Multi: Nida Sayer
Nida'nın sahne kıyafeti...
(Çanyatı saymayın)
Her küçük kız hayatında prenses olmanın hayalini kurmuştur tıpkı benim gibi. Annemin anlattığı masallar her ne kadar saçma gelse de, hayal kurardım işte. Ne yaparsam yapayım söz geçiremedim kalbime. Hiçbir zaman pembe elbiseler giymedim ben, hayatımda hep siyah vardı benim. Asla içimdeki çocuğu dışarı çıkarmak istemedim , istememde. Bana annem"Siyah Prensesim" derdi, hala da öyle. Prenseslerin pembeliği bana çocukça gelirdi ve küçüklüğümden bu yana asla pembe elbise giymedim.
Yatağımda yatarken telefon bildirimiyle irkildim. Kimdi bu? Tam gözüm geçmişken kesin reklamdır desemde merakıma yenik düştüm ve açtım mesajı:
Gönedereen: Pokkemonumm
Sindirellam anan evde mi? İşim düştü yine...
Evet, Sindirellam demişti. Ben prenseslik hayalleri kurarken O sindirella derdi bana, çocukluğumdan beri hiç değişmedi. Annelerimiz ve babalarımız çalıştığı için 3 yasında kreşlere başladık, Berke ile o kreş senin bu kreş benim dolandık durduk, sonra ilkokul başladı zaten, hep birlikte özel kurumlarda okuduk, şimdi de öyle. 5 yasında kreş öğretmenim tiyatro yaptırmıştı, bana da sindirella rolünü verdi, tabiki zorla verdi. Ben prensestim, ne yapayım sindirellayı ? Çok iyi anlaştığım bi kız arkadaşım vardı o zamanlar , prenses o olmuştu, o günden beri bir daha görüşmedim onunla, şimdi benimle aynı sınıfta, gördüğü yerse sinsirella der bana, çok ta kavga ederiz. Her neyse işte o rolden bu yana Berke bana Sindirellam demeye başladı, ne kadar istemesemde o benim kardeşimdi istediğini diyebilir. Sonuçta buna hakkı var değil mi?İletilen: Pokkemonumm
Pokemon! Ne işin düştü yine? Hem annemi arasana kadın seni yiyecek mi???"Sindirellaaa !Birincisi bana pokemon deme, sinir oluyorum. İkincisi de evet belki kadın yiyecek beni nereden biliyorsun? En son yaptıklarımı unuttun herhalde , hala çok utanıyorum zaten , baya da eli ağır her yerde vuruyor bana. Çekeceğimiz var benden söylemesi..."
Annemin yaş takıntısı var, öyle böyle birşey değil, tarif edilemez. Sen tut bu Berke annemin giydiği elbiseye 'Yeşim teyzcim bu seni 1-2 yaş büyük göstermiş' de. Tabi üstüne birde teyze deyince ipler koptu. Benim İşkolik annem tam bir hafta bunalımdaydı, şirkete de gidemeyince toplantılarına katılamadı ve bizim için çok önemli olan ihaleyi kaybettik. Annem Berke yi bulduğu yerde dövüyor, e haklı yani.
"Birincisi, sen pokemonsun bu değişmez, ikincisi ise benim annem bir melek OK?? Ne isteyeceksin saadete gel hadi, ya da dur atla gel bize burada konuşalım." dedim ve gönderdim. Anında cevap gelmişti " knk geç oldu gelemem hem bir şey yok, işim felan düşmedi. Uyuyup uyulmadığını merak ettim de ondan şeettim." " sen tam bir süzme salaksın %100 " gelen cevaba gözlerimi devirdim " biliyorum eheheh :) iyi geceler rüyanda pokemonlar işesin suratına" ben ne yapacağımı biliyorum onu kendi hassas noktasından vuracağım " sana da iyi geceler, sen de rüyanda böyle zebani felan gör. LİMON yiyen zebanilerden" gelen cevapla kahkalara boğuldum " kızım deme ban o şeyi deme , tuhaf oluyorum bak hala düşündükçe içim şey oluyor. DEMEEĞĞĞ!!!!"
Evet Berke'nin limona tiki vardı .Bugün çok yorulmuştum. Müzik hocasıyla çalışmıştık, okulun müzik korosundayım. Yarın da okul etkinliklerinden biri olan müzik programı var var, orada sahne alacaktım. Şimdiden çok heyecanlıyım...
............
