EVET!! Harika. Çok güzel gün oldu! Sağ ol Anne. Sabah annemin üstüme döktüğü suyla birlikte kalktım. Annem sayesinde dün fön çektiğim saçlarımı mahvetmiştim. Hemen saçlarımın üstünden düzleştiriciyle geçip rimelimi ve parlatıcımı sürdüm, üstümü değiştirmek için odama geçtim. Okul serbest kıyafet olduğu için üstüme yeşil kazağımı geçirdim, altıma da koyu kot pantalonumu giydim. Çantamı aldım ve aşağıya indim. Annemler çıktığı için kahvaltımı hazırlayacaktım ki telefonum kazağımın cebinde titremeye başladı.
"Eyy"
"Nerdesin kızım sen, seni bekliyorum iki saattir götüm dondu."
"Nö ara geldön közöm sön!?" ağzım doluyken konuşmamalıydım.
"Bak bi de ağzın doluyken konuşuyosun sakat mı kalmak istiyosun anlamıyorum ki!"
"öf aman be çıktım sus" dedim ve telefonu yüzüne kapattım. Kesin şimdi telefona saf saf bakıp bana ne yapacağını düşünüyodur. Montumu alıp koşarak kapıya gittim. Montumu giyip kapıyı açtım ama açmamla çığlık atmam bir oldu.
"Sen hangi hakla yüzüme kapatırsın telefonu!" Evet. Kapıyı açar açmaz yüzüme tükürerek bunları demesi mükemmel bir olaydı.
"Banu sakin ol."
"Ne demek sakin ol Çağla? Derse tam 14 dakika 26, 27,28,29,30.. Saniye geç kaldık!" Şempanzeler aşkına! Banuyu ittirip okula doğru koşmaya başladım. Banu arkamdan bana söverek koşuyodu.
<>
6 Dakikada okula gelmiştik hoca daha yoklamayı almamıştı Allahtan. En nefret ettiğim derse ve aramın en bozuk olduğu hocanın dersine geç kalmak en talihsiz olaydı sanrım.
"Sayın Taşkın. Derse neden geç kaldınız?"
"Hocam benim bir ismim var soyadımla hitap etmezeniz sevinirim."
"Bir de karşılık veriyor! Taşkın hanımı buraya çağırmanı istiyorum!" diye bağırmıştı. Bağırmıştı. Bana. HA HA HA
"Sayın Çömçe. Annem olan Ayşe hanımı çağırmak istemiyorum." sınıftakiler birden kahkaha atmaya başladı. Hoca soyadıyla dalga geçilmesini hiç sevmez, ona okulda 'bıyıklı çömçe' diye hitap ederdik öğrenciler arasında.
"Kızım haddini bil!"
"Müdürün odasını yerini biliyorum sizin gelmenize gerek yok 'BAYAN ÇÖMÇE'" Ddu hocaya sırıtarak çıktım sınıftan. Karşı sınıfın kapısı açıldığında birden yerimde zıpladım;
"Lan kapısız köyden mi çıktın ne bu rahatlık yavaş olsana" dedim ve arkama döndüm. Dönmez olaydım, utancımdan kulaklarımın kızardığına kalıbımı basarım.
"Bir daha söylesene."
"Batuhan Allah rızası için sus ve git."
"Neden utandın?"
"Canım utanmak istedi. Sa Na Ne!" aslında onu sevdiğimi bildiği için yapıyordu bunları. Sakat işte.
"Anladım." Arkama bakmadan yürüdüm ama nasıl kızardığımı çok merak ettiğimden hemen tuvalete girdim. Tanrım! Bu ne? Doğra domates yerine ye. Zil çalana kadar orda durdum zaten 5 6 dakika kalmıştı. Zil çaldığı anda Banu tuvalete daldı, artık ezberlemişti müdüre gitmeyeceğimi her Fizik dersinde müdüre diye çıkıp buraya geliyordum çünkü..
"Of yoruldum!" anlamayan gözlerle baktım "Koştum ya salakcığım"
"Haa, anladım" Baktı, yaklaştı, baktı, yaklaştı, baktı, buruma burnu değdi, baktı;
"Noldu la sana" aha sıçtık.
"yok bişi"
"Var bişi var. Dökül."
"Yok"
"VAR!"
"Aaaa sapığa bak! Yok bişey diyorum yok yok yok!"
"Bi-bi-bir dakika. Sapık ne alaka aq" omuz silktim ve gittim. Arkamdan kedi gibi pıt pıt geliyo demek isterdim ama arkamdan dinazor gibi gelip, beni ezip, Gitti.
<>
Okul sıkıcı geçti normal olarak. Yolda Banuyla yürürken Banu bana bakıp bakıp mal gibi gülüyor 2 saatir;
"Ne var!" diye bağırdığımda daha çok gülmeye başladı en sonunda yere oturdu ve kahkahala- pardon ya ne kahkahası Anırmalarının arasında tıkandı bir ara nefes alamadı.
"Banu gidiyorum."
"Tamam tamam" dedi hala gülerken. "Elini hala fark etmedin." hemen elime baktım. Şempanzeler aşkına! Kocaman BATUHANA AŞIĞIM yazıyor.
"Eğer bu silinmez kalemse senin ağzına sıçarım."
"Sakin ol. Silinir be" göz devirip yürümeye başladım.
<>
Eve gidince kendime kahve yapıp bilgisayarımın başına oturdum youtubedan 'Herkes gider mi?' şarkısını açıp ara sıra eşlik edip çizim ödevimi yapmaya başladım. Telefnum titremeye başlayınca birden irkildim.
"Efendim anne?"
"Kızım bugün ben mesaiye kalıcam, babanı ara sor o da kalacak mı işim var kapatıyorum öptüm." Yüzüme kapatmasaydın bali! Rehberden 'KOCA REİS'in üstüne tıkladım. Çalıyor, çalıyor, çalıy-
"Efendim kızım?"
"Babacım bugün annem mesaiye kalacakmış sen kaçta gelirsin?"
"Bilmiyorum kızım anneni beklerim herhalde ya da eve gelir yemek alıp sonradan annenin yanına geçerim geç gelecek."
"Tamamdır görüşürüz."
"Görüşürüz" Gelmeyin ya! Annem beyin cerrahı ve babam Aile doktoru olduğu için haftada bir gün mesaiye kalıyorlar. Çizimim bitmek üzereyken gözlerimin ağrıdığını fark ettim, çizime ara verip şarkımı değiştirdim; 'Feride Hilal Akın & Hakan Tunçbilek - Gizli Aşk'
"Senin olsun ömrümü al ama
Şimdi saklanmalıyız
Haklısın sevgi suç değil ama
Belki aklanmalıyız
Seviyorum ama buna boyun eğmem
Aşkımı sakınırım ama gizlemem
Her hücrem seni çağırırken
Aşkı kaçamak gözlerden uzak yaşayamam ben.."Bu şarkıya bayılıyordum! Çizimimi tamamlayıp saçımı ördüm, pijamalarımı giydim ve makyajımı tamamlayıp yüzümü temizledim. Yatağıma geçip anneme ve babama yattığıma dair mesaj attım. Banuya da iyi geceler mesajı atıp alarmımı kurdum. Telefonumu komidinin üstüne koydum ve yine her gece ki duamı ettim; "Lütfen, Tanrım lütfen yarın güzel şeyler olsun."
"Bazen, insan unutamıyor işte. Gecenin bir yarısı hıçkıra hıçkıra ağladığını, uykusuz kalıp sabaha kadar onun adını sayıkladığını unutamıyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalp Unutur Mu?
ChickLitHayatım, karmakarışık hale gelmişti. Lise 1'den bu zamana kadar o kadar çok değişti ki. Eski Çağlayı geri getirmek için çok şey yaptım. Bir Adam, çocuk, erkek.. Bir kişi hayatımı çok fazla değiştirdi. ama yine yapardım, onu yine herkesten çok severd...