Bir ses " Merve hanım uçağımız İstanbula iniş yaptı". Merve hanım ilginç geliyor kulağa alışık değilim böyle şeylere. Basit bir köylü kızına Hanım lafı... " Peki" diyerek valizimi alıp havaalanından ayrıldım. Yıllarca çalışmamın karşılığını alıyordum. Zorlu köy hayatını zehir etti bana ailem. " Kız kısmı okumaz otur evde yakında tarlada çalışır kazanırsın paranı " çok saçma erkeklerin ne farkı var bizden hepimiz insanoğlu değilmiyiz? Ailemi asla affetmeyeceğim. Bir kez daha onları yanıltıp dim dik ayaklarımın üstünde duracağım. Asla pes etmeyeceğime söz veriyorum.Havaalanından ayrıldıktan sonra elimle dur işareti yaparak bir taksi durdurdum.
Şöför: Hoşgeldin Ablam yolculuk nereye?
Cebimden çıkardığım kırış kırış olan kağıdı şöföre uzattım. Kağıt parçasında kalacağım yurdun adresi yazıyordu. Şöför bir bana baktı bir kağıda. Üstümdeki kıyafetlerden burslu olduğumu anlamıştı sanırım.
Şöfür : Bak kızım bu yurtta kalanlar zengin çocukları . Giydikleri kıyafetler son moda. Harcadıkları paranın haddi hesabı yok. Sen onlara uyum sağlayabilecekmisin?
Başımı öne eğdim vericek cevabım yoktu. Şöför amca beni üzdüğünü anlayınca taksiyi sürmeye başladı. Etrafı sessizlik kapladı . Arabaların korna sesinden başka ses yoktu . Oda bi ses kirliliğine neden oluyordu zaten. Burası İstanbul hayaller şehri. Yüzlerce araba ve olağanüstü bir trafikte ilerlemeye çalışırken neredeyse hiç arabanın olmadığı bir sokağa giriş yaptık. Gözlerimi ovuşturdum burası inanılmazdı. Daha önce filmlerde gördüğüm o muhteşem evlere çok yakındım. Şöför amca bir yerde durdu ve " Bekle kızım hemen geleceğim " dedi. Uzun bir telefon konuşması yaptıktan sonra yanıma geldi ve " Ev sahibimizin kızıyla tanıştıracağım seni sana bir sürprizi var " dedi. Kız güzellik salonunun önünde bizi bekliyordu. Şöför amca " Ben iki saat sonra seni almaya gelicem " dedi ve bu harika yerden uzaklaştı.
Kız : Merve sen olmalısın ben Eylül içeri geç.
Ben ; Sabırsızlanıyorum.
Eylül : Gel canım buradaki sandalyeye otur ben hemen geliyorum. Eylül gerçekten çok güzel bir kız Uzun siyah saçları mavi gözleriyle çok çekici. Erkek olsaydım onunla çıkardım. Eylül geldi ve " Değişim vakti. Eğ başını " dedi ve saçımı yıkadı ardından daha önce hiç görmediğim bir kaç sprey sıktı saçıma hacimli ve dolgun görünmesini sağlıyor ve uzun süre bozulmuyormuş. Saçımın kurumasını beklerken Eylül bana kendi tasarladığı kıyafetleri gösterdi. " Bu çizimleri senin bedenine göre dikicem ve her elbisenin altına bir ayakkabı seçeceksin" dedi tatlı bir tebessümle. Başıma talih kuşu konmuştu adeta " Çok teşekkürler iyiki varsın " dedim. Eylül kadar güzel olabilecekmiydim? Saçım hemen hemen kurudu derken Eylül ölçülerimi almaya başladı. Bir saat kadar beklemem gerektiğini söyledi. Bende o sırada Kardeşim Burcu'yla konuştum. Onu şimdiden çok özledim. Vakit çok çabuk geçti bir saat nasıl geçti anlayamadım. kardeşime " kapatmam gerek " diyerek Eylül'ün yanına gittim. Eylül büyüleyici sesiyle " Bunların hepsi senin giderken bunlardan birini seçerek yurda o kıyafetle giriş yapmanı istiyorum " diyerek. Elindeki kıyafetlerden bir çiftini bana uzattı. Çok etkilendim. Harika bi tasarım . Bu kadar mükemmel bir elbiseyi hakediyormuydum? Kabinden çıktığımda aynada gördüğüm yansıma başka birine aitti sanki.
Eylül : Ara sıra yanıma gel canım . Mahmut amca dışarıda seni bekliyor.
Eylül'ün mankenlere taş çıkartıcak bir güzelliği var. Vedalaştık. O gerçekten çok sıcakkanlı bir kız. Böylece şöförün isminide öğrenmiş oldum .Mahmut Amca beni yurda kadar bıraktı. Hiç para almadı üstelik. Borcumu vermek istedim ama istemedi. ona minnettarım. Mahmut Amca'nın elini öptüm ve vedalaştık. Babam bile bu kadar sıcak davranmadı bana. Mahmut amca uzaklaşır uzaklaşmaz başımı geriye çevirdim. Yurt karşımdaydı. Burası Harika. İçeri girdiğimde beni gözlüklü bir bayan karşıladı.Bayan ; Sen yeni kız olmalısın.
Ben : evet ( gülümsedim ) İsmim Merve , Merve Aymak.
Bayan : Sen burslu öğrencilerden olmalısın. ( yüzünü kırıştırarak )
Para düşkünü bir ukala olduğu nasılda belli oluyordu. Bayan ukala bana odamı gösterdi. Burası özel bir yurt olduğundan odaları tek kişilik ve çok genişti. Rüyada gibi hissettim. İyiki annemin dediğini yapmayıp çalışmışım diye geçirdim içimden. İşimi elime alınca kardeşimi prensesler gibi yaşatacağım. Odamda kendime ait yatağım , dolabım ,çalışma masam oda ne? bir Notebook bu benim olmalı. O kadar yorgundumki kendimi yatağa attığım gibi uykuya dalıverdim.