Güzel!alarmımın sesiyle gözlerimi açtım. Filmlerdeki gibi bir uyanış değildi benimkisi. Tıpkı ayının kış uykusundan uyanırkenki hali bibiydi, ben bile benden soğudum, düşünün ailemi. Yataktan kalkıp rutin işlerimi hallettim ve okul formalarımı giydim. Saçımı atkuyruğu yapmıştım. Biraz rimel, eyeliner ve parlatıcı sürdüm ve tamamım. Prenses olmak isterim ama süslü birisi değilim, bende ki tezatlık. Münevver Hanım'ın muhteşem kahvaltısı için aşağıya indim. Münevver Hanım diğer bir değişle Münim yine döktürmüştü. "Günaydın Sindirellam" ah Müni sen de mi? Berke önünde sonunda sana da bulaştırdı işte. Ne diyeyim size. " Sana da Münim döktürmüşsün yine. Valla bu gidişle beni odamdan aşağıya indirirken merdivenlerden yuvarlayarak indirecsiniz tıpkı panda gibi." Müni dediklerime güldü ve " Ne varmış halinde, mankenlere taş çıkartırsın, güzellik desen ohooo" dedi ve tekrar kahkaha attı. Pijamalarıyla esneye esneye aşağıya inen anneme güldüm ve " Günaydın Kraliçem, hayırdır iş yokmu bugün" diye sordum. "Günaydın Siyah Prensesim , biraz geç gideceğim anneciğim ondan hazırlanmadım, sadece toplantı var zaten" baya şaşırdım, annem ve geç gitmek, vay be! "Babam çıktı herhalde?" " Evet kızım çıktı, hadi bak geç kalıcaksın birazdan o hayta da gelir seni almaya bekletme çocuğu" "Anne ne uzattın barışın artık" "Ayy sırası mı Nida şimdi bunun? Bak yine sinirlendim" anneme gülerek olumlu anlamda kafamı salladım ve masaya oturdum. Çalan zille Müni kapıya bakmak için hareketlendiği sırada annem de odasına çıkıyordu, sanırım hazırlanacaktı. "Sindirella Bade Hocayla görüştüm, elbisenin fotoğrafını istedim, iyi ki de istemişim o ne öyle, onu diken terzi kumaştan çalmış herhalde. Her tarafı yarım, dün akşam akşam senin için mağaza aradım ve sonunda bir elbise buldum. Gidince görürsün, şu anda dolabında, seni merak ettirmek için, okula gittim ve dolabına koydum" şaşkınlıkla dediklerini dinledim ve cevap verdim" Sana da günaydın Berke. Evet iyiyim sağol, bu arada gerçekten çok teşekkür ederim , beni pembeden kurtardın." biliyordum, Bade Hoca kesin pembe seçmişti, anlamamak zor değil. "Ben kahvaltımı yaptım, doyduysan kalkalım da okula gidelim, ben dışarıda bekliyorum" Berke kapıya doğru adımlarken ben de yukarıya çıkıp çantamı aldım. Müni ye çıktığımı belirttim ve kapıdan çıktım. Arabanın içinde beni bekleyen Berke'ye doğru yürüdüm. Arabaya bindim ve okula doğru yol aldık.
Sevgili okuluma varmıştım, ben bu okulu çok seviyorum dedi ve Nida çarpıldı. Sınıfa girdiğimizde herkesin uyuyor olduğunu gördüm. Sırama oturdum ve telefonu sessize aldım. İlk ders tarihti. Mahmut Hoca gelirdi biraz sonra. Biraz dinlenmek için kafamı sıraya koydum ve gözlerimi kapattım. Bir süre sonra hoca geldi ve derse başladık, tarih dersini seviyorum, ve tabiki Mahmut Hoca mı da. Hocanın bana yönelttiği soruya cevap verecekken yüzü kıpkırmızı olmuş nöbetçi öğrenci sınıfa girdi ve "Hocam izniniz olursa Nida'yı Bade Hoca müzik odasına çağırıyor." dedi. "Hocam gidebilir miyim" diye sordum, Mahmut Hoca da "evet gidebilirsin, mutlaka geleceğim seni dinlemeye kızım" dedi. Mahmut Hoca'nın dedikleriyle sınıfa bir şeyler oldu ve bana tezahürat yapmaya başladılar, sınıftan zar zor çıltım ve müzik odasının bulunduğu kata indim. Elbiseyi ne kadar merak etsem de Bade Hoca'yı bekletmek istemedim ve direkt odaya girdim. Girmemle gözlerimin şaşkınlıkla açılması bir oldu. Neşeli mi neşeli Bade Hoca gitmiş yerine sinirli birisi gelmiş. Her ne