'' Bana dağı aşıp, tepeden denizi izleyecekmişiz gibi hissettirdi.'' Nefesimi verip yerime oturdum. Bugün günlerden pazartesiydi, pazartesi sendromunu yaşarken Bengü Hocanın verdiği ödevi yapmaya mecbur kaldım. Zil çaldığında derin bir 'oh' çekip zor tuttuğum kafamı sıraya koydum,koyduğum gibi kaldırmam bir oldu; Kafamdan aşağıya su akıyordu. Kafamı kaldırdığımda Banu kahkaha atıyordu, ona baktığımı görmüş olacak ki kahkaha yerine korku dolu bakışlar atmaya başladı, kalktı ve yavaşça arkasına dönüp koşmaya başladı bende yerimden kalkayayım derken saçımda ki el buna engel oldu "sakat kalmak mı istiyorsun anlamadım ki? Bırak şu saçımı!" Bırakmadı. "Mal mısın kızım bırakınca ne olacağını biliyorum niye bırakayım?" Bu Çınardı. "Abi!!" Hemen arkamı dönüp ona sarıldım, o da saçımı bırakıp bana karşılık verdi. Çok özlemiştim. "Manyak kız napacaktın Banuya?"
"Abi, Allah aşkına ne yapayım ki masum kıza kafamdan su döktü diye kezzap banyosu yaptıracak değilim ya."
"Yaparsın."
"Yaparım."
"Yapar." Banu!
"Kızım kaç benden daha sabah taramıştım saçlarmı şimdi ki haline bak bir de."
"Ya kanka çok güzelsin valla bak enişte beğenir böyle." Aha şimdi ben bittim.
"Enişte?"
"Yok abi ne eniştesi benden bahsetmiyor o, demi Banu!?" derken Banuya attığım 'ağzına vurcam kızım' bakışını unutmadım.
"Tabi ya Sıladan bahsettim ben." Dedikten sonra Abim; "Neyse senle sonra konuşuruz Çağla." Sadece başımı salladım. Ama yalan söylemedim ki, yok sevgilim! Abim gittikten sonra Banuyu kenara çekip "Ne eniştesi kızım!"
"La kızma hemen Batuhandan bahettim." Yutkunamadım.
"O-o enişten değil!!" Bağırmıştım. Gözlerim doldu ve okulda nereye gideceğimi bilmeden koşuyordum.
"Çağla beklesene!"
"Çağla Nereye" diye bağırıyorlardı arkamdan, ama hiçbirini duymuyordum ellerimi kulaklarıma götürdüm, sağ yanağımda ıslaklık hissettim, sonra sol yanağımda ve tekrar sağ yanağımdan.. Çarptığım insanlardan özür dilemiyordum bile hatta birisi "Dikkat etsene kızım!!" diye bağırana kadar fark etmemiştim bile. Batuhan, benim ilk aşkım, ilk göz yaşım, ilk acım, ilk denge bozukluğum, ilk yıkılışım.. Benim ki sevda değil, benimkisi baş belası ve bunun sonu olmaz, biliyorum. Bahçeye çıkıp nefes almaya başladım, yere çöküp hıçkırmaya başladım, kendime hakim olamıyordum. Nefes alamıyorum, Yutkunamıyorum, kalp atışlarımı kontrol edemiyorum.. Ellerimi saçlarımın arasına soktum ve sakinleşmeye çalıştım ama olmuyor, yapamıyorum, vazgeçemiyorum.
"Çağla!" Banu gelmişti, o da ağlıyordu. Sarıldı. Daha çok ağlamaya başladım, durmuyordu göz yaşlarım.
"Banu, yardım et. Yalvarırım vazgeçtir beni bu çocuktan, sil anılarımı ama öldürme umutlarımı lütfen Banu lütfen!." sesim kısılmıştı.
"Çağla sakin ol! Bak korkutma bizi yanındayım bak buradayım sakin ol!"
Biraz sakinleşmiştim aslında, iyi gelmişti sarılmak. Derse girmemiştik o saat. 40 dakika boyunca susup oturmuştuk ara sıra tuvalete girmiştik bazen yürümüştük ama tek kelime etmemiştik. Teneffüs zili çaldığında sınıfa çıkıyordum, merdivenlerden ıslık çalarak inen Batuhan'ı gördüm. Baktı, Baktım.. Hep böyle olurdu zaten, lanet olasıca ağzımı açıp bir şey söyleyemiyordum. Banu sırtımı sıvazlayıp beni sınıfa çıkardı. Gözlerim dolmuştu, hemen sildim. Ellerim titredi bir ara nefesim tıkandı. Çok güzel bakıyor, sanki hislerimi hissediyor gibi. Beni sınıfa bırakıp kantine indi, su alıp geldi. Kendime geldim ama hala daha canım acıyordu. Son ders Matematikti, uyumuşum, dalmışım yani kafamı koyar koymaz. Zile 5 dakika kala Banu beni uyandırdı montumu giydirdi ve uykumu açtı. İyi ki var, o olmasa sanırım şuan perttim. Çıkışta yürürken arkamızdan ıslık sesleri geldi yanımda Sıla ve Banu vardı. İlk baş takmadık tabi, sonra ıslık seslerine 'şşt' sesleri de eklenince Banu dayanamadı ve arkasına döndü. Döndüğü gibi yüzü düştü ve dondu, ne olduğunu anlamak için bende dönünce bir an yutkunamadım. Onların burada ne işi vardı?
"Batuhan?" Dedi Banu,
"He" dedi sırıtarak,
"Ne oldu?"
"Ne 'ne noldu'?
"Lan asabımı bozma ne var!?"
"Boş yapma." Bu yetti ama.
"İşinize gidin be!" diye bağırdığımda herkes şaşırmıştı. Ne var abi çok mu bağırdım.
"Tamam Çağla sakin ol hadi gidelim." dedi sıla. Yürürken arkama son kez baktım; bana bakıyordu. Tam gözlerimin içine bakıyordu. Hemen kendime gelip önüme döndüm. Sağ salim eve ulaştığım içim mutluydum. Annemler daha gelmemişti. Abim dediğim teyzemin oğluydu, akşam bize gelirler diye yemek hazırlamaya başladım normalde yapmazdım ama kafamı dağıtmam lazımdı.
Annemler zile bastıklarında duymadım,duymadım,duymadım.. Öyle bir dalmışım ki annem arkamdan;
"Çağla!!" diye bağırmasaydı hala geldiklerinden hebersizdim... Yerimde zıplayıp;
"Ne var anne ya öyle çıkılır mı birden arkamdan!!" diye bağırdım
"Kızım sen saf mısın? Ben bağırmasam uzaylılar yiyecekti galiba seni. 2 saattir zile basıyorum, niye bakmıyorsun kız sen!?"
"İlk defa yemek hazırladım onun da içine ettin sus da ye hadi annee." Annem ben diyene kadar fark etmemiş sanırım çünkü söyledikten sonra masaya şaşkınlıkla baktı.
"Yavrum sen iyi misin? Yemek falan hayırdır?" Tam anneme cevap vermek için ağzımı açmıştım ki o anda babam mutfağa girdi;"Hanım ne yemek var çok açım" dediğinde annemle babama dik dik baktık. Babam;
"Noldu?" dedi "Yok bişey baba hoş geldin geç hadi." dedim. Masaya geçtik servisi yaptıktan sonra toplama işini anneme bırakıp odama çıktım. Bir gün bu merdivenleri çıkarken ölecektim, hayırlısı. Odama girip kapıyı arkamdan kapattım, diz üstü bilgisayarımı alıp yatağıma yüz üstü yattım. Azıcık sosyal medya falan derken telefonuma okuldan geldiğimden beri bakmadığımı hatırladım. Kalkıp çantamdan telefonumu aldım. Odanın ışığı kapalı olduğu için telefonumun ışığı gözümü aldı. Telefonumun parlaklığını kısıp internetimi açtım, o sırada yatağa yattım. Birden bildirimler peş peşe sıralanınca telefonum dondu. Bir kaç vuruşumla açıldığında bildirimlerime baktım; Banudan 53 tane mesaj vardı hepsinde de 'Çağla iyi misin?' gibisinden bir şeyler yazıyordu.
Okul grubu, Arkadaşlarım falan derken saate baktım. 00.34 "Ohaa!!" Ne ara zaman geçti ya? Odamdan çıkıp merdivenlere doğru yürüdüm. Merdivenlerden inip mutfağa girdim bir bardak su içip bir bardak suyu da yanıma aldım. Odama çıkarken çizim ödevimi ne zaman yapacağımı düşünüyordum. Odamda ki banyoya girip kısa bir duş alıp çıktım. Pijamalarımı giydim ve odamı öylesine topladım. Şarj aletimi ve telefonumu alıp yatağıma yattım. İnstagram'a girip hikayelere bakıyordum yani geç, geç, geç.. Yapıyordum. Birden Batuhanın hikayesi çıkınca ekran görüntüsü aldım ve sonra hikayeye baktım. Gülüyordu. Çenesinde ki gamzesi ve gülünce dilini ön dişlerinin arkasına koyuşu, telefona masum bir şekilde bakışı.. O kadar güzel ki, istemsizce ben de gülümsedim telefona bakarken. Telefonu şarja takıp komidinin üstüne koydum. Yarın güzel şeyler olması umuduyla uyuyorum. İnşallah, İnşallah yarın güzel şeyler olur.
"Oturalım bir gece karanlığa karşı, sarılmaya gerek yok, kafamı omzuna koysam yeter. Seni sana anlatayım, anlatırken omzunda senin için ağlayayım. Sonra geç karşıma; Neden 'Biz' olamadık, Anlat."
^^
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalp Unutur Mu?
Literatura FemininaHayatım, karmakarışık hale gelmişti. Lise 1'den bu zamana kadar o kadar çok değişti ki. Eski Çağlayı geri getirmek için çok şey yaptım. Bir Adam, çocuk, erkek.. Bir kişi hayatımı çok fazla değiştirdi. ama yine yapardım, onu yine herkesten çok severd...