Kpop Facetime [V & Sh]

#4

Yaklaşık iki gün sonra telefonun yine çaldı. Bu sefer arayan Namjoon'du. Ama halin berbattı. Depresyona girmiş gibi duruyordun.

Derin bir nefes aldın ve yavaşça telefonu açtın. Kanepede uzanmış televizyona bakıyordun. Ama televizyonun sesinini kısmanın daha doğru olacağını düşündün ve öyle de yaptın.

''Selam Minshi-ah!''

''Merhaba oppa.''

''İyi misin sen? Geçen gün seni aramış
Hoseok ama cevap vermemişsin. Daha
sonra mesaja bakmışsın ama yine cevap
vermemişsin. Hoseok küstüğünü düşünüyor.''

''İyiyim oppa, teşekkür ederim... Aslında ben
o saatte uyuyordum... Türkiye'yle Kore arasında
altı saat fark vardı. Sonraysa mesajı
görünce cevap yazmaya utandım... Özür dilerim.''

''Sorun yok. Eee? Türkiye nasıl bir 
yer? Eğleniyor musun bari? Küçüklükten
beri hayalinmiş. ''

''Ah, evet..! Bir dakika. Oppa bunu sana
kim söyledi?''

''Jin... O da merak ediyormuş. Hatta
sen onu bekleseydin beraber gidecekmişsiniz.
Ama senin hevesini kırmamak için söylememiş.
Her neyse...''

''Ah, üzgünüm... Şey Hoseok oppa
ya da üzgün olduğumu iletir misin acaba oppa?''

''Elbette. Zaten merak etme, sana kızgın falan
da değil.''

''Şey...''

''Seni tanıyorum Minshi, bu yüzden de içine batıyor
böyle olması.  Değişik olmak iyidir. Ona da aynısı derim
merak etme.''

''Teşekkürler oppa gerçekten.''

''Rica ederim yenge. Ne demek?''

''Yenge?''

''Yani... ah, her neyse Jin kızdı.''

(Oda da kimse yoktur. Bunu fark etmişsindir.)

''Oppa! Dur, bir şey diyeceğim!''

''Buyur yenge?''

(Gözlerini devirirsin. Bu işte bir terslik vardır.)

''Geçmiş olsun. Gerçekten geç diyebildim ama

Jin oppa bana siz aramadan aramamam gerektiğini 
söyleyince ben de rahatsız etmek istemedim.''

''Teşekkür ederim... Ah, gerçekten gitmem gerekiyor.''

''Sorun değil. Ve teşekkür ederim.''

''Ne için?''

''Hoseok oppaya söyleyeceğin için ve
anlayışla karşılayıp ayrıca beni aradığın için.''

''Rica ederim yenge. Görüşürüz.''

''Görüşürüz oppa. Bolca dinlenmeyi
ihmal etme!''

''Jin bana annemmiş gibi bakıyor.''

(Sırıtmaya başlarsın)

''Neye gülüyorsun sen?''

''Şey... Namjin..?''

''Shippercı! Ah, görüşürüz Taeshi!''

... DEDİ Namjoon ve hızla telefon suratına kapandı. Taeshi? Yenge? Ne oluyordu böyle?