kadar sen git Bade gelsin demek istesem de fikrime gözlerimi devirdim , Bade Hoca'yı dinlemeye başladım. "Nida! O Berke ne yaptığını zannediyor, erkek aklıyla yeni elbise seçmek nedir?” demekki buna sinirlenmiş. " Hocam benimde sabah haberim oldu, ama inanın bana elbise gerçekten çok güzel, isterseniz getireyim bir de siz görün?" Bade Hoca benim zevkimi beğenirdi ve benim dememle biraz yumuşadı. "İyi getir bakalım" "Tamam hemen getiriyorum" diyerek kapıya yöneldim ve çıktım ve 11 lerin dolaplarının bulunduğu kata çıktım, dolabı açar açmaz elbisenin güzelliğiyle dondum kaldım. Berke gerçekten çok zevkliydi. Ama bir dakika, bir sorun var, şimdi sabah bana Berke elbisenin açıklığıyla ilgili bir sürü konuşma yaptı, ama aldığı elbise kapalı değil di ki?? Elbiseyi elime almamla dolaptan bir kağıt yere düştü. Elime aldım ve bunun bir not olduğunu anladım. Birde içine not bırakmıştı, düşünceli pikaçum. "Sen Sindirellayı değil, Prensesliği hak ediyorsun. Ve inan bana Prenses, seni ben gerçek Prenses yapacağım. Hem belki sevgili de oluruz , sana aşığım ve seni bırakamam. Sen benim prensesimsin A.C. " Offf, kimdi bu A.C.? Kesin benimle dalga geçiyordu Berke. Önemsemeyip kağıdı buruşturdum ve dolabın içine attım. Elbiseyi elime alıp tekrar müzik katına indim ve odaya girdim. Elbiseyi Bade Hoca'ya uzattım ve vereceği tepkiyi izledim. "Nasıl sizce? " Çok az vaktimiz kaldı Nida! 11.00 'da başlıyacakmış, acele etmemiz lazım hadi biran önce son konntrollerimzi yapalım" dedi ve çalışamaya başladık, hala çok heyecanlıyım. Bir süre çalıştıktan sonra kalan süremizle de hazırlandık. Elbise mi giymiştim, okuldaki imkanlarla ve Bade Hoca'nın makyaj malzemeleriyle idare ettim. Saçımı Bade Hoca yaptı. Ona bu konuda güveniyorum. Gerçekten müzikte olduğu gibi saçta da yetenekliydi. Saatin gelmesiyle içimde bastıramadığım hececanla birlikte sahnenin arkasında perdeden kafamı uzattım ve gelenlere baktım. Bizim sınıf ve birkaç sınıf daha vardı, en önde ise öğretmenler ve Berke oturuyordu. Berke'nin yanında ise asıl sinsirellamız Elif duruyordu. En önde benim ona gönderme yapacağım şarkıyı dinleyecekti demekki. Zeki bir kız, alır sözleri ve kendine katar, anlamayacağını sanmıyorum. Adımın anons edilmesiyle birlikte sahneye çıktım ve şarkımı söylemeye başladım. Heyecanım yok olmuştu artık.(şarkıyı burada açın canlarım )
Merhaba bayanlar baylar
Gösteri birazdan başlar
Sahnede bir yıldız var
Oyunculukla aldı oscarKendisi kibirli biri
Dengesiz ama sihirli
Baktı mı kalırsın onda
Aklında patlar bir bomba
Bir bildiğimiz var da konuşuyoruz burdaO şimdi sindirella
Özünde sinsirella
Kararlı ama zararlı
Hep atarlı bir muamma
Yüzünde maskesiyle
Gülümsüyor hafifçe
Kıskanırdı görse Mona LisaMerhaba canlarım daha çok küçük bir aileyiz, büyümemzi için elimden geleni yapacağım, bölümleri telefondan yazıyorum o yüzden zorlanıyorum, yanlışlarım olursa kusura bakmayın... Seviyorum sizleri...
Bu bölümü bana destek olan ilk okuyucum ELIFGozgor
Benim can dostum Dark_Young
Ve ponçiğimmm Nurarikan1903 a ithaf ediyorum...
Uamrım beğenmişsinzdir. İyi akşamlar... Canlarım, ponçiklerim, pikaçularımm, öpüldünüz...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİNSİRELLA
Teen Fiction"Sen ..." "Evet, ben?" "Çok a acıyo acıyor." "Tamam dayan bak geldik, senin yanındayım, geçti, herşey geçti artık tamam mı ? Sakın o güzel kahvelerini kapatma bana karşı, ben onları göremeden nefes alamıyorum çünkü..." "Nida" Zor konuşuyordu, acı çe...