Birilerinin aklını okuyabilmek için ya kişiyi iyi tanımak ya da çok kişiler tanımış olmak gerekir.İlk bakışta anlamaksa ayrı bir profesyonelliktir.
Hazal,oldukça çekici ve akıllı bir psikologdu.Kadın aklı denen şeyi her zerresiyle kullanarak adamda akıl brakmamasını iyi biliyordu,hemde gencecik olmasına rağmen.
Karşısındaki adam şuan derin bir depresyondaydı ve Hazal bunun nedenini çözmeye uğraşıyordu.
"Selim bey,kendinizi buraya gelmelik bir durumda olduğunuzu nasıl anladınız?"
"Anlatabilecek ve güvenecek kimsem yoktu.Yanlızdım,eşim...
O vefat etti.Bir kaç gün önceydi..Ben...Onu yerde bulmuştum.Mutfakta...Kafasını vurmuştu.Bir sehpa vardı...Bilmiyorum işte...O günden beri vicdan azabı çekiyorum."Hazalın istediği bir kaç püf nokta çıkıveriyordu ortaya.
"Kimse yapmadığı birşey için vicdan azabı çekmez Selim bey."
"Hayır, yani..vicdan azabı derken,onu salonda öyle görünce kötü hissettima,kavgalıydık,benim yüzümden oldu.Öyle hissediyorum."
Konuşurken elleriyle oynuyor,gözlerini sıkça kırpıyordu.Şimdi de kulağını kaşımıştı kendinden habersiz.
"Selim bey bana güvenin,burda konuşulan burda kalır.İçinizi açmaya geldiniz değilmi?Bende sizi iyi hissettirmek için buradayım." dedi Hazal,ve elini tuttu Selim beyin.Bunu hisseden Selim bey irkildi.Gözleri büyüdü elini çekip çekmemekte tereddüt ettiği belliydi.
Hazal uzun bacaklarını göstermek istercesine ayağa kalktı.Adama karşı herhangi bir ilgi duymuyordu.Ama ona ilgi duyulmasından çok hoşlanan bir insandı.Adamın oturduğu koltuğun arkasına geçti ve kulağına doğru eğilerek ellerini adamın omzuna koydu.
"Selim bey,gevşeyin." dedi ve omuzlarını hafif hareketlerle okşamaya başladı.Adamın hoşuna gidiyordu.
"Biliyorum eşinizi siz öldürdünüz." dedi Hazal kulağına fısıldayarak.Bunu duyan adam yerinden hızlıca kalktı ve Hazalın karşısına inkar etmek istercesine geçti, fakat Hazal buna fırsat vermeden "Ölmeliydi.Öyle olması gerekiyordu.Siz de yaptınız!"
Adamın omuzları çöktü ve yere bakmaya başladı kederli bir halde.
Hazal yanına gitti ve ellerini tuttu.
"Ellerinizle oynamayacaksınız!"ellerini gözlerine götürdü, "Gözlerinizi kaçırıp sürekli kırpmayacaksınız!"sonra kulaklarına
"Ve en önemlisi kesinlikle kulaklarınıza dokunmayacaksınız!"dedi ve ondan uzaklaşıp çalışma masasına yöneldi.Birkaç kağıt aldı ve hastaya alması gereken ilaçları yazarken şunları söyledi."Sizi soruşturmaya alacaklardır kesin.Söylediklerimi uygulayın,birkaç antidepresan ve uyku hapı yazacağım.Önemli birşeyiniz yok.Neden yaptığınızı sormayacağım,çünkü içki meraklısı birine benzemiyorsunuz belli şiddete meyilli biri de değilsiniz.Eşinizi çok sevmiştiniz o yüzden de üzülüyorsunuz.Böyle şeylerin sonu hep hüsranla bitiyor zaten."
Aniden kapının açılmasıyla Hazal kapıya baktı ,tanımadığı iki takımelbiseli adam.Birşeyler oluyordu ama işi büyütmeden Selim beye kağıdı verdi ve omuzlarından ite ite odadan çıkarttı.
"İyi günler Selim bey." ardından kapıyı kapatti ve adamları umursamayarak çalışma masasına geçti.Paketinden bir sigara çıkarttı ve çakmağı olmasına rağmen ağzındaki sigarayla "Çakmak varmı?" diye sordu.
Şaşkın şaşkın birbirine bakan adamlar bakışmayı kesip ikiside çakmak çıkarttı ve ateşini açtı.Hazal sigarasını önce sağ sonrada soldaki çakmakla yaktı.Güya hiçbiri gocunmasın.
Sigaranın dumanını iyice içine cekti.Elinde sigarasıyla adamlara baktı.
"Beni izlemek için geldiniz herhalde?" dedi gülerek.
İri yapılı esmer adam konuştu bu sefer başı öne eğilmiş bir halde: "Hanımefendi,emir verdiler bize bizimle gelmeniz lazım."
Hazal başına böyle şeyler gelmediği halde şaşırmadı.Aksine heyecanlandı.Belki de artık beyaz atlı prensi onu bulmuştu ve istiyordu.Biliyordu istediği her erkeği elde edebileceğini ama hala o çıkmamıştı karşısına.
"Peki.hmm.. Ya gelmezsem?"dedi sigarasının dumanını üfledikten sonra.
" Gelmek zorundasınız,zor kullanmak istemiyoruz."
"Peki ozaman.Siz çıkın dışarı,sigaramı bitireyim geliyorum."Bunu duyan adamlar dışarı çıktılar.Nazik davranmışlardı çünkü ona sağsalim ihtiyaçları vardı.
Hazal heyecanlı bir halde onu ne beklediğini merak ederek çantasını hazırladı.Sigarasından son bir duman çekti,bıraktı ve sigarasını söndürdü.
Topuklularıyla odadan manken gibi yürüyerek çıktı.Odasını kilitledi ve adamların önünden çıkışa doğru yürümeye başladı.
Beyaz atlı prensi onu çağırıyor sanıyoru.Oysa onu bekleyen sadece siyah bir kurttu.Simsiyah bir kurt.
Kalbi bile siyah.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölüm Tutkusu (ACIYI HİSSET)
FantasyÖlümsüz olmak için sadece; Ateş,Su,Toprak ve Hava obür taraftan getirilmeliydi. Basit bir doktor,seçilmiş kişinin hastalığını iyileştirmek için kaçırılır.Onu ölümsüzleştirmek için gereken herşeyi yapmaya görevlenir. Kendini kurtarmak için kendini at...