Akşam yemeği

139 7 4
                                    

Göğüslerimiz birbirine değiyor kaslarını göğsümde hissedebiliyordum . Ama Bu yalnıştı. Melis. İstanbuldaki ilk arkadaşım gözlerini yeni kapatmışken ona sarılmam yalnıştı.

" Dur " dedim.

Dahada sıkı sarıldı.

" Melis şuan yok . öldü. ama biz hala hayattayız nefes almaya devam ediyoruz yapacağımız başka bir şey yok "

Dudaklarını alnıma yaklaştırdı ve bir öpücük kondurdu.

 " Melis yok ama hayat devam ediyor"

Haklı olduğunu düşünerek onu onayladım . Melis 'i tanıştığımız o kısa zaman içerisinde gerçekten çok sevmiştim . 

Ama hayatım  boyunca onun için üzülemem.  hepimiz bir gün öleceğiz. o güne kadar kendi mutluluğum için uğraşmalıyım.

Melihi'i ittirdim ve odama çıktım . Beş saniye gözlerimi kapatmak için yatağıma uzandım.

" Kalk hadi uykucu "

Akşam olmuş çoktan. Melis'in ölmesiyle eve gelen birsürü insan çoktan dağılmış.

n

Ben gözlerimi ovuştururken. Melih elimden tutup bi çocuk gibi beni çekiştirmeye başladı. Mutfak kapısına yöneldi .

" Ben acıktım " dedi.

" Yemek ye "

" Ah bu nasıl aklıma gelmedi " dedş ve yapmacık bir şekilde yüzünü buruşturdu.

" Tamam tamam sen kazandım ne yemek istersin ?"  dedim ve dil çıkardım.

" Makarna . zaten başka bir şey yapmayı beceremezsin " dedi ve alaycı bir şekilde gülümsedi.

Ona kes sesini bakışımı attım. sinirlenmiştim . buzdolabını açıp karıştırmaya başladım.

" Makarna demiştim buzdolabında işi ne bu kadarda beceriksiz olduğunu bilmiyordum . Çekil şurdan ben hallederim " dedi.

" Sus ve izle "

Melis Melih'ten bahsederken onun sevdiği yemekleri anlatmıştı. o melihle ilgili konuşrken dinlemiyordum ama o an çok acıkmış olmalıyım. 

Her neyse buzdolabından dolmalık biberleri çıkardım . Plastik bir kaba yeteri kadarını boşalttım. Güzelce yıkadıktan sonra elime metal bir kaşık alıp içini oymaya başladım.

" Vayy kızımız becerikliymiş "

Sırıttım " Ne sandın " dedim.

Cevap vermeden beni izlemeye devam etti. 

" Parmaklarını yiyceksin "

" Peki onları içsizmi hazırlamayı düşünüyorsun " dedi hayvan smile yaptı.

Ah nasılda unuturum!

" Hepsini ben yapamam . İnternetten nasıl yapıldığını araştır ve yap "dedim ve gülümsedim.

Oflaya puflaya başladı yapmaya . Her şey hazır olduktan sonra tek eksik şey güzel bir masa hazırlamak oldu. Yemek odasına yöneldiğimde Masaya tabaklar koyulmuş 2 tanede mum vardı. Bu salak çocuk benim dikkatimi çekmeye çalışıyordu anlaşılan.

yavaşça kapıyı açıp elindeki yemek tabaklarıyla beraber içeri geldi. 

Sandalyemi  geri doğru çekti. 

" Buyur prenses "

Prenses demesi hoşuma gitti. Bunu bana söyleyen ikinci kişiydi o . yalnış anlamayın hemen amcam beni küçükken prenses diye çağırırdı . ona gerçekten minnettarım.  bana annelik hem babalık yapmıştı o adam. 

yemeklerimizi yedik.

Elini uzattı. Başta çekinsemde bende karşılık verip elimi uzattım. Yine beni çocuk gibi çekiştiriceğini düşündüm. Ama o beni yine yanıltmıştı. Sert bir hamleyle beni kucağına alıverdi.

MELİHİN KUCAĞINDAYDIM.

KUCAĞINDAYDIM.

Yavaş adımlarla salondaki. kolduğa doğru ilerledik . 

" çok yiyiyosun "

Omzuna sertçe vurdum ama hiç canı yanmamış gibi gözüküyordu. 

koltuğa oturdu . ben onun kucağında yan bir biçimde dururken . eli çıplak bacaklarıma değdi ve beni kendine doğru çevirdi. Koltuğa oturdu . Bacaklarımı beline sardım.

" Hazırmısın *"

Onu gözlerimle onayladım. Çikolata kokan nefesini yüzümde hissettim beni sertçe öpmeye başladı. Aslında hazır değildim bunu yapmak istemiyordum . İstanbul bütün masumluğumu almıştı benden. istemdışı hareketler yapıp bilinçsizce cevaplar veriyordum.

Sonuçta ilk defa birinin kucağında oturuyordum. Aletini organımda hissetmeye başladım .Bu vebi rahatsız ediyordu. Çok cabuk tahrik olmuştum. İç çamaşırım ıslanmıştı hatta şortum bile.

Dudaklarını dudağımdan çekip 

" Hoşuna gittiğini biliyorum bebeğim " dedi

İğrenç tek kelimeyle iğrenç. Daha sonra tekrar dudaklarıma yapıştı. Elini pantolonunun düğmesine götürdü.onu açar açmaz . Gözümden damlalar akmaya başladı. ANlamış olacakki durdu beni kucağından indirip koltuğa bıraktı.

" Sorun ne ?"

" B-benn  B-aakireyim"

Uzun bir süre okyanus mavisi gözleriyle gözlerime baktı. Daha sonra pişman olurmuşcasına.

" ben duş alıcam " dedi ve yukarı çıktı.

O gittikten sonra hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım.

Sen güçlü kızsın merve diye mırıldanıp elimin tersiyle göz yaşlarımı sildim .

melih'in odasına doğru ilerledim . Gitmek istemiyordum ama bir şey bana engel oluyor. Ayaklarım beni oraya götürüyordu.

Kapıyı açıp. Odasındaki duşa takıldı gözüm içerisi gözükmüyor ama su sesi geliyordu .

" Sana ihtiyacım var "

duymadı. tekrarladım . Su sesi kesildi birden. duşa kabinden çıktığında belinde sadece havlusu vardı . Kaslarını ilk defa bu kadar iyi görmüştüm. Nefes kesiyordu.

" ne istiyorsun ? "

Tek kelime etmeden Yanına yaklaştım  ve dudaklarına yapıştım. O çıplaktı . ÇIPLAKTI.  Bana karşılık vermedi ben acizliğimle onu öpmeye devam ediyordum.

Sonunda fikrini değiştirmiş olmalıki. kollarını belime sardı ve sertçe öpüşmeye başladık.

biran için hafifçe geriledi.

" Bunu istiyormusun "

Cevap vermedim ne diyebilirdimki. 

Beni yatağa ittirdi. ve bir çırpıda üstüme çıktı .Tişörtümü çekiştirerek. üstümden çıkardı .

Sadece sütyenimle kaldım.

Değişik hissediyorum. Kalbim çok hızlı çarpıyor. 

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 12, 2014 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Okyanus Gözlüm.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin