme sırası sende adamım, kusura bakma." diye konuştu Sam okuduğu derginin arkasından.
Steve başını kaldırarak ikisine baktı. "O geçen sefer 1940 model bir araba aldı. Kendi özür dileme sırasında. Sırf benim için. 'Çok büyük bir şey olması gerekmiyor' demek sence mantıklı mı?"
"O zengin, sen fakirsin." diye mırıldandı Sam.
Wanda ağrıyan karnını bir koluyla sararak masaya eğilirken onlara baktı. "Steve de onun parasını yiyor?"
"Evet, SHIELD bana maaş ödemiyor çünkü Tony o işlemi iptal ettirdi."
"Evli olmadan nasıl evli olabiliyorsunuz?" diye sordu genç kız ilgiyle.
Steve ilk defa ciddiyetle kıza bakarken içeri giren Bucky herkesin dikkatini dağıttı.
"Yine kim öldü?" diye sordu genç adam oraya ilerlerken. "Neden önemli olan her olay ben görevdeyken oluyor? Bu suratlar ne?"
Sam okuduğu derginin arkasından orta parmağını gösterirken Natasha gözlerini devirdi. "Wanda'nın karnı ağrıyor, Steve ve Tony kavga etti, özür dileme sırası Steve'de ve nasıl dileyeceğini bilmiyor."
Bucky özet geçilem bilgilerle kızıl kadına eğilerek öptü.
Genç kız öpüşen ikiliye yaşıtlarının yapacağı gibi iç geçirerek bakarken Sam elindeki dergiyi Bucky'e fırlattı.
"Burada yalnız insanlar var! Biraz saygı lütfen."
Bucky Natasha'dan ayrılarak Sam'e ters bir bakış attı. "Yalnız olmana şaşırmamalı." Ardından spor ceketinin cebinden bir çikolata çıkararak Wanda'ya uzattı. "Siparişin."
"Sen tanıdığım en iyi insansın." diye ilan etti Wanda, hızla paketi yırtarak.
Bucky cevap vermeden buzdolabına ilerledi. "Bu evde kimse yemek pişirmiyor mu?"
"Tabii ki pişirmiyor."
Wanda Natasha'ya baktı. "Vision pişiriyor." dedi dolu ağzıyla.
"Kalsın," diye mırıldandı Bucky, dolaptan birkaç parça kahvaltılık yiyeceği kucağına doldurmaya başlarken.
"Senin aklında hediye olarak alabileceğim bir şey geliyor mu?" diye sordu Steve arkadaşına umutla.
"Her şeye sahip olan birine mi?"
Steve inleyerek yine başını masaya gömdüğünde Natasha yeniden sarı saçları okşamaya başladı.
Elindeki kahvaltılıkları masaya bırakan Bucky, Sam'in dergilerini iteklerken sordu. "Niye kavga ettiniz?"
"Aynı şeyler." diye yanıtladı Wanda, kendini boğarak öldürmeye çalışıyormuş gibi duran Steve'in yerine. "Tony Steve'i dinlemedi, az kalsın yaralanıyordu ve takım birliğini bozdu bla bla bla..."
"Gerçekten, dört yıldır aynı konu üzerine nasıl bu kadar kavga edebiliyorsunuz?"
"Ben de soruyorum, nasıl evli olmadan bu kadar evli olabiliyorsunuz?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
All I Need (One-Shots)
FanfictionAvengers fandomuna yazılan tek bölümlük hikayeler. Goodbye : (Civil War Sonrası) Steve aylar sonra Amerika'ya döndüğünde sadece hoşçakal demek istemişti. |Stony| Propose : Özür dileme sırası Steve'deydi ve nasıl dileyeceğini hiç bilmiyordu. |Stony...