mochimchim;
Sana aitmişim gibi konuşmayı ne zaman bırakacaksın?
swaggydboy;
Hiç bir zaman,
Çünkü bana aitsin:)
Belki bedenen değil ama...
Kalben,
Yalnızca bana aitsin...
"Biraz daha sağa, hayır hayır çok oldu, sola biraz, azıcıkta aşağıya, evet şimdi oldu." Adeta bir anne edasıyla çocuklarına evi temizleten Jin ellerini beline koymuş karşısındaki tablonun açısını ayarlamaya çalışıyordu.
"Hoseok! Mutfağı bitirdin mi?!" Tabloyu gözleri kısık bir şekilde incelerken mutfakta ki Hoseok'a seslenmeyi ihmal etmedi.
Hoseok hızlıca elinde ki telefonu masaya bırakıp eline toz bezini aldı. "D-daha bitmedi!" diye seslenerek yaptığı temizliğe geri döndü.
Jin tablonun düz olduğuna kanaât getirdikten sonra Jimin'in odasına yöneldi. Odaya girdiğinde Jungkook'un yeri sildiğini görmeyi beklerken kapıya arkasını dönmüş, vilada sopasına yaslanarak telefonla uğraştığını görünce hızla ayağında ki terliği Jungkook'un kalçasına isabet ettirdi.
"Ah!" Kalçasını ovuşturarak Jin'e dönen Jungkook birkaç adım geriledi.
"Getir şunu bakayım!" Fırlattığı terliği gözleriyle işaret ederek ayağını Jungkook'a doğru salladı Jin. Jungkook itaatkâr hareketlerle terliği yerden alıp Jin'in ayağına giydirdi.
Avucunu açıp 'Hemen telefonunu ver.' bakışlarını yollayarak Jungkook'un yanına ilerledi.
Dudağını büzerek elinde ki telefonu avucuna bırakan Jungkook, vilada sopasını tekrar kavradı.
"Bu oda bitmeden sana telefon yok." deyip odadan çıkmasıyla sıkıntıyla iç çekti. O anda içeri giren Taehyung, yerlerin ıslak olduğunu farketmeyerek kayıp kalçasının üzerine düşmüştü.
"Ananı sikeyim!" Büyük bir inlemeyle yüzünü buruşturup ağzından birkaç küfür daha savrulurken Jungkook'un gözleri irileşmişti.
"H-hyung, iyi misin?!"
"İnsan bir tabela koyar şuraya!"
"Evet, ben zaten götümden tabela çıkartabiliyorum ya, koyarım tabi!"
"Bak bak, hem suçlu hem güçlü!" diyerek poposunu ovuşturan Tae'nin yüz ifadesi Jungkook'un yumuşamasına neden olmuştu.
"Çok acıyor mu?" Dudağını büzerek konuşması sesinin bebek gibi çıkmasına sebep olurken Taehyung bakışlarını Jungkook'a çıkardı.
"T-tamam, sorun değil." Bakışlarının dudaklarına kayması kekelemesini sağlamıştı, içinden bir lanet savururken Jungkook'un da yardımıyla ayağa kalktı. Dikkatli adımlarla yatağa ilerleyip, yan yana oturdular.
"Morarmamıştır değil mi?" dedi Jungkook.
"Bakmak ister misin?" Taehyung'un gülerek söylemesi Jungkook'un da kıkırdamasına sebep olmuştu.
"İstersen krem sür, kimse götünde kocaman bir morluk olsun istemez." dedi kıkırdamasına devam ederken.
"Hallederim ben orayı, sen önce şu odayı bitir, yoksa Jin ağzına oturacak."
"Ama bitmiyor ki! Çok sevgili abim en büyük odayı kendisine aldı ve şimdi de bitiremiyorum temizliği! Hayır neyin telaşı bu, onu da anlamıyorum ki! Sadece Yoongi ve arkadaşı gelecek. Ne bu gün teyzeleri havası!" diye isyan ederken Jungkook'un yüzü şekilden şekile giriyordu ve Taehyung bundan oldukça zevk alıyor gibiydi.
"Jungkook..." Taehyung'un çenesinden tutarak kendisine çevirmesiyle nefes almayı unutmuştu Jungkook.
Gözlerini gözlerine kenetlediğinde yüzleri arasında ki mesafe oldukça azdı. "Halledeceğiz, beraber. Tamam mı?" Dudaklarına fısıldarken baş parmağıyla hafifçe çenesini okşadı.
Jungkook nefes almayı unutmuşken usulca başını salladı. Taehyung'un geriye çekilmesiyle sessiz bir şekilde nefesini verdi.
Sanırım hormonlarını bir kafese kapatıp Taehyung'un yanında onları asla çıkartmamalıydı. Aksi taktirde daha fazla dayanamayacağını biliyordu.
~BÖLÜM SONU~
bölümleri çok güzel yerlerde keserim, bilirsiniz:")
ve bu bölüm geciktiği için üzgünüm:(
yan çiftimizi anlamışsınızdır, aslında bir yan çift daha olacak ama şuan söylemeyi düşünmüyorum:::::)
hepinize iyi geceler, birinize pomçirik monniş geceler, biliyor o kendini şşŞŞŞşşŞŞşŞşşş
